İktidar partisi için kongre haftasına girildi.
Başbakan Erdoğan, 'veda konuşmasına' hazırlanıyor.
Genel Başkanlık koltuğuna son kez oturacak.
Bu kez 1.5 yıllığına geliyor.
Gelecek yıl yerel seçimler yapılacak.
Sonra 2014 yazında Cumhurbaşkanlığı seçimi adaylığı...
Bu tarihten itibaren genel seçimler için bir yıllık süre kalıyor.
Parti olağanüstü kongreye gidecek ve yeni bir genel başkan seçecek.
Önümüzdeki kısa vadede siyasal programın yol haritası böyle.
Yeni transferler dahil siyaset dizaynına bu takvime göre bakmalı.
İşte, Erdoğan gelecek pazar günü yapılacak kongreyle birlikte böyle bir sürecin yapı taşlarını döşüyor.
Siyasette yarının ne getireceği bilinmez. İnsan kaderi de öngörülemez.
Ama hedef hedeftir, Erdoğan 2014'te Köşk'e çıkıp, iki kez cumhurbaşkanı olmak ve Cumhuriyet'in yüzüncü yılına Çankaya'da girmek istiyor. Gönlündeki aslan bu.
Peki ne yapacak, nasıl bir yeniden yapılanmaya gidecek?
Bakanlar Kurulu'nda öyle çok köklü değişiklik yapmaz. Bunu bekleyenler var, yanılıyorlar.
On yıl boyunca kabinesini oluştururken 'iskeleti' hep muhafaza etti. Tecrübeyle ve 'kazanan takımla yola devam etmek isteyen' felsefesine sadık kaldı. 
Kongre sonrasında dar kapsamlı bir revizyon bekliyorum, belki 3, belki de 4 bakanla ilgili tasarrufta bulunacaktır. Bunların çoğu partiye, MYK'ya alınır. Gerçek tasfiye tek bir bakan için söz konusu olur. İki-üç bakanla ilgili de yer değiştirme yapar. Kritik bakanlara dokunmaz.

ASIL DEPREM SENEYE
Kabineyle ilgili gerçek tasarruf gelecek yıl yerel seçimlerle birlikte gündeme gelir. Sanıyorum 3 bakan, büyükşehir belediye başkanlıkları için aday gösterilecek.
Bakanlar genelde, 2002'den bu yana çok değişmediği için basın ve kamuoyu çok fark etmedi ama aslında çok geniş kapsamlı bir revizyon yapıldı. O da milletvekili listelerindeydi. 3 Kasım seçiminde parlamentoya giren AKP milletvekillerinin neredeyse yüzde 80'i bugün Meclis dışında. Önce 2007 seçiminde, ardından 2011 Haziran'ında Erdoğan, çok büyük oranda milletvekili değişikliklerine gitti. 363 milletvekilinden bugün sanırım en çok 70'i AKP sıralarında duruyor. Vitrin aynı kaldığı için toplum o değişimi çok fazla fark etmiyor.
Kısaca, kongrede öyle zannedildiği gibi geniş kapsamlı bir tasfiye gerçekleşmeyecek. Erdoğan'ın deyimiyle takviye ve kan tazelemesine gidilecek. Erdoğan parti içi dengeleri gözetirken, kırgınlıkları önlemeye çalışacaktır. Son derece hassas ve kırılgan bir döneme giriliyor.

GENEL MERKEZ'E TIRPAN GELİYOR
Başbakan, asıl radikal değişimi partide gerçekleştirecek. Üç dönem yorgunluğunun asıl hissedildiği yer Söğütözü, Genel Merkez...
Emeklilik rehavetine kapılanlar var. Bunları gördüğünden herkes emin.
Parti eskisi kadar hareketli değil. Gür ses de vermiyor. 
İki Çelik, Hüseyin ve Ömer dışında ne görüntü var ne de ses. 
Siyaset üretimi de kalmadı gibi. Bu, Başbakanlık'ta çok konuşulan bir rahatsızlık.
Kabineden iki-üç isim güçlü pozisyonlarda Genel Merkez'e kaydırılınca bir nebze hareket gelir.
Başbakan'ın bazen Bakanlar Kurulu'nda ama daha çok partiyle ilgili 'Beni adeta tek başıma bırakıyorlar. Kendi meselelerinin çözümünü, kendileriyle ilgili açıklamaları bile benden bekliyorlar' diye kızdığı konuşuluyor. Bunlar kulis bilgileri. Mesela eskiden Dengir Fırat vardı, Aksu arada konuşurdu, Tanrıverdi kafasını gösterirdi, Gedikli 'Ben varım' derdi. Neredeler?
Kongrede Erdoğan'ın konuşması elbette önemli. Manifesto niteliğinde olacağı söyleniyor. Bense beklentimi açıklamıştım, çok daha özgürlükçü bir dalga. Ben ona bakacağım. Erdoğan'ın yaptığı onca icraattan sonra böyle bir hamleyle havayı da değiştirmesi gerekiyor.

(Akşam gazetesinden alınmıştır)