Yunanistan Dışişleri Bakanlığı geçen gün bir açıklama yaparak Erenköy Direnişi yıldönümüne ilişkin törenleri kınadı.
İşte bu kınamaya şapka çıkarılır!
Dünyanın Politik sahnesinde böylesi ikiyüzlülük, böylesine zeytinyağı gibi üste çıkma stratejisi ve pişkinlik görülmüş değil.
Yunanistan Dışişleri bakanlığı ve sağcının da sağcısı Bakan Kocias, şanlı Erenköy direnişini kınıyormuş. Bu kınamaya “Kantara’nın keçileri” bile kahkahalarla gülerler.
Rum tarafından yayınlanan gazetelerden başta Politis olmak üzere biri 18 Kasım 2007’de diğeri de 26 Kasım 2007’de olmak üzere Rum Milli Muhafız Ordusu’nun 4 Ağustos 1964 günü Erenköy’e yaptığı saldırı ile ilgili iki yazı yayınlandı.
18 Kasım 2007 tarihli Politis gazetesinde yayınlanan ilgili yazıdaki bir paragrafta “…. Kıbrıs Rum tarafı krizi; bölgenin askeri denetim altına alınması maksadını taşıyan örgütlü bir planın parçası olarak yorumladı ve BM'nin yatıştırma girişimlerine rağmen hükümet, bütün bölgenin tam denetim altına alınması hedefiyle askeri operasyon emri verdi. 1964'te Kıbrıs'ın askeri lideri Georgios Grivas'tı. Ada'da da; 10 bin subay ve erden oluşan bir Yunan tümeni bulunuyordu. Tümen 1964 yılının Haziran-Ağustos ayları arasında Kıbrıs'ın savunulması misyonuyla Kıbrıs'a 'gizlice' ulaşmıştı" yazmaktaydı.
Yani adaya gizlice ve uluslararası hukuka aykırı olarak “Yunanlı subay ve erlerden oluşan 10 bin kişilik kaçak ve gayrı yasal bir Tümen’in geldiği itiraf edilmekte bu paragrafta.
26 Kasım 2007 tarihli Alithia gazetesi ise, “Kıbrıs’taki Yunan Tümeni - Türkler Faethon’u napalmla yaktılar – Yunan Sahil Güvenlik gemisi komutanı Dimitrios Mitsatsos, 1964 Kıbrıs’ının neredeyse hiç bilinmeyen bir sayfasını anlatıyor” başlıklı haberinde, 1964 yılında Kıbrıs’ta cereyan eden karanlık olaylar hakkında asla konuşmaması yönünde emir alan bir Yunanlı Deniz Subayının ifşaatlarına yer verdi.
Yunanlı Deniz Subayı, “…. Erenköy saldırısına Tümenle birlikte gönderilen iki de sahil güvenlik gemisi katıldı. Adaya varır varmaz iki gemi Kıbrıs bayrakları çekerek Kıbrıs’ın yegane deniz gücünü teşkil ettiler. 8 Ağustos 1964’te, Türk savaş uçakları “Faethon” isimli sahil güvenlik gemisini Kseros’ta bombaladılar ve mürettebattan 6 kişiyi öldürdüler. Geminin Kumandanı, o zamanlar Kraliyet Bahriyesinin Asteğmenlerinden olan Dimitrios Mitsatsos, sağ elinden vurularak elini kaybetti. Ölen gemi kaptanıyla mürettebattan diğerleri, kendilerini feda ederek ve kahramanlık sergileyerek 15 meslektaşlarının hayatını kurtardılar….” sözleriyle Yunanistan’dan iki sahil güvenlik gemisinin uluslararası yasalara aykırı olarak gönderildiğini itiraf ediyor.
1964 yılında Yunanistan’ın adaya asker gönderdiği ortaya çıkmasın diye Kıbrıs’ta ölen Yunanlı askerler için 43 yıl yapılmayan anma törenleri ilk kez 8 Ağustos 2007’de, Lefkoşa’da, Agios Konstandinos kai Elenis mezarlığında altı Yunanlı asker için yapıldı ve Yunanistan resmen adaya 1964 yılında gayrı yasal ve kaçak olarak asker gönderdiğini kabullendi.
7 Ağustos 2017 tarihli Politis gazetesinde ise tam bir itiraf belgesi yer alıyor. Habere göre “Rum Savunma Bakanı Hristoforos Fokaidis 4-8 Ağustos 1964 tarihleri arasında yer alan Erenköy çarpışmasında ölen 85’inci Bölük’ten dokuz kişi için dün Baf’ın Polemi köyünde düzenlenen törene ve Rum Tarım Bakanı Nikos Kuyalis de 1964 Erenköy çarpışmalarında ölen 31’inci Komando Birliği mensubu üç Rum askeri ve üç sivil Pirgolu için Aşağı Pirgo’daki Ay Konstantinu ve Eleni Kilisesi’nde düzenlenen anma törenine katıldı.”
Bu haber gerçekte çok doğal gözükse de Kıbrıs sorunu açısından habere bakıldığında, 1964 Ağustosu’nda Erenköy’e saldıranlar arasında RMMO taburu, Yunanlı Komando birliği ve Yunanistan’dan gönderilen iki sahil güvenlik botunu yer aldığı itiraf edilmekte.
Dolayısıyla tam bir savaş suçu itirafı bunlar. Yunanistan’ın, II. Dünya savaşı sonrası Almanya’da kurulan ve Nazileri yargılayan Nürnberg mahkemesi gibi bir mahkemede yargılanması gerekmekte, Kıbrıs’ta Türklere saldırmak için tepeden tırnağa silahlı 10 bin kişilik bir Tümeni ve iki sahil güvenlik botunu yasalara aykırı olarak adaya gönderdiği ve buna ilaveten de 1974 yılında Kıbrıs Cumhuriyetini tarihten silen darbeyi yaptığı için…
İşte buna çirkin politika, ikiyüzlülük, pişkinlik ve adını siz ne koyarsanız “o” deniyor. Sen hem adaya yasalara aykırı olarak 10 bin kişilik bir tümen gönder, yanına hediyesi iki tane de silahlı sahil güvenlik botu gönderip Türklere saldır, sonra da zaferi kazanan Türklerin anma törenini kına…. Bunun adı Bizans politikası olsa gerek: Hem yap, hem suçla!