“Pain is inevitable. Suffering is optional.” - Haruki Murakami
Hayatımızda kaçınamadığımız zorluklar ve acılar olduğu kesin. Bu zorluklar ve acılarla karşılaştığımızda düşünme, ele alma şeklimiz, tepkilerimiz ve bu acı ve zorlukları işleme alışkanlığımız yaşadığımız acıyı artırıp artırmayacağımızı belirliyor.
Hepimizin zor durumlarla, kaçınılmaz acılarla başa çıkma yolları birbirinden farklıdır. Rahatsız olduğumuz, fiziksel veya duygusal olarak canımızı yakan mevzudan sonraki hareketlerimiz o acıyı derinleştirebilir ya da hafifletebilir.
İçimizde muazzam bir güç var, gücü keşfetmenin belki de tam zamanı. İçimizdeki gücü kullanabilsek acıyı bir öğretmen olarak görebilir ve bu deneyimden gelişme, büyüme ve dönüşüm ele edebiliriz. Burada söz konusu olan seçimdir. Acıyla yüzleştiğimizde olumlu bir tutum benimseyerek acıyı basamak yapmak ve acının bizi aşağı çekmesine izin vermektense kendi hikayemizi yazmaya odaklanmaktan bahsediyorum aslında.
Frida Kahlo’nun dediği gibi “Acıyı kabul et, onunla yüzleş ve geç. Acı, bir köprüdür, kalbini iyileştirene kadar üzerinden geçmelisin.” Acıyı kabul etmek, içsel gücümüzü keşfetmek ve çözümcü – yapıcı bir tutumla hareket etmek, sıkıntıları azaltmanın ve iç huzurumuzu korumanın anahtarlarından biridir.
Kaçınılmaz olan acı geldiğinde, sıkıntı çekmek, acının üzerimize oturmasına, bizi etkilemesine ve ruhsal olarak parçalanmamıza izin vermektir. Bu zorlu süreçte, acımızı nasıl işleyeceğimiz konusunda seçim yapma özgürlüğüne sahibiz. Çok büyük acılarda bunu düşünemediğimiz doğrudur. Çünkü “Büyük acılar dilsizdir.” der Victor Hugo. Seçim yapmakta zorlanırken duygusal iyileşme noktasında destek aramak, rehberlik edebilecek kişilere danışmak seçimimizi kolaylaştırabilir.
Acı ve tatlı durumlar yaşam deneyimimizin parçalarıdır. Kayıplar, hayal kırıklıkları, ayrılıklar, hastalıklar, gönül kırgınlıkları bize acı veren deneyimler arasındadır. Tüm bu acıların getirdiği sıkıntıları nasıl yönettiğimize bakmamız gerekir. Bu sıkıntıları sürekli dile getirmek, hatta abartmak, sürekli geçmişte yaşamak, bizi hüzün ve acı sarmalında tutar. Acıyı hissetmek, insan olmanın bir parçasıdır. Bununla birlikte acıyı beslemek ve ona takılı kalmak artık bir seçimdir. Paulo Coelho’ya kulak verelim: “Acılarımız bize öğretmenlik yapar, eğer onları dinlemeyi ve anlamayı seçersek.” Acıları anlamak ve içsel gücümüzü kullanarak, pozitif düşünceyi harekete geçirip, peki bundan sonra ne yapabilirim diye olumlu bir tutum belirlersek hayatımıza devam edebilir, acı ve zorluklarla güçlenir, olgunlaşır ve içsel dönüşümümüzü gerçekleştirebiliriz.
Doğru seçimlerle doğru sonuçlara ulaştığımız günlerimiz olsun…
M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/
@indusefsun
#acı #acıçekmek #seçim #farkındalık #indusglobal #indusconsulting