Günlük hayatta zaman zaman stresli insanlarla karşılaşırız.
Her kızıp bağırana geri dönüp cevap vermek durumunda mıyız?
Elbetti ki hayır!
Böyle durumlarda susma hakkını kullanıp çekip gitmek en güzel harekettir.
Çünkü aksi durumda çok kötü olaylar olabilmektedir.
Gazetelerin üçüncü sayfaları her gün bu tür haberlerle doludur.
Bir bakıyorsunuz iki kardeş ya da iki komşu arasındaki husumet, silahlı kavgaya dönüşebiliyor.
Oysa birazcık sabır belkide durumu tersine çevirebilecek.
Aileler ve okullarımız bu konuya daha çok önem ve öncelik vermesinde yarar vardır.
Çünkü insanlar arası ilişki ve iletişim konusu hayati öneme sahip bir konudur.
Bu ilişki ve iletişimden dostluklar, kardeşlikler çıktığı gibi kin ve düşmanlıklar da çıkabiliyor.
Filozofun Hikayesi
Önce bir hikayeyi siz değerli okuyucularımızla paylaşmak isterim.
Yıllar önceydi. Öğretmen okulunda okuyoruz.
Bir öğretmenimiz derste şunları anlatmıştı:
“Çocuklar, okulu bitirip köylere öğretmen olarak atanacaksınız. Siz öğretmen olarak köylerimizin ve köylülerimizin ışığı, rehberi yol göstericisi olacaksınız. İnsanlarla ilişkilerinize çok dikkat etmelisiniz. Bazı şeyleri duymayacak, bazı şeyleri hiç görmeyecek bazen de sabredip hiç konuşmayacaksınız. Yani üç maymunu oynamalısınız.
Bakınız ben size bu olaya ışık tutacak bir hikâye anlatayım. Eski Yunan’da Atina’da bir filozof yolda yürüyor. Arkasından gelen bir adam bu filozofa bağırıyor, çağırıyor, ağza alınmayacak küfürlerle hakaret ediyor. Ama filozof lütfedipte geriye dönüp bu adama bir cevap vermiyor.
Filozofun karşısından gelen başka bir adam bu hakaretleri duyuyor ve filozofun yanına gelip şöyle diyor:
‘Arkanızdan gelen şu adam size hakaret ediyor. Ona geri dönüpte neden bir cevap vermiyorsunuz?’ diye soruyor.
Filozof, eğilir adamın kulağına şöyle fısıldar:
‘Her hakaret edene cevap vermek durumunda mıyız? Elbettekihayır! Böyle durumlarda sabretmek çok güzel bir erdemdir.”
Adam, bu cevap karşısında mahcup olur. Filozof da tekrar yoluna devam eder.”
Bu bir hikâye. Bizim için önemli olan bu hikâyeden alacağımız derstir.
Yeri gelince sabretmesini bilmek ve susmak yüce bir erdemdir.
İnsan İnsanlığını Yapar
Konunun daha iyi anlaşılması için bir başka olayı da yazmak isterim.
Hz. Musa, bir gün ayağına diken batan bir köpek görür.
Ve köpeğin ayağındaki dikeni çıkartmak için onun yanına gider.
Ancak etraftaki halk:
“Ya Musa, o köpektir. İyilikten anlamaz. Seni ısırır,” der.
Fakat Hz. Musa insanlık görevini yapar. Dikeni çıkartır.
Ancak tam o anda köpek Hz. Musa’yı ısırır.
Etraftaki halk haklı çıkmanın gururu ile şöyle der:
“Biz sana söylemiştik, ya Musa.”
Hz. Musa’nın cevabı çok eğitici ve öğreticidir:
“O köpekti köpekliğini yaptı. Ben insanım insanlığımı yaptım.” der.
Evet, insan,insanlığını yapacak.
Yazımızı Mevlana’nnın şu güzel dizeleriyle bitirelim istedim.
İnsanda güzel olan yüzdür
Yüzde güzel olan gözdür
Ama insanı insan yapan
Ağızdan çıkan sözdür.
Kalın sağlıcakla.