ALMANYA’da 26 Eylül’de yapılacak seçimlere az bir süre kaldı… İktidardaki muhafazar Hristiyan Birlik Partileri seçim yarışına önde başlamışlardı. Yeşiller rüzgarı esiyordu… Son 20 yıl içinde oylarının yüzde 20’sini kaybeden sosyal demokratlar ise çok gerilerden geliyordu. Ancak üç hafta önce sosyal demokratlar öne geçti…
Alman ikinci kamu tv kanalı ZDF ‘Forschungsgruppe Wahlen‘ şirketine 3 Ağustos‘ta anket yaptırmış. Seçmenlere ‘Gelecek Pazar seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz‘ diye sorulmuş. Yüzde 25 sosyal demokratlar, Yüzde 22 Hristiyan Birlik Partileri, Yüzde 17 Yeşiller Partisi çıkmış. Şimdi Muhafazarlar tekrar öne geçmek için, sosyal demokratlar da ipi birinci göğüslemek için çaba harcıyorlar.
Sosyal demokratların sürpriz yükselişinin nedeni merak konusu... Her şeyden önce, siyasi gözlemciler, gazeteciler en başlardaki beklentilerinde neden bu kadar yanıldı… Acaba arzu edilen şey, düşüncenin önüne mi geçti… Hıristiyan Birlik Partileri ile Yeşiller koalisyonu geleceğin hükümeti olarak bekleniyordu…
ZDF’in yaptırdığı ankette seçmenlere oyunu belirleyen kriterleri sormuşlar. ‘Sosyal adalet‘ yüzde 51 ile ilk sırada yer almış. Ardından sırayla yüzde 39 ile iklim değişikliği, yüzde 23 ile Korona salgını ve yüzde 21 ile mülteciler geliyor. Merak eden ZDF’in sayfasına girip bakabilir…
Toplumların refah düzeyi toplumsal kaynakların dağıtımı ile sıkı sıkaya bağlı... Kıt kaynakların nasıl dağıtıldığı da ‘sosyal adalet‘ kavramı ile yakından ilgili… Toplumun refah düzeyi ölçülürken işte bu ‘sosyal adalet‘ kavramı da kriterlerden biri aslında…
Muhafazakarların şansölye adayı Armin Laschet… Yabancılara, Türklere yakınlığı dolayısıyla ‘Türk Armin‘ deniliyor… ‘Modern bir Almanya için birlikte‘ sloganıyla seçime giren Laschet, seçmenin güvenini kazanamadığı görülüyor… Küresel ısınma, iklim değişikliği gibi konuları seçim programı yapan Yeşiller’in şansölye adayı Annalena Baerbock da keza öyle…
Sosyal demokratların adayı şu anki Şansölye Yardımcısı ve Maliye Bakanı Olaf Scholz güven vermiş gözüküyor bu konularda seçmenlere… Sosyal adalet kavramı da daha çok sosyal demokratların bir kaygısı sanırım… Zaten ankette ‘Kim Şansölye olsun‘ sorusuna yüzde 70 ile o çıkmış. SPD’nin seçim sloganı da ‘Scholz bu işi halleder‘…
Olaf Scholz, kameraların, mikrofonların önünde kendisine gösterilen güvenden ne kadar etkilendiğini söylüyor… İki hafta önce Frankfurt’ta ‘Olaf Scholz buluşması‘ndaki davetliler arasında eşimle biz de vardık… Tecrübeli siyasetçi Scholz, herşeyin çabucak tekrar yokuş aşağı gidebileceğini bildiği için alçakgönüllü, mütevazi konuştu…
Sosyal demokratların şu anki yükselişinin nedeni muhafazakar veya Yeşiller adaylarının zayıflığıyla ilgili değil sanırım… Bence Alman seçmen değişim istiyor… 16 yıllık Angela Merkel döneminden sonra bir değişim talebi hissediliyor… Yumuşak bir değişim havası var, ancak kesinlikle ani bir değişim arzusu yok… İstikrara önem veren Almanlar, istkrar, süreklilik ile yeni bir başlangıç istiyorlar… Bu ise biraz paradoksal bir ideal… Çünkü hem süreklilik hem de değişim ama ani değil… Seçmenler sanırım bunu da Sosyal demokratların şansölye adayı Olaf Scholz ile somutlaştırmış… Bekleyip göreceğiz…