Hep söylemişimdir: CHP olmasaydı 1 Mart Tezkeresi çıkar ve Türkiye siyasal ve ekonomik olarak bugün bulunduğu konumda olmazdı, olamazdı. Ama CHP hiçbir zaman bunu iç politikada bir avantaj olarak kullanamadı. Hep iç politikanın güncel detaylarıyla meşgul oldu ya da olmak zorunda bırakıldı. Emperyalizme karşı mücadele ortamında kurulan ve 90 yıllık bir geçmişi olan CHP, bir türlü dışa bakamadı. Dış ilgisi olmayan bir parti olarak CHP Türkiye gibi bir ülkede Türkiye\'yi ve bölgeyi ilgilendiren sorunlarla ilgili söyleyecek laf bulamadı. Bulamadığı için de ne Türk ne de bölge insanlarının ilgisini çekmedi, çekemedi. Örneğin ben Arap ya da dünya medyasında CHP\'nin dış politik gelişmelerle ilgili bir söylemeni görmedim. Oysa CHP\'nin de Suriye, Irak, İran ve genel olarak \'Arap Baharı\' denilen oyunla ilgili söyleyecek sözleri olmalıdır. Olmalıdır çünkü olup biten her şey Türkiye\'yi ve özellikle Atatürk\'ün çizgisinde olduğunu söyleyen bir CHP\'yi daha fazla ilgilendirmektedir. Durum böyle olunca CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu ya da CHP heyetleri Suriye, Irak, İran, Lübnan hatta Rusya ya da Afganistan\'a gitmelidir.
Türk ve dünya kamuoyu CHP\'nin coğrafyamızı şekillendirecek son gelişmelerle ilgili neler düşündüğünü bilmelidir. Ancak böyle bir CHP hem içte hem de dışta ilgi toplayabilir ve bu coğrafyanın geleceğinde kendisi gibi düşünen parti ve güçlerle söz sahibi olabilir.

***

Aynı şeyleri MHP de yapabilir, yapmalıdır. Milyonlarca insanın oyunu alan bir parti olarak MHP\'nin de olup bitenlerle ilgili söyleyecek sözü vardır ve olmalıdır. Çünkü her detayıyla Türkiye\'deki tüm siyasal ve ekonomik gelişmeleri ilgilendiren \'Arap Baharı\' ve bu baharla ilgili tüm senaryolar, Türkiye\'nin geleceğini yakından ilgilendirmektedir. Yani hiç kimse \'Suriye\'de iç savaş çıksa bile bu bizi ilgilendirmez\' diyemez.

***

Hiç kimse şu anda Batılı ülkelerin ve çağdışı Suudi Arabistan ve Katar\'ın TBMM Başkanı Cemil Çiçek\'in söylemiyle \'Türkiye\'ye Suriye ve İran konusunda gaz verdiğini\' görmezlikten gelemez. Ortada çok büyük, tehlikeli ve kanlı oyunlar var. Bu oyunların tümü öncelikli olarak Türkiye\'yi, Türkiye\'nin geleceğini ve Türkiye\'de yaşayan ister CHP, ister MHP ya da coğrafya gerçeğinin bir olgusu olarak BDP oy veren herkesi yakından ilgilendirmektedir. Tıpkı AK Parti ya da Saadet, HAS ya da diğer tüm partilere oy veren ya da oy kullanmayan herkesi ilgilendirdiği gibi... Hiç kimse \'Aman bana ne Suriye, Irak ya da İran\'daki olaylardan\' diyemez. Hiç kimse \'İsrail, istediği kadar Filistinlileri öldürebilir bu benim umurumda değil\' diyemez. Siyasal partilere, sivil toplum örgütlerine ve tabii ki medyaya düşen görev olup bitenlerle ilgili gerçekleri doğru bir şekilde Türk insanına anlatmaktır. Çünkü Suriye\'de iç savaş mutlaka ve öncelikli olarak Türkiye\'ye yansıyacaktır. Irak\'ın parçalanması Türkiye için sonu gelmeyecek yeni ve tehlikeli süreçleri başlatacaktır. İran\'da olası bir etnik kargaşa ya da Şii İran ile Sünni Arap ülkeleri arasında kışkırtılan mezhepsel gerginlikler bölgenin en önemli Sünni ülkesi Türkiye\'yi yakından etkileyecektir.

***

Özetle seçmenin oyunu kazanma peşinde olan ama daha önemlisi Türkiye\'nin ve coğrafyanın geleceğini önemseyen CHP, MHP, BDP ve halkın gönlünü kazanmaya çabalayan tüm partilerin dış politika konusunda söyleyeceği şeyler olmalıdır. Bu şeyler de bayramlık ayakkabı ya da gömlek gibi değil de sürekli olmalıdır. Çünkü dış politikadaki gelişmeler her zaman hızlı, sıcak ve heyecan vericidir. Unutmamak gerekir AKP\'ye oy veren seçmenlerin birçoğu Başbakan Erdoğan\'ın dış politika söylem ve tutumlarından dolayı heyecanlanmaktadır. Tüm dünya şu anda \'Arap Baharı\'nı konuşuyor. \'Arap Baharı\' ise tüm detaylarıyla Türkiye Cumhuriyeti\'nin geleceğini de ilgilendiriyor.

AKŞAM