AK Parti mahreçli pek çok açılım yaşadık.

Demokratik açılım, devletin Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana düştüğü ayıptan kurtulma ve normalleşme refleksiydi.

Alevi, Roman ve Ermeni vatandaşlarımıza yönelik açılımlar, yine demokrasi ve hukuk devleti olmanın gereğiydi.
Bu defa AK Parti farklı bir açılım ve hamle içinde.

Siyasete yön verme hedefiyle arzı endam eden, rutin dışı bir genişleme hamlesi bu.

Kuşkusuz AK Parti açısından rasyonel bir stratejik hamle.

Stratejik bir hamle diyorum zira, bu siyasal manevranın en önemli dinamiğini 2014 sonrası AK Parti mimarisi teşkil ediyor.

Önümüzdeki seçimlerde ve Erdoğan'ın muhtemel Cumhurbaşkanlığı karşısında AK Parti iki sıkıntıyla karşı karşıya kalacaktır.

Biri AK Parti'yi sürükleyebilecek bir lider, diğeri muhtemel oy kayıplarında AK Parti seçmeninin kapısını çalması muhtemel siyasal kimlikler ve adresler meselesidir.

Erdoğan, taşıdığı liderlik vasfıyla AK Parti için geminin yelkenlerini şişiren rüzgârdı.

Abdullah Gül'ün tekrar partinin başına geçtiğini düşünsek bile Erdoğan'la aynı efekti doğurmayacağı aşikârdır.

Başarılı bir Cumhurbaşkanı'yla, liderlik karizması taşıyan bir parti genel başkanı çok farklı kimliklerdir.

Deniz Baykal'dan sonra CHP'de suların bir türlü durulmamasının önemli bir sebebi de lider zafiyetidir.

Lider, partisinin oylarıyla değil, ruhu ve tavrıyla tezahür eder.

Ve lider, kaptanlık yaptığı ekibe şahsiyetini bir manto gibi giydiren adamdır.

Cazibesi, birikimi, ikna gücü ve hitabetiyle takipçilerinde tereddüde mahal bırakmaz.

Parti içinde farklı mumlar yansa bile, lider gibi bir kuzey rüzgârı karşısında şansları yoktur.

Bu liderlik kumaşı da her yerde bulunmaz.
HAS Parti hamlesinin Taha Akyol'un dediği gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan için yüksek bir oy oranı gayesiyle yapıldığına hiç ihtimal vermiyorum.

1-2 puan farkla Cumhurbaşkanı seçilen kişinin meşruiyet veya güç zafiyeti söz konusu değildir.

ABD başkanları çoğunlukla küçük farklarla birbirini geçebiliyorlar.

2008 seçimlerinde John Mccain %45 oy ve Obama %52 oy almıştı.

2004'te ise John Kerry'nin %48'lik oy oranını, G.W. Bush %50'yle kıl payı geçmişti.

ABD tarihinde sonuçları birbirine en yakın başkanlık seçimi ise 2000 yılında Al Gore ve G.W. Bush arasındaydı.
Seçimin kesin sonucu aylarca belli olmadı.

Sonuçlar kesinleştikten sonra Al Gore daha yüksek sayıda seçmenin oyunu almış olmasına rağmen, ABD'nin her eyalette ayrı çoğunluk sağlama esasına dayanan seçim sistemi sebebiyle George W. Bush başkan ilan edildi.

Hiçbir polemik de olmadı.

Erdoğan'ın %51'le veya %58-60'la Cumhurbaşkanı seçilmesi arasında etkileyici bir fark ve sonuçtan bahsetmek mümkün değil.

Partili Cumhurbaşkanı veya yarı başkanlık sistemi olmadan Cumhurbaşkanı'na verilen oyun, aynen siyasal partiye yansıması da söz konusu değildir.

Seçmeni kuşatma stratejisi

O halde HAS Parti, Süleyman Soylu ve hatta Erbakanlar hamlesinin hakiki esbabı mucibesi nedir?

Bence AK Parti, oy potansiyelinde gerçekleşecek muhtemel kayıplara veya farklı arayışlara yönelik alternatifleri bu tür entegrasyon ve transferlerle ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Seçmene "Bize alternatif umutların hepsi yine bizde" mesajı veriliyor.

Akıllıca bir seçmen kuşatma stratejisi.

HAS Parti büyük ölçüde AK Parti'nin faaliyet gösterdiği ve hitap ettiği siyasal kitleye talipti.

Varlığı bir manada AK Parti'nin yokluğuyla bilinecekti.
Bu itibarla AK Parti çözülüp sahneden çekilmeden HAS Parti'nin atak yapma şansı asla yoktu.

Lakin AK Parti seçmenince tasvip edilmeyen politikalar ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı sonrası AK Parti'de yaşanacak lider zafiyetinin oluşturacağı oy erozyonu dikkate alınarak, seçmenin kayabileceği alternatif siyasal adresler önem arz ediyordu.

AK Parti seçmeninin CHP veya MHP'nin kapısını çalması oldukça zordur.

Gideceği mecralar sınırlıdır.
BBP ise merhum Yazıcıoğlu zamanından bu yana kendisine yönelik sevginin bir türlü oya dönüşmediği bir partidir.

Erdoğan dışında milletin teveccüh gösterebileceği bir liderlik kumaşı taşıyan en önemli iki isim Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'dur.

Her iki isim de milletin nabzını tutabilen değerli siyasetçilerdir.

Bu iki ismin AK Parti dışında alternatif bir siyasal lider/adres olma ihtimali, mevcut hamle sonuç verirse bertaraf edilmektedir.

(Bugün gazetesinden alınmıştır)