Milletvekillerinin maaşlarına yaptıkları zam kamuoyunun ciddi tepkisini çekti.
Özellikle "yangından mal kaçırır gibi" Türkiye ile Fransa arasındaki "milli bir mesele" yüzünden çıkan kargaşa ortamında, TBMM'de temsil edilen bütün partilerin işbirliği içinde milletvekillerinin maaşlarına zam yapmaları gerçekten tam bir ayıp!
Bu tavır milletvekillerinin maaş meselesinde haklı olabilecekleri noktaları bile bertaraf ediyor ve onları yüzde yüz haksız duruma düşürüyor.
Beni tanıyan herkes "Lütfen bu konuyu yazın" diyor.
Yazdık, yazıyoruz.
Yazsak ne olacak?
Başbakan, TBMM Başkanı ya da ana muhalefet lideri, yapılan zammı geri aldırmak için mi çalışacaklar?
Vatandaş gerçekten çok kızgın. "2 yıl milletvekilliği yapmış birisini ömür boyu beslemek zorunda mıyız" diye soruyor.
Elbette bu maaş artışında muhalefet partilerinin tavrı çok göze batmıyor. Asıl iktidar partisi AK Parti'nin tavrı öne çıkıyor ve vatandaş öfkesini CHP ve MHP'den çok AK Parti'ye yöneltiyor.
Kendi maaşlarına yaptıkları abartılı zamdan sonra "Artık AK Parti'ye oy vermeyeceğim, bunu da yaptılar" diyen çok kişiyle konuştum.
Doğrusunu söylemek gerekirse AK Parti'nin o gece, yani zam gecesi Meclis'te yaptığı icraat ANAP'laşmaya başladığına dair iddialara güç kattı.
Fransa Meclisi ne yapıyor, bizimkiler ne yapıyor?
Niye o gece akıllarına maaş artışı geliyor da Cezayir soykırımı gelmiyor mesela...
Hadi bunu da geçtik. Milletvekilleri bu konuda gösterdikleri birlik ve beraberliği, hızı, hareketi neden vatandaşın lehine olan yasa çıkarmada göstermiyorlar.
Eğer böyle olsa kimsenin diyeceği bir şey olmaz!
Elbette milletvekilleri de geçinebilecek, yaşayabilecek bir maaş almayı hak ediyorlar.
Ama... Dediğim gibi, iki yıl milletvekilliği yapmış herkesi emekli saymak ve maaşlarını da asgari ücretin onlarca katına çıkarmak hakikaten ciddi bir risk, meclis için, hükümet için.
Yani, yapılan bu iş AK Parti'ye hiç yakışmadı.
Vatandaşın gözü zaten milletvekillerinin maaşında. Hal böyleyken böyle bir fahiş zam ciddi haksızlık olarak değerlendiriliyor.
Haksızlığın yasayla yapılanı da haksızlıktır. Bütün haksızlıkların yasalara uygun olduğunu düşünsenize...
Bakın hükümet aylardır şehit ailelerine verilecek ikinci iş konusunu düşünüyor.
Bu konuyu daha önce yazdığım için şehit aileleri posta kutuma her gün sitem dolu mektuplar gönderiyorlar. "Ne oldu şehit ailelerine ikinci iş meselesi, lütfen bu işin takipçisi olun" diye.
Evet, gerçekten ne oldu şehit ailelerinin durumlarını iyileştirmek için yapılacak düzenlemeler?
Ne oldu söz verilen ikinci iş mevzuu?
Tamam, milletvekilleri milletvekiliyken kazanıyorlar da emekli olduktan sonra niye kazanmaya devam ediyorlar.
Birisi milletvekili olunca kutsal bir nitelik mi kazanıyor ki vatandaşın maaşı, emekliliği vb. değerlendirilirken asgari ücret nazara alınırken, milletvekili maaşları Cumhurbaşkanı maaşına göre ayarlanıyor?
Doğrusunu söylemek gerekirse AK Parti'nin en kötü icraatıydı bu yapılan.
Neyse abartmayalım, ama Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i anmadan geçmeyelim:
"Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa..."
Gerçekten işçiler, memurlar, emekliler ekmek suyla, milletvekilleri ise benzinle mazotla çalışıyor olmalı. Değilse bu kadar farka gerek görmezdi TBMM...
Tabii ki bizi temsil eden insanların bizden daha iyi yaşayabilmeleri için daha çok maaş almaları gerekir.
Haklarıdır!
Helal olsun!