Ankara iki istifa girişimi ile sarsıldı.
Önce Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı (KDGM) Murat Özçelik'in istifa ettiği bilgisi kulislere düştü.
Dün de CHP'nin güçlü isimlerinden Gürsel Tekin'in.
Gerçi her iki istifa da resmiyette işleme konmadı ama ikisinin de fiilen gerçekleştiği sır değil.
Peki ne oldu da bu istifalar oldu?
Önce Özçelik'in istifasının perde arkasına bakalım. Bunun için de filmi başa saralım.
Hatırlanacağı gibi hem açılım süreci hem de 2009'da meydana gelen kanlı terör saldırıları sonrasında KDGM için düğmeye basıldı.
Hazırlıkların tamamlanmasına müteakip 4 Mart 2010'da kuruldu. Karargâh olarak da TOBB'un eski görkemli binası 10 yıllığına kiralandı.
Aylar süren tefrişat ve hazırlıklardan sonra İstanbul eski Valisi Muammer Güler kurucu müsteşar olarak geldi.
Ancak hem Güler'in isteksizliği hem de takip eden süreçte AK Parti'den vekil adayı olması nedeniyle müsteşarlık varlık gösteremedi.
Güler'den sonra uzun süre müsteşar bulunamadı.
Daha sonra da bugünün Karadağ Büyükelçisi Niyazi Tanılır göreve geldi.
Aslında o da 'emaneten' geldiğini biliyordu. Beklenen oldu ve Kasım 2011'de müsteşarlığa Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik getirildi.
Gerginlik ilk günden başladı
'Irak konusunda uzman, Barzani ile de yakın dost' olan Özçelik koltuğa oturdu ama daha ilk günden sorunlar başladı.
Çünkü Özçelik iddiası olan bir bürokrattı.
Fakat 'müsteşarlığın ne olduğu ve ne yapacağını' kimse bilmiyordu. 'Yol haritası' konusunda farklı görüşlerin olduğu ilk günden görüldü.
Hatta Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile yıldızının barışmadığı herkesin malumu.
Fakat bardağı taşıran son damla mart başındaki 'yeni konsept' haberleri oldu. Gazeteler 'üst düzey bir bürokrat'a dayandırarak 'terörle mücadeledeki yeni yol haritasını' yazdı.
Aslında haberlere yansıyan konseptte yeni bir şey yoktu.
Çünkü 14 Temmuz Silvan saldırısı sonrasında yeni yöntem uygulanmaya başlandı.
Hatta Başbakan Erdoğan 'terörle mücadele siyasetle müzakere' diyerek işin adını da koydu.
Ancak 'başkentteki derin çatlak' müsteşarı da içine çekti ve kopuş başladı. Müsteşar da 'bir şeyler ortaya koyamazsam giderim' deyince süreç hızlandı.
Nitekim Özçelik'in önce Amerika sonra da Erbil seyahatleri ile kurulan 'yeni denkleme' rağmen Barzani'nin İstanbul seyahatinde fotoğrafta yer almaması 'iplerin koptuğunu' açık etti.
Sonuç itibariyle şu anda Murat Özçelik'e ilk kararnamede bir büyükelçilik koltuğu ayarlanacak. Kanada iddiası ise doğru değil.
Yerine kimin geleceği konusunda muhtelif senaryolar var.
Fakat buradaki esaslı soru şu: Bir müsteşarlık 2 yıl içinde 3 kez müsteşar değiştirirse, bugüne kadar ne yaptığı belli olmamışsa o koltuğa kimin oturduğunun bir önemi olur mu?
Gelelim Gürsel Tekin'e...
Tekin CHP'nin gidişatından umutsuzdu
Aslında Tekin'in istifası aynen Özçelik'in istifası gibi sürpriz olmadı. Çünkü uzunca bir süredir gaz birikimi vardı.
Şöyle ki:
Tekin, İstanbul'daki başarısı sonrası Ankara'ya hayli iddialı gelmişti. Hatta Kılıçdaroğlu'nun en yakın adamı oldu.
Ancak bir süre sonra işler karıştı.
Birbiriyle geçinemeyen yöneticiler ortaya çıktı. Hatta kulislerde Kılıçdaroğlu'nun bir 'iç kabine' oluşturduğu, Tekin'i de bu listenin dışında tuttuğu konuşuldu.
Tekin mevcut il başkanı Oğuz Kaan Salıcı'ya muhalifti.
Kendi döneminde atanmış bazı isimlerin görevden alınması, ilçe kongrelerinde yaşanan kavgalar kopuşu hızlandırdı.
Fakat kulislere yansıdığı kadarıyla bardağı taşıran esas mesele Kılıçdaroğlu ile Tekin arasındaki görüş ayrılığı. Çünkü Tekin 'yeni CHP' sloganının içinin doldurulamadığını' düşünüyor.
Ayrıca 'çok fazla zikzak çizmenin' partiye olan güveni zedelediği düşüncesi de bu istifada önemli bir etken.
Peki bundan sonra ne olur?
CHP'nin kazanı zaten hiç soğumamıştı şimdi daha da alevlenecek.
Çünkü Tekin sıradan bir isim değil. Hem partide hem kamuoyunda desteği var. Üstelik Baykal ve Sav da bazı il kongrelerinde beklenenin üzerinde delege kazandı.
Tekin'in de istifası ile daha geniş bir parti içi muhalif blok oluşacak. Bu durum temmuzda yapılması düşünülen kurultayda Kılıçdaroğlu'nu daha da zorlayabilir.
Kaldı ki dün akşam saatlerinde CHP'den başka istifaların da geldiği duyuldu.
Yani CHP'de kavga aralıksız sürüyor.
(Bugün gazetesinden alınmıştır)