Pırıl pırıl bir sonbahar sabahına uyanmıştım...
Önce gazeteleri okumaya başladım. Televizyon açıktı. Günün haberlerini izliyordum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya gezisi sırasında konuşma yapacağı üniversitede bomba ihbarı yapıldığı için salon boşaltılmıştı.
Alman polisi arama yapmış, bomba ihbarının asılsız olduğunu saptamıştı. Ancak yetkililer Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşma yapmamasını istemişlerdi.
Gül’ün yetkililere yanıtı sert oldu:
“O zaman Almanya’dan çeker giderim...”
***
ROJ TV iki gündür Türkiye aleyhine yayın yapıyor, PKK yandaşlarının Cumhurbaşkanı Gül’ü protesto edip konuşmasını engellemesini istiyordu.
ROJ TV‘nin bu yayınına karşın 30-40 kişilik PKK yandaşı topluluk toplanmıştı üniversitesinin girişine.
Gül konuşmasınında PKK terörüne vurgu yaptı, terörü lanetledi.
Ben gazeteleri okurken televizyonda ilk haberleri izliyordum.
Başbakan Erdoğan, ABD’ye gitmişti.Türkiye saatiyle gece 23.00’te ABD Başkanı Obama’yla görüşecekti.
Görüşmenin ana konuları İsrail’le giderek gerginleşen ilişkiler, Suriye, Mısır, Libya ve Filistin’di.
***
Elbet PKK terör örgütü, Kuzey Irak ve Kandil de vardı gündemde.
Türkiye’de gündem yoğundu...
Hangi konuyu yazacaktım?
Kahvemi yudumlarken gözlerimi yemyeşil zeytin ağaçlarına ve mavi sulara çevirdim.
İçimde yumruk gibi bir sıkıntının olduğunu o anda fark ettim.
Kaldığım otelin bahçesine çıkıp badem ağacının altına oturdum...
Bir süre sonra içeri geldim, masaya oturup televizyonda son dakika haberini gördüm:
“Ankara Kızılay’da patlama, çok sayıda araç yandı...”
Bir anda ayağa kalktım ve bağırdım:
“Galiba terör bu kez yine Ankara’yı vurdu...”
***
Birkaç yıl önce Ulus’ta meydana gelen terör olayını anımsamıştım...
Ankara’nın göbeğinde Kızılay’da, eski Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Adalet Bakanlığı’na ve Meclis’e uzak olmayan Kumrular Caddesi’nde araçlar yanıyordu.
Tam da Çankaya Kaymakamlığı’nın hemen önünde olmuştu patlama.
Haber kanalları canlı yayına geçmişti...
Kimileri bir otomobilde LPG patlaması olduğunu söylüyor, kimi açıklamalarda bir apartmandan tüp gaz atıldığı öne sürülüyordu.
Görüntüleri izlerken bir kadının gözaltına alındığını gördüm.
***
Saat 11.10’du...
Yanan araçların arasında bomba uzmanları, köpekler vardı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptığı açıklamada şöyle diyordu:
“Bomba olduğu bilgisi var!”
Vali Alaaddin Yüksel ise yaptığı açıklamada, görgü tanıklarının değişik bilgiler verdiğini belirtip şöyle konuşuyordu:
“15 yaralı var... Araştırmalar bunlar. Yanan bir tüpün araçların üzerine atıldığını söyleyen görgü tanıkları var. Aramalar sürüyor. Ankara Cumhuriyet Savcılığı araştırmasını sürdürüyor. Saklayacak bir şeyimiz yok. Her şeyi Türkiye’ye açıklayacağız.”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bomba olasılığından söz ederken Vali Yüksel kesin bir açıklama yapmadı.
Bu yüzden benim de kafam karışık...
Vali Yüksel başka bir şey söylüyor, Bakan Arınç bomba olasılığından söz ediyor...
***
Bir tüp ya da LPG’li araç patlaması bu tür yangına neden olabilir mi? Bu tür patlamalar bu kadar ses çıkarır mı?
Umarım bu can yakıcı kanlı eylem azgın terör örgütü PKK’nin işi değildir.
Eğer PKK’nin eylemi ise akla şu soru geliyor insanın ister istemez:
“PKK Kandil’de değil sadece, Türkiye’nin her yerinde... Türkiye’nin kalbi Ankara’nın göbeğinde de var...”
Yazımı yazdığım saatlerde, İçişleri Bakanı Şahin yaptığı açıklamada, “Bu olay terör eylemi gibi kendini gösteriyor” deyip şunları söyledi:
“Bir araçta patlama olduğu ortaya çıktı.
34 yaralı var, 3 yurttaşımız yaşamını yitirdi.”
