Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ “terör örgütü kurmak, hükümeti yıkmak için darbe hazırlamaya teşebbüs” suçlarından dolayı tutuklandı. Silivri’deki toplama kampı gibi olan cezaevine gönderildi. Şimdilik tek başına bir hücrede kalıyor ama sonunda bir tercih yaparak “istediği bir kişiyle” aynı hücreyi paylaşacak.

Bu da bir tür cezalandırma gibi. Güya nezaket gösterip “Paşam kiminle kalmak istersiniz?” diye soruyorlar. Demokasiye ve hukuka inanıyoruz ya, seçme özgürlüğü veriyorlar. İyi de Başbuğ kimi seçecek? Seçmedikleri alınmayacak mı? Zor karar yani.

Ama belki de bunun başka bir çözümü olabilir.

Ankara’dan çok sevdiğim ve eskiden birlikte de çalıştığım bir gazeteci dostum “Madem Başbuğ da teröristbaşı ilan edildi, o halde İmralı’ya gönderilsin” önerisinde bulunuyor.

Öyle ya, 40 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan İmralı sakini sonuçta 5 bin kişilik bir terör örgütüne liderlik yapıyordu.

Oysa mahkemenin “terörist” olarak tescil ettiği İlker Başbuğ 700 bin kişilik bir terör örgütüne sahip. Ayrıca zaten kimi hainlere göre TSK adlı bu terör örgütü PKK’lı canileri etkisiz hale getirdiği için suçlanıyor. Zamanında PKK’ya kim dokunduysa şimdi hapiste değil mi? Demek ki Başbuğ bunlardan da sorumlu tutulabilir.

Bu durumda madem küçük terör örgütünün lideri İmralı’da, büyük terör örgütünün lideri de oraya gidebilir.

Hem “kimi seçeceğim birlikte kalmak için” diye bir derdi de olmaz.

Ancak burada da küçük bir sorun çıkabilir. Ya İmralı sakini istemezse. O zaman da Mümtaz’er (O da mı terör örgütü üyesi ne?) Türköne projesi devreye girer. Apo’yu paşa yaparız olur biter.

İşi şakaya vuruyoruz ama durum gerçekten yürekler acısıdır.

Biz yine işi şakaya alalım. Madem Başbuğ’un terörist olduğu kabul edildi, demek ki TSK da terör örgütüdür cümlesinden yola çıkarak terörist olan orduyu bir tarif edelim.

- Bu terör örgütünün lideri, Cumhurbaşkanı ve başbakan dahil üçlü kararname atanır.

- Terör örgütünün yurdun her yerinde kampları vardır.

- Terör örgütünü her şeyden çok seven TC vatandaşı da hain olmuş olur.

- Bu terör örgütüne her yıl halaylar eşliğinde binlerce katılım olur.

- Otuz bini verenler terör örgütünce affedilirler.

- Terör örgütünden emekli olma hakkı vardır.

- Terör örgütü biraz gariptir, asayiş ve trafik konularına da bakar.

- Terör örgütü dünyanın en safıdır. Demokrasiye inanır..

*****
Pazar fıkraları

Yıldırım Tuna’dan bu hafta gelen fkıralarla keyifli ve neşeli pazarlar dilerim

Çinli misin?

Yılbaşında bir bara girdim, gecenin geç saatlerine doğru sürekli yanımda dikilip duran Çinli adamın omzuna dokunup “Kung-fu, karate, ju-jitsu gibi dövüş sanatlarını biliyor musun?” diye sordum. “Kavgadan anlamam” dedi, “Çinli olduğum için bunları bana soruyorsun değil mi?” diye de bozuk attı. “Yok” dedim, “Deminden beri benim biramı içip duruyorsun, ‘Bas git şuradan kimden otlanırsan otlan çekik gözlü serseri!’ diye şarlayacağım da gerekirse seni rahatlıkla dövebileceğimden emin olmak için sormuştum..!”

Kurbağa

Gölde balık avlarken yemim bitti, etrafta aranırken bir su yılanının ağzında yayın balıklarının bayıldığı bir yem olan yeşil kurbağayı gördüm.

Ağzında bir kurbağa ile beni ısırmayacağını düşündüğüm yılanı ensesinden tuttum ve kurbağayı ağzından çekip aldım. Tekrar suya bırakırken beni ısırmasın diye de cep viskimden hayvanın ağzına iri bir-iki yudum boşalttım, o yutkunup dururken kurbağayı yem yapıp misinamı göle fırlattım.

