Galatasaray yöneticilerinin yaptığı açıklamalar, “yatırımcıların ceplerinde dolaşan eli’’ gizlemeye yetmez... Yaptıkları finansal mühendislik (operasyonlarıyla) ile kulübün ağır borç yükünü yatırımcılardan aşırdıkları parayla hafiflettikleri gerçeğini örtemez... Birinci görevi küçük yatırımcıları korumak olan Sermaye Piyasası Kurulu’nun Galatasaray’ın sermaye artışlarında kullandığı etik olmayan ve sermaye piyasası dünyasına aykırı yöntemlere gözünü kapatarak suç ortaklığı yaptığı gerçeğini de unutmamak gerekir.
Biliyorum ağır ifadeler kullanıyorum. Ama gördüğüm gerçeğin başka bir ifadesi yok. Hiç kimse, Galatasaray yönetimini kişisel bir çıkar elde etmekle suçladığımı sanmasın.
Tam tersi, Galatasaray yönetimi milyonlarca taraftarına, mali yapısı giderek düzelen, parasal imkânları genişleyen, borçları azalan bir kulüp bırakacak.
Sorun bunu başarmak için yatırımcıların kandırılıyor olmasındadır.
Yatırımcıların nasıl kandırıldığını geçmişte somut bilgiler vererek bu köşede yayınladım. Tekrar etmenin bir anlamı var mı bilemiyorum. Ama isteyen GS yöneticisiyle tartışmaya hazırım. İki büyük günah işlendi. Birincisi, Arena Stadı’nın halka açık şirkete kalması gereken gelirlerini GS Kulübü’ne aktardılar. Bu gerçeği yatırımcılardan gizlediler. Derneğin elindeki hisse senetlerinden bir bölümünü (yüksek fiyattan) satarak yanılmıyorsam 100 milyon TL’yi kasalarına koydular. Ardından da “Pardon halka açık ile birleşen ve stadı yöneten Sportif AŞ ile kulübümüz iki yıl önce bir anlaşma imzalamış. Buna göre Loca, VIP koltuk ve kombine bilet satışlarından elde edilen gelirlerin yüzde 10’u Futbol AŞ’de, yüzde 90’ı ise kulüpte, günlük maç hasılatının tamamı Futbol AŞ’de kalacaktır’’ açıklamasını yaptılar.
Bu işin Türkçesi şu: Halka açık şirkete gelecek sandığınız yıllık 60 milyon dolar veya daha fazlası kulübün kasasına kalacak.
Sonra ne yaptılar? Sattıkları maç biletlerinden daha az vergi kesilsin diye bilet fiyatının yüzde 90’ını derneğe bağış adı altında topladılar. (Hemen her kulübün yaptığı söyleniyor.)
Bununla yetinmediler, sermayelerini 2 milyon 788 bin TL’den 13 milyon 940 bin TL’ye çıkarırken (rüçhan hakkı bedeli adı altında) her bir TL’lik nominal değerli beher pay için 25 TL topladılar. 278 milyon TL aldılar. Bu paranın yüzde 54’ünü dernek verdi şüphesiz. Ama unutmayın ki GS derneği bu parayı yatırımcıdan kaçırdığı kaynakla topladı...
Şimdi de söz konusu sermayeyi 55 milyon 761 bin TL’ye çıkarıyor ve yatırımcılardan her bir TL’lik pay için bu kez 10 TL istiyor. Sanırsınız ki Apple şirketi sermaye artırıyor ve nominal değerin üzerinde bir pay istiyor! Bu artış ve rüçhan haklarından da 400 milyon TL’nin üzerinden bir kaynak gelecek.
Elinde bin TL nominal hissesi olan yatırımcı, yaklaşık 13 bin TL ödemiş olacak. Ödemeyen inanılmaz zarar edecek. Sermaye artışına katılama yanların hisseleri de sanırım dernek tarafından alınacak. Derneğin elindeki pay tekrar artacak. Yani her şey o kadar planlı yapılıyor ki: Dernek yüksek fiyattan sattığı hisse senetlerinin yerine daha ucuza koyacak bir plan uyguluyor. Yatırımcılar sermaye artışına katılırsa ne âlâ; kaynak gelecek. Katılmazsa derneğin şirketteki hisse oranı eski seviyesine gelecek... Özet şudur: Tüm operasyon GS’nin geleceğini kurtarıyor, küçük yatırımcıları ise batırıyor. Uzun vadede herkes kazanacak belki ama bu sonuca varmak için tüm vicdani bariyerler yıkıldı maalesef.
(Haber Türk gazetesinden alınmıştır)