Sinan Engin Beyaz TV’ye geçişinin şerefine ilk program için söz aldığı Rıdvan Dilmen’i Beyaz TV’ye konuk olarak çıkarttı...

Rıdvan aslında tatile gidecekti...

Sırf eski dostunu kırmamak için söz verdiğinden bu programa katıldı...

O programda Ahmet Çakar “keksin zekasıyla” Rıdvan Dilmen’in bir süre sonra Liverpool’dan tranfer edilen Dirk Kuyt’ın başına geçeceğini söyledi...

“Fenerbahçe’de başkan değişecek... Kim olacağını söyleyemem... Rıdvan Dilmen de futbolun başına gelecek...” dedi...

***


Konu şu;

Şike davası mahkamede sona yaklışıyor...

Başkan Aziz Yıldırım daha uzun bir süre tutuklu kalmayabilir...

Çünkü bütün gazeteler savcının Aziz Yıldırım için istediği üst cezayı manşetlerinden veriyorlar...

Oysa savcının istediği cezalar mahkeme tarafından kabul edilse bile, istenen cezanın alt sınırı çok başka bir gerçeğe işaret ediyor...

Aziz Yıldırım mahkemenin sonuçlanmasıyla birlikte, uzun sayılmayacak bir süre sonunda serbest kalabilir...

Ancak Başkan’ın serbest kalması ceza almaması anlamına gelmiyor...

Başka şeyler söylese de herkes mahkemeden bir “mahkumiyetin” çıkmasını bekliyor...

Başkan bir süre sonra özgürlüğüne kavuşacak, fakat “ekonomik çıkar sağlamak ve şike iddialarından” bir mahkumiyet alacak...

Bu mahkumiyet Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Başkanı olmasını engelleyecek ve bu yılın sonuna kadar Aziz Yıldırım büyük olasılkla Fenerbahçe Başkanlığı’nı bırakacak...

***


Yerine şu anda görünen en güçlü aday Saw tranferinde paranın yarısını gözünü kırpmadan veren Ferit Şahenk...

Şahenk, Aziz Yıldırım sonrası adım adım Fenerbahçe Başkanlığı’na gidiyor...

Murat Ülker’in ve Ali Koç’un henüz ne yapacağı belli değil...

İşte durumu gözleyen ve vazife çıkartan Ahmet Çakar’ın söylemek istediği şey bu:

Ferit Şahenk, NTV’den Rıdvan Dilmen’in patronu...

İlişkileri çok yakın...

Gerçi Rıdvan Dilmen’in Aziz Yıldırım’la ilişkileri de çok yakındı...

Fakat Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin içinde bir başkandı...

Ferit Şahenk kulübe yeni...

Alışması ve kulübü çözmesi gerekiyor...

Burada kendisine en yakın gördüğü isim, zamanında NTV’ye büyük paralarla transfer ettiği Rıdvan Dilmen...

Rıdvan’ın bu nöbet değişikliğinde Fenerbahçe’de sportif direktörlüğe soyunması an meselesi olacak...

*****


RIDVAN’IN FENERBAHÇE’DEKİ SPORTİF DİREKTÖRLÜĞÜ İÇİN KELAMIM...

Geçenlerde bir yerde karşılaştık Rıdvan’la...

İkimiz de aramızda geçenlerle ilgili birbirimize bir şey söylemedik...

Ben Rıdvan‘ı Tayfur Havutçu olayında eleştirdiğim için, onun bana dolambaçlı yollardan cevap verdirdiğini düşünüyordum...

Onun için biraz gönül koymuştum...

Fakat sonuçta yirmi yıllık bir dostluğumuz var...

Bunların üzerinde fazla durulmaz...

Ayrıca ben gazeteciyim işimi yapmak zorundayım...

Subjektif gönül koymalarla, önyargılar, nefret ve aşklarla işimi yapamam...

O gün bana birçok şey anlattı Rıdvan...

O anlattıkları yazılmamak üzereydi yazmıyorum elbette...

***


Ancak Aziz Yıldırım’ın olası bir mahkumiyeti, özgürlüğe karşın mahkumiyet nedeniyle başkanlığı bırakması halinde, Ferit Şahenk Fenerbahçe’ye başkan olursa, Rıdvan Dilmen’i profesyonel olarak Fenerbahçe’ye getirmesi eşyanın tabiatıdır...

Ben Rıdvan Dilmen’in Fenerbahçe’de bugüne kadar “gönüllü” yaptığı işleri “profesyonelce yapmasına sonuna kadar taraftarım...”

Hep söylediğim gibi Rıdvan, Fenerbahçe başkanlarıyla çok yakın olan, gönüllü olarak Fenerbahçe’nin danışmanlığını yapan, hatta bazı futbolcuların transferlerinde gücünü ve ağırlığını Fenerbahçe’den yana koyan sevdiğim bir kardeşim...

Rıdvan‘ın Fenerbahçe’ye katkısından ancak mutlu olurum...

***


Konu şu ki;

Ben bu kadar iyi Fenerbahçeli olan Rıdvan kardeşimin, Beşiktaş’ın işlerine karışmasına karşıyım...

