Avrupa Birliğinin yıllarca uğraşıp oluşturmaya çalıştığı pembe dizi romanlarının mutlu insan profiline benzeyen vatandaş tipi galiba yolun sonuna gelmiş gibi görünüyor. Bir süredir pek fazla gürültü duyulmasa da Belçika’da Flaman ve Valon çekişmesi yıllardır sürüyor. Kendilerine göre dünyanın istikrarının koruyucuları olduklarını söyleyen ülkelerin büyük gayretleri sonucu Belçika sakinleştirilmiş veya uyutulmuş gibi duruyor! Ancak bu uykuya yatmayan başka ülke insanları da mevcut.
Yakın zamanda değindiğimiz konu olan Avrupa Birliğini bekleyen siyasal ve sınırsal değişik gelecek beklentisi gerçekleşme yolunda bir adım daha ilerledi denebilir. Geçtiğimiz Pazar günü Katalan bölgesinde parlamento seçimleri yapıldı. Bağımsızlığa giden yolda çalışan “Evet için Birlikte” ittifakı 135 sandalyenin 62 sandalyesini kazanırken ayni şekilde bağımsız Katalonya’nın savunucusu olan sol eğilimli “Halk Birliği Adaylığı Partisi” 10 sandalye kazanarak ikisi birlikte çoğunluğu sağlamış oldular. Bundan sonrasının önümüzdeki yıl bu bölgede yapılması planlanmakta olan bağımsızlık referandumundan sonra ortaya çıkması beklenebilir.
Belçika’daki siyasal çalkantıların uykuya yatırılması ve geçtiğimiz yıl İskoçya’da yapılan bağımsızlık oylamasında İskoçların birlikten ayrılmaması için çalışan uluslararası güçler önümüzdeki dönemde Katalonya’da çalışmaya başlarlar herhalde. İspanya hükümeti Katalonya’nın böyle bir oylama yapma hakkı olmadığını savunurken, aralık ayındaki seçimlerde iktidara gelmesi beklenen ve Yunanistan’dan sonra Avrupa Birliğinin yeni sürprizi olan “Kravatsızlar sınıfından” Podemos partisi Katalan’ların bağımsızlık referandumu düzenleme hakkı olduğunu savunuyor.
Katalan bölgesi İspanya için makul bir gelir kaynağı; geçen yıl 200 Milyar Euro milli gelire katkıları olmuş, oransal olarak %19 ve kişi başına düşen milli geliri 27.000 Euro. Geçen yıl yaklaşık 17 milyon turist ziyaret etmiş, yaptığı ihracat miktarı ülkenin %25 ine tekamül ediyor.
Avrupa Birliği denilen oluşumda birileri ayrılmak ve kendi devletlerini kurmak için çalışıyor. Bunu kabullenmek zor gelse de Brüksel’deki mecliste oturanlar günü geldiğinde durumu mecburen anlamak ve kabullenmek zorunda kalacaklar. Diğer taraftan birileri, olmayan bir devleti yeniden kurabilmek için iki farklı toplumu sıkıştırmaya çalışıyor!