Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nın 10’uncusu İstanbul’da gerçekleşti. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan kurultaya Türkiye dışından 131 ülkeden 1734 delege katıldı. Türkiye’den de katılanlarla bu sayı dört bine ulaştı. Kurultaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar ve Türk Devletleri Teşkilâtı üye devletleri temsilcileri de katıldılar.

Kurultayla ilgili haberlerin basın ve yayın organlarından okunacağından hareketle, kurultayda dikkat çeken üç beş noktayı burada kısaca ifade etmek istiyorum.

Öncelikle, kırk yıldır küçük büyük, Avrupa ve uluslararası organizasyonlar yapan ve dahi bu işlerin ne kadar meşakkatli olduğunu tecrübe etmiş birisi olarak, kurultay organizasyonunu takdir etmem gerekiyor. En ufak detayın bile düşünülmesi, her an yardıma koşan görevlilerin olması bu işin uzmanlığının işareti olsa gerek.

Gaspıralı İsmail

Kurultay için seçilen temanın, “Türk Devletleri Teşkilatı: 5 devlet tek diaspora” olması, bize bundan yüz yıl önce ifade edilmiş ve gençlik yıllarımızın büyük hayalini hatırlatmıştır. Bu hayali Cumhurbaşkanımız Kurultayda yaptığı konuşmada şöyle ifade etmiştir: “Merhum İsmail Gaspıralı'nın dilde, fikirde, işte birlik ülküsü ham bir hayal değil. Dün olduğu gibi bugün de birliğimizi ve bütünlüğümüzü sağlamak, idame ettirmek, büyütmek en çok ihtiyacımız olan sacayağıdır.”

Asırlarca ayrı düşmek

Hakikaten Kongre salonunda asırlık ayrılıklara, asırlık hasretlere, asırlık acılara, asırlık yapaylıklara maruz kalmış Türkiye, Balkan, Doğu Akdeniz, Türkistan, Avrupa, Kafkasya ve Asya Türkleri bir aradaydı. Öyle ki, salonda dost diasporalar olarak tabir edilen Bosna Hersek, Macaristan, Moldova ve diğer ülkelerden de katılımcılar olması bu işin kaymağıydı.

Diasporaya yeni anlam

Şüphesiz bu fotoğraf bize, Türkiye dışındaki Türklerin ve dostlarının, literatürde kabul edilen diaspora tanımlarının yetersiz kaldığını gösteriyor. Kurultay sürecince gerek DEİK/DTİK Başkanı Nail Olpak’ın konuşmasında, gerekse organize edilen panellerde gündeme geldiği gibi, diaspora kavramını yeniden değerlendirmenin ve tanımlamanın kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.

Avrupa Türkleri

Özellikle Türk diasporasının önemli bir parçası olan Avrupa Türkleri, yıllardır yapmış oldukları faaliyetlerde aidiyetlerini sadece Türkiye ile sınırlandırmıyorlar. Bir taraftan Avrupa’da kendilerine yeni bir dünya kurarken, diğer taraftan da yönlerini Türkiye başta olmak üzere, kültür ve gönül coğrafyamıza döndürüyorlar. Dünyanın çeşitli ülkelerine yardım eli uzatıyorlar. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı sorunları çözmeye gayret ediyorlar.

Ey Türk…

Kurultay programı akışında gösterilen DTİK filmi ve dostumuz Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan’a da verilen ödüller üzerindeki, Bilge Kağan’ın “Ey Türk: Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?" sözleri insanın aklına Türk Dünyası’nın yeniden bir şahlanış ve uyanış içinde olduğuna işaret etmektedir.

Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı, dünyadaki tüm güncel olumsuz gelişmelere rağmen, Türk dünyasının yeniliğe ve gelişmeye açık kadim bir medeniyet birikimi, güçlü bir devlet geleceği ve sağlam bir sosyal yapısı olduğunu hatırlatmaktadır. Kurultayda yakalanan bu sinerjinin, Türk'ün ezelî ve ebedî varoluş imtihanına kılavuzluk yapmasını temenni ederim.

Veyis Güngör

16 Eylül 2023