Erdoğan'a rağmen Köşk'e aday olma ihtimali bulunmayan Gül'ün, partiye güçlü bir dönüş yapmasını sağlayacak bir yapılanma yok.
ANALİZ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Sözcüsü ve Basın Başdanışmanı Ahmet Sever’in Vatan gazetesinden Ruşen Çakır’a yaptığı açıklamaların ardından başlayan Çankaya-Başbakanlık tartışmaları derinleşerek sürüyor. Ankara kulislerinde, Gül’ün Erdoğan yeniden aday olduğunda aday olmayı aklından bile geçirmediği, ancak Erdoğan Köşk’e çıkarsa partiye hangi konumda döneceği konusunda yaratılmak istenen olumsuz koşullardan da çok rahatsız olduğu konuşuluyor. Gül’ün danışmanı tarafından açıklanan rahatsızlıklar, Gül tarafından Erdoğan’a rahatlıkla iletilebilecek konular.
Bu nedenle Ankara’da yanıtı aranan ilk soru, Gül’ün rahatsızlıkları neden doğrudan Erdoğan’a anlatmak yerine danışmanı aracılığıyla bütün kamuoyuna açıkladığıyla ilgili. Bu sorunun iki yanıtı olabilir:
İlki, Gül’ün ‘devlet günü’ denilen günlerdeki görüşmelerde Erdoğan ile parti işlerini ve özel meseleleri konuşmak istememesi. İkincisi ise, iki liderin son 40 günde belki isteyerek belki de program uyuşmazlığı nedeniyle seyrek görüşebilmesi. Gül ve Erdoğan bir aydan sonra ilk görüşmeyi 19 Temmuz’da yapabilmişti.
Yeniden adaylık için mi?
Gül ile Erdoğan arasındaki hukuku bilmeyen yok. Karşılıklı feragat ve jestler konusunda ‘kardeşlik hukuku’ yorumlarını hak eden bir ilişki söz konusu. Erdoğan, Köşk’e çıkabileceği halde, Gül’ü aday göstermişti. Gül de cumhurbaşkanlığı süresince Şike Yasası dışında Erdoğan ile hiç karşı karşıya gelmemişti. AK Parti çevrelerinde bu gerçekten yola çıkanlar, Gül’ün Erdoğan’a rağmen aday olma ihtimalini ‘sıfır’ görüyor ve Erdoğan’ın 2014’te mutlaka aday olacağını öngörüyor. Hal böyle olunca da tek bir yorum yapılıyor: “Gül’ün sorunu yeniden aday olmak değil...” AK Parti koridorlarındaki adaylıkla ilgili ortak yorumu dinlerken ister istemez ikinci soru gündeme geliyor: “Gül’ün yeniden Köşk adaylığı sorunu yoksa, gösterdiği tepkinin altında yatan ne?” Bunun yanıtı, aslında son dönemde yaşanan gelişmelerde gizli: AK Parti sonbaharda yapılacak Büyük Kongre ile 2014’teki seçimlere ilişkin yapılanmasını da tamamlayacak. Peki bu yapılanma süreci içinde Gül’ün yakın çevresi ne kadar var? Somut bir şekilde bakılırsa yanıt:
“Çok fazla yok.”
Ayrıca, son zamanlarda yaşanan şu gerçekleri de unutmamak lazım:
- Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi bazı sağ partilerin liderlerinin partiye dahil edilmesi, ‘Yeni AK Parti’ dinamiklerinin sinyali gibi görünüyor.
- Bazı AK Parti’nin yöneticileri, bakanlar, 2014 senaryolarını konuşurken Gül’ün eski gücü ile dönmesinin zor olacağı mesajlarını veriyor.
- AK Parti’de Gül’e yakın olan isimler, Gül’ün 2014’ten sonra dışlanacak olması endişesini, yeni arayışlara girerek belli etmeye başladı.
Özetle Gül, yeniden adaylık meselesinin ötesinde, Erdoğan ve Arınç ile birlikte kurduğu partinin tabanındaki gücün görmezden gelinmesine, partide
2014 sonrası oluşacak dinamiklerin ‘dışında kalacağı’ söylemlerine tepki gösterdi ve AK Parti’nin geleceğinde söz sahibi olma hazırlığı yapanlara “Beni hafife almayın” mesajı gönderdi.
(Radikal gazetesinden alınmıştır)