Hollanda’da siyaset ya da idari kültürünün değişmesi, diğer bir ifadeyle ‘yeni bir yönetim kültürü’, 4’üncü Rutte hükümetinin kurulmasıyla tekrar gündeme geldi.
Hatırlanacağı üzere, yeni yönetim kültürü, 3’üncü Rutte hükümetinin başını yiyen vergi dairelerinde yapılan kurumsal ayırımcılıkla tartışılmaya başlamıştı. Kurumsal ayrımcılıktan ders alınıp alınmadığı, bunun Den Haag yönetiminde nasıl yer bulacağı merakla bekleniyor.
Bir başka ifadeyle, yeni yönetim kültürü ve siyasi arenada meydana getireceği dalgalanmalar, konuyla yakından ilgilenenlerin gündeminde.
Bu çerçevede, haftalık De Groene Amsterdammer dergisinde, yeni yönetim kültürü ile ilgili, üç yüksek ve tecrübeli bürokrat görüşlerini uzun uzun açıklamışlar.
Buna göre, vergi dairelerinde yapılan hata, karar vericilerle halk arasındaki ilk kırılma noktası oldu Hatalar, aynı zamanda devlet yöneticilerinin temizlik yapması için önemli bir fırsatı ortaya koyuyor. Ancak, hükümet protokolünde, konuya değinilmiş olsa da, yerleşik alışkanlıkların değiştirilmesi hususunda elle tutulur önlemler yer almamakta.
Peki, Geert Jan Hamilton, Peter van Lieshout ve Gerard van Pijkeren isimli bürokratlara göre, yeni bir yönetim kültürünün oluşması ve yerleşmesi için neler yapılmalı?
Devletin çeşitli kadamelerinde görev yapmış ve tecrübe kazanmış bu bürokratların konuyla ilgili bazı görüşleri aşağıdaki şekildedir.
Gelenek olduğu üzere, Den Haag’da toplantı yapan kabine üyeleri, bir ilke imza atarak, aylık toplantılarını Hollanda’nın farklı kentlerinde yapabilirler. Toplantı sonunda, bugüne kadar yapıldığı gibi, kurum, şirket veya kuruluş temsilcilerine söz hakkı verme yerine, vatandaşın görüşü alınabilir. Bu aylık toplantı modeli, Den Haag kabinesiyle sınırlı kalmayıp, devleti temsil eden diğer alanlarda, İl Genel Meclisi, Belediye yönetimlerince de uygulanabilir.
Den Haag’daki karar vericiler, üçüncü kuruluşların ve bağımsız tavsiye kurullarının önerilerine, tecrübeli siyasetçilerin ve Bakanlık yapmış kişilerin yorumlarını ve tavsiyelerini daha fazla dikkate almalılar.
Hükümet politikaları için, tecrübeli yüksek dereceli bürokratlar kaçınılmazdır. Bürokratsız bir Bakanlık, askersiz bir generala benzer. Bürokratların görevlendirilmesinde, uzmanlık, tecrübe ve kalite önemli kriterler arasında olmalıdır. Memurların bakanlıklar arasında yer değiştirmesi, her ne kadar çekici olsa da, uzmanlık ve kurumsal hafıza devletin yararı için değerlendirilmelidir. 1995 yılından itibaren uygulanan rotasyon modeli artık kaldırılmalıdır.
Bakanlıklar, çok şirketli binalar olmaktan çıkmalıdır. Bakanlıkların sorumluluk alanlarında yapılan değişiklikler, örneğin emniyet teşkilatının Adalet Bakanlığına verilmesi, kontrol sisteminin kırılma noktası olmuştur. Geçtiğimiz dönemde, tarım işlerinin Ekonomi Bakanlığına verilmesi, yapılan bir başka yanlıştır. Artık, hangi kurumun hangi Bakanlığa verilmesi, Bakanlıkların kendi alanlarının belirlenmesi şarttır. Şimdiki, çok şirketli binaları anımsatan Bakanlık formülü, kamu hizmetinin organizasyonu için kullanılamaz.
Yüksek dereceli bürokratların, devletin işleyişi ve yeni yönetim kültürü hakkında önerileri uzayıp gidiyor. Ancak, karşımıza çıkan en önemli değişiklikler arasında, vatandaşların karar süreçlerine daha fazla katılımının sağlanması, Bakanlıklar arasında yeniden düzenleme, uzman ve tecrübeli devlet memurlarının en mükemmel şekilde değerlendirilmesi, üçüncü şahış ve kurumlardan hizmet alınması, emekli ve bilgili memurlardan faydanılması gibi konular, değişimin öne çıkan alanlarıdır.
Sözün özü, demokrasinin ve hukuk devletinin sürekli tamir edilmesi, checks and balances sisteminin yürürlükte olması gerekiyor.
Uzun yıllar tartışılacak siyasette yeni yönetim kültürünün, Den Haag’daki yerleşik geleneksel siyaset kültürünü ve alışkanlıklarını nasıl değiştireceğini hep birlikte izleyip, göreceğiz.
Veyis Güngör
16 Şubat 2022