2012 Yaz Olimpiyatları yarın başlıyor. Dünyanın gözü kulağı Londra'da olacak.
Biz de başta Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve milli sporcularımızla birlikte Londra'dayız.
İşte son gün itibariyle Londra'nın hali:
İngilizler gurur meselesi yapmışlar
27 Temmuz-12 Ağustos arasındaki oyunlar İngilizler için gurur meselesi olmuş. Neredeyse tek gündem olimpiyatlar. Medya bu haberlerle dolu.
Siyasiler sorunsuz bir organizasyon için kesenin ağzını açmış. 1908 ve 1948'de olimpiyat düzenleyen Londra bu konuda tecrübeli sayılır. Normal şartlarda dünyanın en yoğun havalimanlarından olan Heatrow, olimpiyatlar sebebiyle ekstra yoğun. Ama tüm tedbirler alınmış. Bagajınızdan akreditasyon kartlarınızın alımına kadar size yardım edecek gönüllü gençler var. Ekstra pasaport kontrol memurları bile konmuş.
Havalimanından yola çıktığınızda ilk dikkatinizi çeken, olimpiyat reklamları ve sloganları.
Her yerde "Hani evimize misafir gelmeden önce hızlıca etrafı toplarız ya. İşte hep birlikte böyle yapmalıyız. Bir farkla; bu defa evimiz Londra;misafirimiz ise tüm dünya. Çok işimiz var " pankartları var.
Trafik kâbus olabilir
Londra trafiği normalde zaten işkence gibidir.Oyunlar sebebiyle iyice sorun olacak. Çünkü şehirde tüm yolların bir hattı, 'busline' olarak otobüslere ayrıldığı için normal araçların oraya girmesi mümkün değil. Şimdi bir diğer hat da 'olimpic line' ismiyle oyunlara ayrıldı.
3 şeritli bir yol düşünün. Bir hattını otobüs, bir hattını olimpiyat araçları kapatmış. Konuştuğumtüm Londralılar
trafikten korkuyor. Bu arada bu iki hatta kazara 1-2 saniye bile girseniz 130 pound ceza otomatikman hesabınıza ekleniyor.
Taksi şoförümün anlattığına göre İngiliz hükümeti bu uygulamadan olimpiyatlar kadar gelir bekliyormuş.
Güvenlik abartılı seviyede
9 milyar sterlin bütçeli hazırlıklarda en büyük payı güvenlik aldı. İngilizler paranoya halinde. Normalde silahlı polisler pek görülmez bu şehirde. Ama şimdi uçaktan indiğiniz an karşınızdalar. Her yer tam tekmil özel anti terör timleriyle dolu. Aslında güvenliği abartıyor gözükseler de bu konuda esaslı bir skandal da yaşandı. Güvenliği verdikleri G4S şirketi taahhütlerini yerine getiremedi. Son anda ordu ve polisten 12 bin takviye yapıldı.Oyunları 12 bin 500 polis, 13 bin 500 asker ve 13 bin özel güvenlik ile korunacak.
Dünya liderleri geliyor
Olimpiyatlar sadece sporcuları değil dünya liderlerini de bir araya getiriyor. 200'ü aşkın devlet ve hükümet
başkanı açılışta olacak. Başbakan Erdoğan da kalabalık bir heyetle Londra'ya geliyor. Kraliçe heyet
adına bir yemek verecek. BM toplantısı gibi.
Çatılara uçaksavar ve füze sistemi
Dediğim gibi, güvenlik resmen paranoya halini almış. Olimpiyat köyü civarı uçuşa yasak bölge yapıldı. Şehrin muhtelif yerlerinde çatılara uçak ve füze savunma sistemleri yerleştirildi. Bir kısmı da sivil binaların çatısında. Oturanların itirazına rağmen hükümet bu uygulamayı yaptı.
“Londra’yı terk edin” çağrısı!
Biz FSM Köprüsündeki tadilatla ilgili 'imkanı olanlar tatile çıksın' dediği için Karayolları Genel Müdürü'nü linç etmiştik ama burada benzer bir çağrıyı, üstelik, devletin zirvesi yaptı. Yaşanacak olumsuzlukları gidermek için Londra Belediye Başkanı Boris Johnson 'Londralılar mümkünse şehri terk etsin' dedi. Bu çağrı da karşılık bulmuş. Hatta diyebilirim ki son birkaç ayda 3 kez geldiğim Londra'da sokakları bu kadar sakin görmemiştim.
Okullar erken tatil. Gurbetçiler de tatillerini bu döneme getirmiş. Londra, oyunlar için dışarıdan gelenlere kalmış gibi. Şehir, oyunlarla yatıp kalkıyor. Müzelerin konseptinden tutun ünlü Londra müzikallerine kadar her şeyde olimpiyat var. Hatta 27 dilde Shakespeare oynanmış. Fotoğraf galerileri olimpiyat oyunları temalı sergilerle dolu.
Olimpiyat köyü Ramazan’a hazır
Olimpiyat Komitesi'nin önem verdiği hazırlıklardan biri de Ramazan.Müslüman sporcular için olimpiyat köyünde 24 saat açık bir yemekhane hazırlandı. Sahur ve iftar veriliyor. İbadet için mescit var. Ayrıca olimpiyat köyünde görevli personele Müslüman olsun olmasın Ramazan ve oruç hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı. Oyunların yapılacağı 6 şehir de benzer hazırlıkları yaptı. İlk iftarı ise İngilizlerin altın madalyalı Müslüman sporcusu Abdulazeez Buhari yaptı.
Kendi imkanlarıyla Londra Merkez Camii’nde 5 bin kişiye iftar verdi. Yeri gelmişken söylemek lazım, sadece bu örnek bile İngiliz sporcularla Türk sporcular arasındaki ekonomik güç farkının göstergesi. Bizim sporcularımız geçimini sağlamak için mutlaka öğretmen filan olmak zorunda. Bırakın 5 bin kişiye iftar vermeyi kendini zor geçindirebiliyor. Londra'nın 'çılgın Türk'lerinden Sofra Restoranları’nın sahibi Hüseyin Özer, olimpiyatlarda altınmadalya kazanan sporcularımıza ömür boyunca tüm Sofra restoranlarından üstelik misafirleri ile birlikte ücretsiz yemek verecek. Yanında da birer iPad. Özer'in sahip olduğu restoranların Londra’daki popülaritesi düşünülürse hiç fena bir ödül sayılmaz
(Bugün)