Dink Davası\'nın \'akla ziyan\' bir şekilde sonuçlanması üzerine başlayan tartışma ilginç bir hale dönüştü.

Düne kadar \'Nerede bu Ergenekon\' diyenler, \'Örgüt filan yok, AK Parti diktası var\' yaygarası yapanlar günlerdir \'örgüt arayışında.\'

Üstelik bunu yaparken de kafalarında oluşturmak istedikleri tabloyu resmediyorlar.
Mahkemenin bulmak istemediği örgütü bütün boyutlarıyla ortaya koyduğum \'Bi Ermeni Var\'ı yazdığımda, kitabı okumadan \'bir garip kitap\' yorumları döşenen muhteşem entelektüellerimiz(!) şimdi de yeni bir proje peşindeler.
Dertleri de olayın aydınlanması değil.
Bir bütün olarak güvenlik bürokrasisini \'bir dönemin kirli örgütleri gibi cinayet işleyen, işleten veya buna göz yuman devlet kurumu\' gibi göstermeye çalışıyorlar.
Onlara göre jandarmanın, MİT\'in hatta İstanbul Valiliği\'nin hiçbir kusuru yok. Maalesef bazı meslektaşlarımız da cinayeti aydınlatıyorum, diyerek aslında asıl failleri gözden kaçırmayı başardılar.
Oysa yapılması gerekenler çok açık.
Kurumları koruma refleksi bitmeli. \"TİB kayıtları neden 5 yıl sonra verildi\" sorusuna cevap verilmeli. Çünkü bu hareket \'Failler var ama örtülmesi isteniyor\' kampanyasına katkı sağlamak dışında bir işe yaramadı.
Trabzon Jandarması cinayetten herkesten önce haberdar, hatta silah için para veriyor ama aracı olan Coşkun İğci\'yi bırakın araştırmayı, mahkeme hakkında karar vermeyi bile unutuyor.
Erhan Tuncel\'in işin içinde olduğu belli.
Ama \'Devlet cinayet işletti\' dedirtmemek için birçok ayrıntı gözden kaçırıldı. Coşkun İğci için Jandarma\'nın Ankara\'daki kayıtlarına bakmak şart.
Yasin Hayal\'e askerdeyken \'bir şeylerin olduğu\' çok açık.
Araştırılsa belki Özel Kuvvetler ile bağı çıkacaktı. Ama bakılmadı. Dink\'i tehdit eden MİT görevlileri ile ilgili bir şey yapılmadı. Hakan Fidan\'ın içeriden bir soruşturma yapması ve faturayı kestiğini ilan etmesi gerekli.
Trabzon\'un açıkça uyardığı yazının gereğini yapmayanlar da bir şekilde dosya dışına taşındı.
Listeyi uzatmak mümkün.
Çünkü bu dosya \'Bir cinayet nasıl çözülmez\'in delili.
Ancak burada ciddi bir risk var.
O da şu: Ergenekon\'a soğuk bakanlar Dink cinayeti üzerinden emniyeti \'cinayet işleten teşkilat\' gibi gösterme gayretinde. Nihai hedefleri ise polisin \'kirli işler çeviren bir teşkilat\' gibi tescillenmesiyle Ergenekon sürecinin de siyasi iktidarın da büyük yara almasını sağlamak.
Yani faturayı polise kesmeye çalışanların derdi \'AK Parti döneminin JİTEM\'ini\' yaratmak. Böylece hem gerçek JİTEM gündemden düşecek hem de Ergenekon süreci baltalanacak.
Dink cinayetinin geniş kitleler üzerinde fazla bir karşılığı yok.
Bunu kitaba gelen tepkilerden görebiliyorum. Fakat bu cinayet, hükümet için artık bir namus davasına dönüştü.
Eğer DDK\'sı, Başbakanlık\'ı ciddiyetle üzerine gider ve eksikleri giderirse ne ala. Aksi halde cinayetin faturası iktidarın üzerinde kalır.
Üstelik \'arınma sürecinin itici gücü\' yaftalanarak süreç akamete uğratılır.

Dünya gözüyle Türkiye

Önceki akşam Ankara\'da Zaman Gazetesi\'nin 25. yıl kutlaması vardı.
Oscar törenini andıran görkemli organizasyon için kırmızı halıda yürürken Kalender Sokak\'ın çamurlu yollarını hatırladım.
Türkiye gibi Zaman da çok gelişti, kendini yeniledi.
Üstelik değişim dönüşüm sürecini okurlarıyla birlikte yaptı. Eğer Türkiye\'de her alanda bir iyileşme varsa bunda Zaman\'ın çok ciddi katkısı oldu.
Tören her şeyiyle dikkat çekiciydi.
Tüm siyasi partilerden temsilciler, her görüşten bürokratlar ve tabii ki okurlar büyük ilgi gösterdiler.
Başbakan Erdoğan\'ın, ayrıca Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı\'nın konuşmaları ise dikkat çekiciydi. Bence her iki konuşmayı da tekrar izlemek şart.
Çünkü çizdikleri çerçeve aynı zamanda bir yol haritası gibiydi.
Fakat beni başından bu yana çok heyecanlandıran başka bir şey daha vardı. Zaman, tarihi bir işe soyunup dünyanın en başarılı 25 fotoğrafçısına Türkiye\'yi fotoğraflattı.
Ustalar adeta \'Büyük Türkiye Fotoğrafı\' için ter döktüler.
Steve McCurry\'den Paolo Pellegrin\'e, Eric Bouvet\'den Anders Petersen\'e duayen isimler bize bakıp da görmediğimiz \"memleket hikâyeleri\"ni gösterdiler.
Böyle bir proje ve ortaya çıkan muhteşem albüm için Zaman\'a ve başındaki isim Selahattin Sevi\'ye özellikle teşekkür etmek şart.