Başbakan Erdoğan Meclis’te, AKP grup toplantısında konuşurken neler düşündünüz?
Başbakan, bir Türkiye gerçeğini dile getirirken, ben televizyon ekranlarından konuşmasını izleyen Anadolu insanımızı düşündüm...
Ege’de, Karadeniz’de, Trakya’da, Marmara’da, Orta Anadolu’da yaşayan halkımız şöyle düşündü:
“Helal olsun, çok güzel konuştu!”
Erdoğan’ın, PKK terörünün acısını içine gömen, AKP’ye oy vermemiş, her CHP’li ve MHP’li seçmeni etkilediğinden hiç kuşkum yok.
Başbakan gerçekten, “kuzu çevirme” ustası değil, “gündem çevirme” ustası...
Pazar günü İstanbul’da hırçın ve nefret içeren bir konuşma yapan, medyaya vuran, gazetecilere “Üniformalıların taktığı tasmayı biz çıkardık” diyen Başbakan, bu kez halkın en duyarlı olduğu, terör örgütü PKK’nin yaptığı kanlı eylemlere değindi.
Onun için de böyle bir yol izledi...
Hem CHP’ye hem de BDP’ye vurdu, MHP’yi eleştirmedi...
Amacı CHP ve MHP’li seçmeni etkilemekti.
Bana sorarsanız etkiledi CHP’li ve MHP’li seçmeni...
***
On yıldır iktidarda olan AKP gerçekten demokrasi ve özgürlükleri getirdi mi?
Başbakan, Dersim, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırasının üzerine gittiklerini, Türkiye’nin dört bir yanında işlenen faili meçhul cinayetleri aydınlatacaklarını söylerken düşündüm...
Uludere’de 34 kaçakçının terörist sanılması bir kaza mıydı?
Elbet terör örgütüne karşı mücadele edilecektir...
Ancak Uludere olayının soruşturması neredeyse 5 aydır sürmesine karşın bugüne değin bir sonuç alınamadı.
Özellikle yandaş medya bu konuda bir komutanı hedef gösteriyor...
Neden ve niçin?
Bahçeli, Erdoğan ile sonunda aynı çizgide buluştu, o da grup toplantısında İçişleri Bakanı Şahin’e sahip çıktı:
“İçişleri Bakanı Şahin’in açıklaması yüreklere su serpmiştir...”
Türkiye, PKK terörüyle mücadele edecek, buna kimsenin karşı koyduğu yok.
Daha dün Ağrı’da yol yapımında çalışan 10 kişiyi kaçırdı eli kanlı PKK...
14 yaşında dağa çıkan Kürt çocukları, dağda en fazla 20-21 yaşına değin yaşıyor...
Dağ kadrosunu yönetenlerin ise bir eli yağda bir eli balda...
Olan Türk ve Kürt analarına oluyor, kardeş kardeşi öldürüyor.
AKP, halkın nabzını iyi tutuyor; o nedenle Erdoğan’ın kurmayları nerede, ne zaman, hangi konuları öne çıkaracağını saptıyor.
Bakın dün “kürtaj” ve “sezaryen” konusuna hiç değinmedi...
Neden?
Kadınların tepkisini almamak için!
***
AKP iktidarı gerçekten demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak görüyor mu?
Hiç sanmıyorum!
12 Eylül darbecilerinin çıkardığı yasalar yürürlükte. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası, yargıçların bağımsızlığı...
AKP 10 yıldır bu yasaları değiştirmek için adım atmadı ve atmıyor.
Parti içi demokrasi bile yok AKP’de.
CHP’nin il kongrelerinde en az iki-üç aday yarışırken, AKP’de tek adayla il kongre seçimleri yapılıyor...
Sıkıysa ikinci bir aday çıksın bakalım!
Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nı değiştirmemekte kararlı olan AKP, demokratik ve özgürlükçü bir anayasayı Meclis’ten CHP, MHP ve BDP’nin desteğiyle çıkarabilir.
Çıkarabilir ama çıkarmaz!
İşine gelmez seçim sistemini değiştirmek!
YÖK’ü kaldırır mı?
Kaldırmaz!
YÖK, 12 Eylül darbecilerinin ürünü değil mi?
Ürünü!
Bugün YÖK, AKP’nin elinde, o yüzden YÖK’ten hoşnut!
***
Peki yurdumun insanı demokrasi ve özgürlükler konusunda ne düşünüyor?
Bana sorarsanız umrunda bile değil...
Türkiye’de güçlü, Türk ve Kürt emekçilerini kucaklayan bir sol partiye, güçlü bir muhalefete gereksinim var...
Gerisi fasa fiso!
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)