KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Rum lider Anastasiadis arasında yapılan son toplantıda Rum liderin sunduğu 14 maddelik "Güven Yaratıcı Önlemler", diplomatik geleneğe hiç uymadığı gibi, ciddiyetten de çok uzak. Açıkçası tam bir komedi senaryosu.
Belli ki Anatasiadis'in Kıbrıs konusunu müzakere etmeye hiç bir niyeti yok. İşi yokuşa sürmek için elden geleni yapıyor ve bu doğrultuda da her yolu mubah kabul ediyor, aynen Makyavelli'nin tavsiye ettiği gibi.
Liderler arasında varılan mutabakata göre ve de BM'nin de uygulanmasında ısrar ettiği "Gizlilik" kuralına rağmen Rum lider Anastasiadis, Makyavellli'nin önerileri doğrultusunda liderler arasında konuşulanları ve iki tarafın sunduğu öneri kağıtlarını hem basına sızdırıyor, hem de üstüne üstlük bu sızdırmayı kendisi yapmamış gibi bir de Rum siyasi parti liderlerini suçlayıp bu sızdırma olayına yapmacık bir şekilde öfkeleniyor.
Anastasiadis, Rumların bu çirkin ve hiç bir etik kuralına uymayan taktiğin, yıllar önce kendisinden evvel bu görevi yapmış Rum liderler tarafından da uygulanmış olduğunu ve bu stratejinin artık koktuğunu ve Kıbrıs konusu ile ilgili tüm tarafları bıktırdığını unutmuşa benziyor anlaşılan.
1977 Şubatında BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim'in huzurunda rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş ile karşılıklı olarak 1. Doruk Anlaşmasını imzalayan dönemin Rum lideri Başpiskopos Makarios, 1950 yılında Başpiskoposluk yeminini ettikten sonra bir de buna ilaveten "Kıbrıs adasını Yunanistan'a bağlamak için canını bile vermeye hazır olduğu"na dair yemin etmiş olması nedeni ile Doruk anlaşmasını imzaladığı yılın Ağustos'unda kahrında ölünce, yerine geçen halefi, Rum Meclisi Başkanı Spyros Kyprianou bu taktiği bol bol uygulamış, herkesi de bıktırmıştı.
Hatırlatalım; Floransa'da 1469 yılında doğmuş olan "Niccolo di Bernardo dei Machiavelli" adı "Prens" olan bir kitap yazmış ve bu kitabın da basımı ancak ölümünden 23 yıl sonra gerçekleşebilmişti. Makyavelli'nin hükümetin üst kademelerinde yaptığı 34 yıllık görevlerden edindiği bilgiler ve deneyimlerle yazdığı Prens adlı kitabının özeti "Hedefe Giden her Yol Mubahtır" şeklinde toparlanabilir.
Rum lider Anastasiadis veya da danışmanları belli ki bu kitabı okumuşlar ve yaklaşık beşyüz yıl evvel kaleme alınmış bu entrikalar döneminin ilkelerini uygulamaya koymayı tercih etmişler.
Yaptığı öneriler o denli saçma ve hayali ki, önerileri arasında yer alan bazı maddelerin muhatabı Kıbrıslı Türkler bile değil.
Muhatabının kim olduğunu şaşıran Anastasiadis'in yaptığı 14 adet "sözde" güven arttırıcı önlemin dördü Türkiye ile ilgili.
Türkiye'den "Ankara protokolünü benimsemesini", " Askerlerinden beş-on bin tanesini Kıbrıs adasından çekmesini", "Askerinin ateşkes hattından uzaklaştırmasını" ve "Kentsel bölgelerde ateşkes hattının askersizleştirilmesi"ni istiyor.
Anastasiadis bunları önereceğine, güven arttırıcı önlemlerin ilk adımı olarak,"KKTC ile Ateşkes Anlaşması imzalamayı" teklif etmeliydi.
İkinci adım olarak da Türkiye'yi muhatap alacağına Yunanistan'ı muhatap alıp, adada bulunan ve sayıları 20 bini aşan Yunan ordusundan gönderilmiş paralı askerler, astsubaylar, subaylar ve generallerin geri çekilmesini talep etmesi olmalıydı Yunanistan'dan....
Ancak bu şekildeki iyi niyet gösterisinden sonra Türkiye'den bir şeyler istemeliydi Anastasiadis. Üfürükten bir devlet olup, kendini dev aynasında görmek başka bir haleti ruhiye anlaşılan, aynen Anastasiadis gibi...
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
http://www.twitter.com/ataatun
http://www.ataatun.com
14 Temmuz 2014