İlker Başbuğ\'un en ciddi hatası belki de beni dinlememek oldu.
Dinlemeyebilir normal çünkü sakalım yok.
Hem akredite de değilim.
Yani kendine göre dinlememekte haklı gerekçeleri olabilir.
Ama bizi kaale almasa bile en azından söylediklerimize kulak verseydi, yani bir Genelkurmay Başkanı olarak sivilleri değil başında bulunduğu askerleri yönetseydi başına bunlar gelmeyecekti.
Türkiye\'nin siviller tarafından tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı yapmış ilk generali olmayacaktı!
Şöyle, geçmişte İlker Başbuğ hakkında yazdıklarıma baktım hakkında hiç de öyle olumsuz şeyler yazmamışım.
Hatta zaman zaman övmüşüm.
Çoğu zaman da uyarmışım.
Bu millete parmağını sallama demişim.
Yumruğunu masaya vurma demişim.
Sen kahraman bir ordunun başına geçtin, bu ordunun mazisine müstakbeline uygun davran demişim.
Ergenekon davasına etki etmeye kalkışma demişim.
AK Parti\'nin kapatılması için açılan davaya karışma demişim.
Anayasa değişikliği çalışmalarına engel olma demişim...
Kağıt parçası deme...
Boru deme...
TSK\'nın yeraltında gömülü tek silahı yok deme...
Her hafta etrafına gazetecileri toplayıp millete, hükümete, yargıya parmak sallama...
Lanetliyorum bunları deme demişim.
Türk ordusunun da bir sabrı var deme.
Ben askerimin moralini bozan herkesle savaşırım deme...
Mütareke basını deme demişim.
Ama o beni dinlemedi.
Doğrusunu isterseniz yazılarımı Genelkurmay Başkanı\'nın beni dinlemesini bekleyerek yazmıyorum.
Ama yazdıklarımızdan istifade etsinler, faydalansınlar diye düşünüyoruz.
Fakat onlar bizi \"düşman\" saflarında kategorize ettikleri için dostane söylediklerimizi de düşmanca algılıyorlar. Dolayısıyla yanlış yapıyorlar.
İddia ediyorum, biz Türkiye\'deki çok generalden daha iyi okuyoruz Türkiye\'yi, dünyayı ve Türkiye\'nin geleceğini...
Dolayısıyla söylediklerimizi, yazdıklarımızı dinlemeleri hem kendi hem ülke yararına olur diye düşünüp yazıyoruz.
Ama onlar kendi havalarında.
Onları da bu havalar mahvetti zaten...
İddia ediyorum, eğer beni dinleseydi, yazdıklarıma kulak verseydi tutuklanmazdı İlker Paşa...