Biraz sonra aynı su yılanı gülen gözlerle bana geri geldi... Bu sefer ağzında 2 kurbağa vardı. Yaşam ne güzel değil mi?..

Sağlıklı yaşam

- Kimyasal gübrelerle yetiştirilmiş,suni ilaçlarla renklendirilmiş, üzerine ilaç püskürtülmüş sebzeleri ağzıma koymuyorum. Hormonlu etler, tavuklar mutfağımdan içeri giremez.

- Bu tip beslenme şekliyle kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

- A.. Abi.. Acayip açım abi..

Deney

- Efendim, laboratuvar dersinizdeki gözlemlerime göre bu ilginç türün 20 ayağı olmasına rağmen maalesef yürüyemiyor.

- Yavrum saçmalama..! Kırkayağı ikiye bölmüşsün günah.

Ödev

Öğretmen küçük kızın resim ödevine baktıktan sonra “Yavrum annenin yaşı kaç?” diye sormuş. “40 öğretmenim” diye cevap vermiş küçük kız. “Bunu öğrenmem iyi oldu tatlım” demiş öğretmen küçük kızın yanağını okşayarak, “Bundan sonra sana ödev olarak ‘Ona uygun konular’ vereyim de kadıncağızın canı sıkılmasın..!”

Aynur
Babacığım, haklısınız, karım Aynur evlendikten sonra epey kilo aldı ama ondan bahsederken lütfen sürekli ona “Su Aynuru” demeyi bırakır mısınız?.

*****
Bazı özlü sözler

Seviyesiz biri ile asla tartışmayın. Sizi anında kendi seviyesine çeker ve o seviyedeki engin tecrübesi ile sizi üzebilir..

Erken kalkan kuş solucanı kapar ama geç kalan fare de inmiş kapandan kalan peyniri rahatlıkla yer..

Yunuslar çok akıllı hayvanlardır. Birkaç haftalık çalışma sonucu insanlara havuzun kenarında ayakta durarak onlara sürekli balık atmalarını öğretebilirler.

Kadınlarla erkekler eşit değildir. Hiçbir kadın kel bir kafa, kocaman da bir bira göbeği ile sokakta gezerken kendini Dünyanın seksi insanı olarak hissedemez.

Mabetlere gitmek sizi Dindar yapmaz. Garajınızda dikilince otomobil mi oluyorsunuz?

*****
Gani Yıldız’dan

Türkiye’de “Pilot Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” kurulacakmış. Şahit olduğumuz hukuk ihlallerini ve AİHM’deki dosyalarımızı düşünürsek “o pilotun yere inmesi” hayal olur!

***
Ekmeğe gelen gizli zam ile fiyatı aynı kalırken gramajı düşüyormuş. Demek ki bu kış vatandaş “gizli buzlanma” misali, “gizli zamlanma”ya da dikkat etmeli!

***
Uludere’de yaşanan ve 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin soruşturmada “gizlilik kararı” alınmış. Anlaşıldı; soruşturmanın detaylarını birkaç gün içinde medyadan öğrenebiliriz.

***
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), “Van’da hayat normale döndü” diyerek ücretsiz ilaç yardımını kesmiş. Esas şimdi ilaç zamanı; normal yaşama dönüp deprem gerçeğini unutan vatandaşa “uyarıcı ilaçlar” lazım!

***
Soru: Bugünlerde “yargı bağımsızlığı”ndan ne anlamalıyız?

Cevap: İktidarın kontrolünde, kamu vicdanından ve temel hukuk ilkelerinden “bağımsız” bir yargımız olduğunu.

***
Geçtiğimiz yılın “sebzelerarası zam şampiyonu” patlıcan olmuş. Vatandaşın neden bu kadar “morardığını” şimdi anladık!

***
Grup toplantısında konuşan Başbakan, “CHP’nin tek parti olduğu dönemde ekmek, şeker, gaz yağı mühürle dağıtılıyordu” demiş. Yokluk yıllarında mühürle dağıtılması anlaşılabilir. Peki 2000’lerde yine mühürle ama bu sefer “oy mührüne” karşılık dağıtılmasına ne demeli?