CHP'nin İstanbul Kongresi'nde 'çarşaf liste' uygulaması yapıldı. Bu, siyasi partilerimizin demokratikleşmesi yolunda atılan önemli bir adım..
CHP’nin İstanbul İl Kongresi yapıldı. Özelliklerinden bazıları şunlardı:
k İl Başkanlığı’na iki aday vardı. Biri, kongre sırasındaki il başkanı Oğuz Kaan Salıcı’ydı. Boğaziçi Üniversitesi’nde Siyasal Bilgiler ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezundu. Sosyal Demokrasi Vakfı kurucularındandı. İstanbul il yönetiminde bulunduktan sonra il başkanlığı görevini üstlenmişti.
Öteki aday, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun olduktan sonra bir süre Karayolları’nda çalışan, sonra da -1975’te- kendi işini kuran Ali Özcan’dı. Turizm, mühendislik, inşaat ve gıda üretimi alanlarında faaliyetini sürdürüyordu. 1994-1995 yıllarında SHP ve CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’nı yapmış, daha sonra da parti meclisi üyeliğinde bulunmuştu.
İkisini de tanıyordum. Ali Öz-can’la siyasette birlikte çalışmıştık. Partiye, özellikle 12 Eylül sonrası dönemin güç şartları altında çok önemli katkılarda bulunmuştu. Oğuz Kaan Salıcı’nın da il başkanlığı sırasındaki yoğun çalışmalarını izlemiştim.
İki aday, çok medeni bir şekilde yarıştılar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kürsüye çıkışında onları iki yanına alması ve delegeleri üçü birlikte, birbirlerinin ellerini tutup kaldırarak selamlamaları, siyaset hayatımız için örnek bir tablo oluşturdu.
Ayrıca bir noktada anlaştılar: Kongrede çarşaf liste usulünün uygulanmasına karar verdiler. Dün bu konuya Radikal yazarı arkadaşım Koray Çalışkan da değinmiş. O karar, partilerimizin ‘yeniden demokratikleşme’si açısından çok önemli bir adım.
‘Yeniden demokratikleşme’ diyorum. Çünkü, çarşaf liste usulü, partilerimizde daha önceleri vardı. Son sıralarda ortadan kaldırıldı. Blok listeye dönüldü. Bu, teknik bir konu ama, ben de biraz açayım:
İstanbul il kongresinde dört seçim vardı: kBaşkan seçimi, k 40 üyeli il yönetim kurulunun seçimi, k 9 üyeli disiplin kurulunun seçimi ve k İstanbul’u kurultayda temsil edecek olan 170 delegenin seçimi...
Bu seçimlerin hepsi bir arada yapılacaktı. Eğer önerge verilerek blok liste uygulaması kabul edilseydi (ki bu kongreler sürecinde birçok ilde öyle yapılıyordu), durum şu olacaktı:
İki başkan adayı, kendi adlarının bulunduğu birer oy pusulasına, seçilmesini istedikleri 40 yönetim kurulu üyesi ile 9 disiplin kurulu üyesinin ve 170 kurultay delegesinin adlarını ekleyeceklerdi. Kongrede oy kullanacak olanlar da, seçim hücresine girip iki başkan adayının iki oy pusulasından birini zarfa koyacaklar ve sandığa atacaklardı. İşlerini her biri 20-30 saniye içinde bitireceklerdi.
Tabii, bu ‘blok usul’ çok pratikti: Fakat tabii, bunun demokrasi açısından bazı sakıncaları vardı.
O usulde, il yönetiminde de, disiplin kurulunda da, kurultay delegeliklerinde de, bazı istisna halleri dışında, sadece iki başkan adayının (tabii en başta, kazanacak olan başkan adayının) seçtiği adayların seçilme şansı olurdu.
Çarşaf liste usulü ise şöyleydi:
Aday olmak isteyen herkesin isimleri o ‘çarşaf’ denilen tek bir büyük pusulaya yazılıyordu. Oy kullanacak olanlar, seçmek istedikleri adayların isimlerini o pusula üzerinde işaret ediyorlar, sandığa o pusulayı atıyorlardı.
Gerçi başkan adaylarının, istedikleri adayları seçtirmek için yapabilecekleri bir şey gene de vardı: Onların isimlerini ve pusuladaki sıra numaralarını ‘anahtar liste’ dedikleri bir ayrı liste halinde oy kullanacak olanlara sunuyorlardı. Onlar da isterlerse oy pusulalarını başkan adaylarının anahtar listelerine bakarak işaretliyorlardı.
***
Dün, uzun zamandan beri uygulamadan kalkmış olan ‘çarşaf liste’ uygulamasına yeniden geçilince şu görüldü: Başkan adaylarında da, kongrede oy kullanacak olanlarda da, eski ustalıklar kaybolmuştu. Çarşaf listeye konulan işaretlerde ve işaret edilen aday sayılarında hatalar yapılmıştı. Seçimi kontrol eden yargıcın iptal ettiği pusulaların sayısı çoktu. Bütün bunların da etkisiyle, gerek seçim, gerek sayım çok uzun (yaklaşık iki buçuk gün) sürmüştü. Ama bu süreçte şu da ortaya çıkmıştı: 638 üyeli kongrede 170 delegelik için 724 CHP üyesi adaylığını koymuştu. 40 yönetim kurulu üyeliği için 194, 9 disiplin kurulu üyeliği için 50 kişi aday olmuştu. (Adaylık koymak için kongre üyesi olmak şart değildi, CHP üyesi olmak yeterliydi.) Yani, toplam 220 görev yeri için 968 aday vardı. Ve kongre, eski kongrelerdeki gibi sadece iki başkan adayının değil, 968 adayın yarıştığı, çok canlı ve dinamik bir hava içine girmişti. Yani, eskisinden çok çok daha demokratik bir hava içine...
Darısı, CHP’nin diğer kongrelerinin başına... Ayrıca, diğer büyük partilerin tüm kongrelerinin başına...
(Radika gazetesinden alınmıştır)