Kıbrıs Rum Yönetiminin ekonomik bataktan kurtuluş için bel bağladığı doğalgaz, adeta bir şehir efsanesine dönüştü. Var ama yok.

 

Şehir efsanelerinde, olayı duyan ve işiten tüm kişiler konunun doğruluğuna inanır ama gerçekte böyle bir olay yoktur ve kulaktan kulağa yayılanlar da doğru değildir.

 

Rum lider Anastasiadis'in masadan kaçma nedeni de bu şehir efsanesi haline gelmiş doğalgazdır. Afrodit parselinde yüzelli yıl kendilerine yetecek ve üstelik dış satımını da yapabilecek denli bol rezervin olduğuna inanan veya da inandırılan Anastasiadis, doğalgaz çıkarılıp satılana dek masaya oturmamaya karar vermişti.

 

Kıbrıslı Türklerle masaya oturduğu vakit, muzaffer bir kumadan edası ve Karun kadar zengin bir ülkenin lideri olarak oturmak ve Türklerin önüne birkaç kemik atarak, adanın tümüne sahip olacakları ve ada üzerinde Rum egemenliğini kuracakları bir stratejiyi, daha doğrusu bir hayali benimsemişti. 

 

Genelde Rumların büyük bir çoğunluğu megalomandır ve kurdukları hayallerin gerçekleşeceğine canı gönülden inanırlar. 15 Mayıs 1919'da 20 bin kişilik bir ordu ile İzmir'e çıkıp, Samsun'dan Adana'ya çizilecek bir çizginin batısında kalan Anadolu'nun tümünü fethedip, Yunanistan topraklarına katacaklarını hayal etmişlerdi.  Sonucu "Küçük Asya Felaketi" diye adlandırdıkları korkunç bir başarısızlık ve yenilgi oldu. 20 bin kişilik ordudan sadece 2 bin kişi kaldı ve çareyi kaçışta buldular.    

 

Türkiye'yi yok sayıp, Kıbrıs adasını tümüyle ele geçirmeyi hayal ettiler ve 1963-1974 yılları arasında adadan bizi silip atmak için acımasız bir soykırım uygulamaktan hiç çekinmediler.  "Bekledim de gelmedim" şarkısını çalarak hem bizlerle hem de Türkiye ile dalga geçerlerken Türkiye geldi ve adanın üçte birini de kaybettiler, tümüne sahip çıkmayı hayal ederlerken.

 

Şimdi de doğalgaz hayalleri yerle bir olmak üzere.

150 yıl yetecek kadar büyük miktarda olan doğalgaz aniden küçüldü ve bir kaç yıl bile yetmez hale geldi.

 

Şimdi de İsrail kendi doğalgazını Kıbrıs üzerinden dünyaya pazarlamak stratejisini değiştirdi ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölgenin enerji musluğu olmak ve dünya gaz piyasasında önemli bir oyuncu haline gelmek hayallerini suya düşürdü.

 

Rumlar hem büyük oyuncu olacaklardı hem de Türkiye'nin de canına okuyacaklardı. TANAP boru hattını iptal ettirmek de planları içindeydi.

 

İsrail birkaç hafta evvel Ürdün ve Filistin ile doğalgaz satış antlaşması imzaladı ve her yıl satmayı planladığı 16 milyar metre küplük gazın 9 milyar metre küpünü, bu ülkelere satacak ve kendi kullanacak. Geri kalan 7 milyar metre küpü de Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden AB'ye satacak.

 

Bu doğrultuda İsrail'in Leviathan bölgesinden doğalgaz çıkartmak için Konsorsiyum oluşturan Noble ve Delek şirketleri, Türkiye'de işbirliği yaptıkları şirket ile deniz altından 10 milyar metre küplük boru hattı döşemek anlaşması yapmak yoluna gidiyorlar. Maliyeti yaklaşık 2.2 milyar ABD Doları olacak olan bu boru hattı projesi ile İsrail, 2023 yılına kadar AB'nin gittikçe büyüyen ve gelişen doğalgaz piyasasına girmeyi hedefliyor. İsrail'in Konsorsiyum ile yaptığı anlaşmaya göre doğalgazdan alacağı net pay yüzde 40.

 

Kıbrıs Rum Yönetiminin Afrodit parselindeki doğalgazı çıkartabilmesi için önce Kıbrıs sorunu çözmesi, arkasından da başka parsellerde doğalgaz bulması gerekiyor...