Özel yetkili ağır ceza mahkemeleri bir anda ülkenin en önemli sorunu, hatta bütün problemlerin kaynağı haline getirildi.

Ergenekon davasına karşı kesimlerin baştan beri tavrı buydu. Şimdi derin devlet mağdurlarının bir kısmı da modaya uydu. \'Tehlike geçti\' zannı inşallah faturası millete çıkan bir yanılgıya dönmez.

Tartışmalara katılanlardan biri acı tebessümle takip ediyorum. Habertürk\'te Türkiye\'nin Nabzı programında konuşan İlhan Cihaner\'den bahsediyorum. Sabık başsavcı, yeni milletvekili Cihaner, \'özel yetkili mahkemelerin siyaset alanını kriminalize ettiğini\' ileri sürdü. \"Bunları sen mi söylüyorsun?\" diye geçti içimden. Niye böyle dediğimi iki alıntıyla izah edeyim. İlki yeni gazetecilik idolümüz (!) Ahmet Şık\'tan. \"Tutuklandığında işsizdi; bugün methiyeler dizenler yıllar önce işten atmıştı; nerede yazmış bunları?\" diyebilirsiniz. İnternet medyasında kaleme alınmış uzun bir haberde şunları söylüyor Ahmet Şık: \"Bu arada Savcı Cihaner, cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş\'ın da aralarında bulunduğu 235 kişiyi kapsayan bir \'şüpheliler\' listesi hazırladı. Şüpheliler arasında eski Orman Bakanı Osman Pepe, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Yeni Şafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de vardı.\" Erzincan\'da İsmailağa cemaatinin kanuna aykırı Kur\'an eğitimi verdiği ihbarını bizzat ve polis bölgesinde jandarmayla takip eden Başsavcı Cihaner\'in eli Ankara ve İstanbul\'a da ulaşmış. Balçiçek İlter\'in 24 Mayıs 2011 tarihli yazısı Başbakan Tayyip Erdoğan\'ın da Cihaner\'in dinleme ağına takıldığını gösteriyor. Cihaner, \'Başbakan\'ı dinlemedim, Başbakan şüphelilerle temas kurmuşsa ben ne yapayım\' anlamında cümlelerle İlter\'e itirafta bulunmuştu.

Şimdi köprünün altından çok su aktı; Cihaner kalkıp siyaset alanını \'kriminalize eden\' savcılardan bahsediyor. Hedefindeki bazı isimler de benzer cümleleri kuruyor. Siyaset alanını yargı eliyle dizayn etme çabalarını yakın geçmişte yaşadık. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargının yaptıkları çok konuşulduğu için hâlâ hafızalarda. Kapatma davası, 367 kararı, anayasa değişikliklerinin iptali, YSK kararları, idari yargının verdiği yürütmeyi durdurmalar... Liste böyle uzayıp gidiyor. İlk derece mahkemelerin yaptıklarının bunlardan artakalan yanı yok. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa\'ya aykırı şekilde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül\'ün \'kayıp trilyon\' davasında yargılanması gerektiğine karar verdi. 2008\'de İstanbul Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Başbakan Erdoğan\'ı 3 kuruş tazminata mahkûm etti. Dava, Başbakan Tayyip Erdoğan\'ın 2000 yılında Avustralya\'da bir radyoda yaptığı konuşmasında şehitlere hakaret ettiği iddiasıyla açılmıştı. Böyle birçok örnek yaşadık. Ve bunların hiçbiri özel yetkili mahkemelerin eliyle olmadı.

Özel görevli mahkemelerde çalışan hâkim ve savcılar Ergenekon\'un üzerine giderek arı kovanına çomak soktu. Büyük risk aldıklarını elbette biliyorlardı. Derin devleti ilk defa kayıtlara geçiren savcı Doğan Öz\'ün kanı Ankara kaldırımlarında ilk günkü tazeliği ile duruyor zira. Paralel devletin iktidarına halel getiren AK Parti hükümetini yıkmak amaçtı, artık araca dönüştü. Hedefte yargı mensupları var. Ergenekon sanıkları her fırsatta adı geçen hâkim-savcıları Silivri\'ye doldurmaktan bahsediyordu. En son Ahmet Şık\'ın ağzından aynı cümleleri duyduk. Ergenekon\'la kelle koltukta mücadele edenlerin, kendileriyle aynı kaderi paylaşan siyasi kadroları hedef alan absürtlükler senaryosuna böylesine müşteri bulanlardan ben ürktüm. Onu başaranlar bunu da yapabilir. Fakat halk bu işe ne der, orası mühim.

Cihaner, özel görevli mahkemelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, terörle mücadeleye katkı yapmadıklarını da ileri sürdü. Kanun değişecek, kitlesel tahliyeler yaşanacak diye sevinenler gözden kaçmıyor. Nevruz için sokakların ateşe verildiğini görünce 15 Şubat aklıma geldi. Nevruz kadar önemli bir gündü ve PKK/KCK sokağa bile çıkamamıştı. Çok değil bir ay sonra sokakların böylesine değişmesinin, KCK\'daki bu cesaretlenmenin sebebi, Cihaner\'in müjdesini verdiği değişiklikler olabilir mi?

ZAMAN