Şu an Türkiye\'de dünyanın en şaşırtıcı ittifaklarından birisi yaşanıyor.
Bunu Hrant Dink ile ilgili mahkeme kararı gerçekleştirdi dense yeri...
İttifak, hükümete yani AK Parti iktidarına karşı.
İttifakı şaşırtıcı kılan şey, taraflardan birisinin AK Parti\'yi yapmadığı şey için eleştirmesi, diğer tarafın da yaptığı şey için...
Şaşırtıcı olan bir başka şey ise taraflardan birisinin, iktidarı, daha kararlı adımlar atmaya çağırması, diğerinin ise açıkça belirtsin belirtmesin, iktidarı yıkmayı amaçlaması...
Peki kimlerden oluşuyor bu taraflar?
Bir kesim, Hrant Dink\'in dostları şeklinde tanımlanabilir. Ailesi, medyadan arkadaşları, Ermeni camiası, belki ideolojik yakınlığı bulunanlar...
Bunlar, Dink\'in devlet içindeki bir örgüt tarafından öldürüldüğünü, başından beri iktidarın bunu ortaya çıkarması gerektiğini, bu noktada gerekli ve etkin adımların atılmadığını ifade ediyor, en azından davanın bundan sonraki safhasında iktidarı etkili olmaya çağırıyor.
Bu kesimin suçladığı, devlet içindeki yapılanmanın adının Ergenekon olduğu biliniyor.
İttifakın öteki ayağı
Öteki kesim ise, başından beri AK Parti iktidarına karşı çevrelerden oluşuyor.
O çevrenin en bariz vasfı ise Ergenekon davalarına karşı olmaları. Bu karşıtlığın en sembolik olanını, hatırlanacağı üzere CHP liderleri sergiledi. Eski lider Deniz Baykal \"Ergenekon\'un avukatlığı\"na soyundu, yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise \"Neredeymiş o örgüt, gidip üye olalım\" gibi akla ziyan bir şeyi söyledi. Ergenekon sanıklarından milletvekili adayı gösterdi, seçtirdi.
CHP\'nin bu kategorik muhalefetinin, medyada da uzantıları var. Maalesef muhalefet kolektif yürütülüyor ve sadece bir \"siyasi muhalefet\" olmanın ötesinde cereyan ediyor. \"Siyasi muhalefet olmanın ötesinde\" dedim yani Ergenekon davalarını baltalamak, bunun için de, bu davaların arkasındaki siyasi iradeyi çökertmek gibi bir hesap gözleniyor.
Türkiye\'nin en azından son 30 yılında, darbeler dahil kanlı karanlık olaylar bulunduğu çok net bir gerçeklik olmasına ve bu herkes tarafından bilinmesine rağmen, bu kategorik karşı çıkışın anlamı ne olabilir?
Bu karşı çıkışın yorumunu, kanaatimce, bugün mahkeme kararını protesto amacıyla aynı yürüyüşte yan yana duran Hrant Dink dostlarının tamamı biliyordur.
İttifakın şaşırtıcılığı
\"İttifakın şaşırtıcılığı\" da tam burada şekilleniyor.
Birisi Ergenekon yargılansın diye yürüyor, sesini yükseltiyor, diğeri Ergenekon\'u kurtarmak için iktidarı devirmek üzere yürüyor, sesini yükseltiyor.
Bu tezgâha bir de Susurluk zamanında tanık oldu Türkiye.
Susurluk\'ta derin güçlerin yüzü, cinayet gibi bir kaza ile ortaya çıktı ama ardından öyle bir kumpas kuruldu ve öyle bir ittifak gerçekleşti ki, bedeli Refahyol iktidarı, daha doğrusu Refah Partisi ödedi.
Evet, Refah Partisi süreci yönetemedi ve karambolden gol yedi.
Şimdi yine bir karambol var.
Ve derin odaklar AK Parti iktidarına gol atmak istiyor.
\"Hrant Dink\"in yakınları, dostları ya da Türkiye\'deki o derin-kirli yapılanmanın farkında olup da, bu işin kolayca halledilivereceği zehabına kapılanlar, sağlarına sollarına, yani birlikte yürüdükleri insanlara baksınlar...
Yeni bir Ergenekon kumpası ile karşı karşıya olabilirler mi acaba?
Onlara \"Yetmez ama evet\" dediniz, bakın başınıza ne geldi\" diye seslenenler, halen Ergenekon\'dan sanık kaçırmak için canla başla çalışanlar olmasın? Ergenekon davalarını çökertmek için siyasi iktidarı yalnızlaştırma hesabının içinde bulunuyor olmasınlar?
Şunu sormak gerekiyor mu bugün?
AK Parti iktidarını tasfiye ettikten sonra acaba sıra neye gelecek? Derin odakların yeniden at oynattığı bir Türkiye\'ye mi? Evet, neye sıra gelecek?