Spor medyasında, hasta Fenerbahçeli olduğu bilinen figürlerin, sürekli Beşiktaş’ı ve Galatasaray’ı yönetmek istemelerinden büyük sıkıntı duymaktayım...

Futbol yorumculuğu yaptım, futbol programları yönettim, yüzlerce yazı yazdım...

Hiçbir zaman Beşiktaş camiasının dışında Fenerbahçe ve Galatasaray gibi camiaların işlerine burnumu sokmaya kalkmadım...

Bunu etik bulmadım...

Bana birisi kalksa “Niye bizimle bu kadar ilgisin” diye sorsa, vereceğim cevabın “futbolun iyiliği için” şeklinde olacak olmasından hicap duydum...

Bu cevabı biraz sahtekarca buldum...

Fenerbahçe ve Galatasaray’da işlerin nasıl olacağı konusunda, elbette bir fikrim olur... Fakat o labirentlerin içinde, kulis yapmam, lobi faaliyetinde bulunmam, yöneticilere gidip şunu getirin, bunu gönderin demem...

Bunu etik bulmam, “Sana ne” deseler verecek cevap bulamam...

***


Hülasa...

Rıdvan‘ın Fenerbahçe’de görev alacak olmasını sonuna kadar en kalbi duygularla destekliyorum...

Bir de Beşiktaş üzerinde kulis yapan diğer Fenerli dostlara Fenerbahçe’de bir iş bulmayı Allah’tan niyaz ediyorum...

*****


FİKRET ORMAN, RÜŞTÜ KONUSUNDA HAKLI!..

Firket Orman’a soruyorlar;

-“Rüştü’yle devam edek misiniz, ne yapacaksınız?..”

Orman cevap vevriyor:

- “Ona jübile yapacağımızı, güzel bir veda hazırlayacağımızı söyledik... Sonrasında kulüpte yeni bir görev verileceğini bildirdik” (Kaleci antrenörlüğü var sırada)...

- “Ne cevap verdi?..”

- “Kabul etmedi, iki yıl daha futbol oynamak istediğini söyledi...”

- “Siz ne yapacaksınız?..”

- “Ben 39 yaşında bir futbolcunun beşiktaş kalesinde olmasına karşıyım... Rüştü’yle vedalaşacağız...”

***


Vay efendim sen misin bunu söyleyen!..

Dün haberi ilk verenler, o başlığı kullandıklarından bütün internet sitelerine “Rüştü’ye büyük ayıp” başlığını attırdılar...

Bu ne sakat mantıktır?..

Beşiktaş Kulübü’nün Başkanı takımının kalesini 39 yaşında bir kaleciye teslim etmek zorunda mı?..

Bu takımın bir geleceği yok mu, olmayacak mı?..

Genç Cenk‘i elden çıkartamayacağına göre, 39 yaşındaki kalecin gitmemekte diretirse, yerine nasıl genç ve iyi bir kaleci transfer edeceksin?..

Sana jübile yapalım diyorsun kabul etmiyor...

Jübileden sonra kulüpte görev verilim diyorsun ‘Hayır iki yıl daha oynamak istiyorum’ diyor...

O zaman oyna arkadaş nerede istersen...

Beşiktaş kalesini de bırak yeni ve genç birileri gelsin Cenk’le rekabete girsin...

Fikret Orman, Beşiktaş’ın geleceğini düşünen bir başkan olarak doğru yapıyor...

Yazık “Rüştü’ye ayıp” diye yazanlara...

*****


MUSTAFA DENİZLİ, BEŞİKTAŞ’A DOĞRU...

Mustafa Denizli, Beşiktaş’a doğru pupa yelken geliyor...

Son anda bir sürpriz olmazsa Denizli‘nin Beşiktaş’a hoca olması an meselesi...

Beşiktaş’ı bir iki takviyeyle şampiyon yapacağını söyleyen Mustafa Hoca’ya gelmeden bir iki sözüm olacak...

Sevgili Hocam...

Beşiktaşlı’sın biliyorum, hem de iyi Beşiktaşlı’sın...

Beşiktaş’ta görev yaparken, Beşiktaşlı olmayan medya üzerinden Beşiktaş caimasında iş yaptırtmaya kalkma lütfen...

Manşetleri kotarabilirsin, fakat Beşiktaş’ı kotaramazsın...

Sen bütün gücünü Beşiktaş’a fiksle...

Boşver medyanın geri kalanını...

***


Beşiktaş camiası hocasının Beşiktaş’a ne verdiğine bakar...

Tribünler senin Beşiktaş için ne kadar ter döktüğünü sayar...

Gerisi manşetlerdir, fakat onlar Beşiktaşlı’nın gönlündeki manşetler değillerdir...

Sevgili Hoca...

Unutma...

Medya kendi işini yapar...

Haberini, tirajını, reytingini hesaplar...

Beşiktaş iyi olmuş, kötü olmuş, medyanın meselesi değil...

Esasen iş olarak umurunun teki de değil...

Kötü niyetliler demiyorum...

Sadece işlerine konsantreler...

Sen de Beşiktaş’taki işine konsantre ol sadece Hocam...

Sevgiler...

(Vatan gazetesinden alınmıştır)