Düşünebiliyor musunuz, Aslanbaba, yaptığı görüşmeleri, karşısındakine haber vermeden kaydetmiş.

Bizim işimiz gazetecilik…
Görüşme yaparız.
Yaptığımız görüşmeleri kaydedeceksek mutlaka karşımızdakine söyleriz.
Aslanbaba, gizli dedektif gibi, insan haklarını da çiğneyerek konuşmaları kaydetti. Şimdi de bir anlamda şantaj aracı olarak kullanıyor.
Savcılığın ya da polisin yerinde olsam ilk üzerine gideceğim konu bu olur.


Sibel Siber’in Başbakanlığındaki hükümetin dün güven oylaması vardı.
Ekranın karşısına geçtim...
Ejder Aslanbaba, ille de kürsüye çıkmak istiyordu.
Meclis Başkanı Hasan Bozer, izin vermemekte direndi.
Aslanbaba, sağ elini ceketinin sol iç cebine uzatıp naylon poşeti çıkardı.
Konuşa konuşa kürsüye yürüdü...
... Ve DP-UG’den hükümete güvenoyu vermesi ve sorun yaratmaması için yedi bin yedi yüz dolar rüşvet verildiğini söyledi.
Söylediklerinin özü buydu.
Bir anda Meclis karıştı.
Bir tarafta CTP, DP ve TDP...
Öte tarafta UBP ve Ejder Aslanbaba.

***

Güven oylaması yine de yapıldı.
26 evet oyu ile Siber hükümeti güven aldı.
Yıllardır Sibel Hanım’ı tanırım.
Teşekkür için kürsüye çıkan Sibel Hanım, çok farklıydı, çok gergindi.
Ejder Aslanbaba’nın Meclis kürsüsüne taşıdıkları Sibel Hanım’ın etik değerleri kaplama alanı içinde dinlemesi bile çok zordu.

***

Dün Meclis çalışmaları tamamlandı.
Hükümetin güvenoyu alması Ejder’in yaptıkları yanında gölgede kaldı.
Gün boyu, akşam da geç saatlere kadar Ejder Aslanbaba’nın gündeme taşıdıkları konuşuldu.

***

Peşinen altını çizeyim.
Dün yaşananlar ya da dün gündeme taşınanlar rezilliğin son perdesiydi.
Gelişmeler ekrana taşarken telefonlarım hiç susmadı.
Gelen telefonları tümünde şiddetli öfke, tepki vardı.
Sevgili bir doktor arkadaşımın şu sözleri çok şey anlatıyordu: “Siz gazetecilere acıyorum. Bu kadar kalitesizliği takip edip, yazmak ve yorumlamak en ağır işçiliklerden biri olmalı. Bunları yazacağınıza molohiyanın nasıl pişirileceğini öğrenip yazın daha iyi olur.”


***
Dün yaşananlardan en çok üzülen kim?
Bu sorunun yanıtı hiç ikilemsiz DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’tır.
Ejder Aslanbaba’yı siyasetimize kazandıran ya da bulaştıran Serdar Denktaş.
Ejder Aslanbaba’nın DP içinde yaşadıklarını biliyor.
Ejder Aslanbaba’nın DP ayrılış serüvenini de çok iyi biliyor.
... Ve Sekizler Grubu içinde Ejder Aslanbaba’yı kabullenme zorunda kalmışlığın sıkıntısını da yaşadı.
Finalde dünü de yaşadı...

***

Yıllar önce “Politikanın fahişeleri” yazımı yazdım.
Aradan zaman geçti.
Keşke o yazım yazıldığı günlerle sınırlı geçerliliğe sahip olsaydı.
Peki ne görüyoruz?
Yıllar sonra da o yazı geçerliliğini koruyorsa siyasi kirliliğin ne kadar kronikleştiğine siz karar verin.

***

Ahmet Kaşif, parayı verdi.
Ejder Aslanbaba aldı.
Kaşif’e göre verilen para, Aslanbaba’nın talebi üzerine verilen paradır.
Aslanbaba ise paranın rüşvet olduğunu söylüyor.
Yaygın kanaat olayın komplo olduğu yönünde.

***

Dün ekrandan Ejder Aslanbaba’yı izledim...
İntihar komandosu, ya da canlı bomba gibi yansıması vardı.
Siyasi ömrünün sonuna gelirken DP-UG’ye de en ağır tahribatı vermek istedi.
Belli ki uzun bir süredir, düne hazırlanıyordu.
Cebinde ses kayıt cihazıyla Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak pek çok kişiyle yaptığı  görüşmeleri kaydetti.
Dün de Meclis kürsüsüne paralar ve ses kayıtlarının CD’siyle çıktı.

***

Aslanbaba’nın gündeme taşıdığı olayın iki yüzü var.
Bir... Para verilip, para alınması.
İki... Ses kayıtları.
Politika yapılırken haksız kazanç, daha doğrusu haksız çıkar elde edilmesinin izahı ve kabulü mümkün değil.
Yapılan görüşmelerin kaydedilmesine gelince.
Ejder Aslanbaba’nın yaptığı insan haklarının hukuki koruma altında olan ülkelerde suçtur.
Düşünebiliyor musunuz, Aslanbaba, yaptığı görüşmeleri, karşısındakine haber vermeden kaydetmiş.
Bizim işimiz gazetecilik…
Görüşme yaparız.
Yaptığımız görüşmeleri kaydedeceksek mutlaka karşımızdakine söyleriz.
Aslanbaba, gizli dedektif gibi, insan haklarını da çiğneyerek konuşmaları kaydetti. Şimdi de bir anlamda şantaj aracı olarak kullanıyor.
Savcılığın ya da polisin yerinde olsam ilk üzerine gideceğim konu bu olur.

***

Dün yaşananlar kısa vadede unutulanlar listesine eklenmemeli.
Yargı süreci hiç gecikmeden başlatılmalı.
Başlatıldıktan sonra da asla yarıda bırakılmamalı.
Polis ve savcılığı bu süreçte olayın üzerine hangi açıdan yaklaşacağı çok önemli.
Yargının bağımsızlık sınırları içinde korkusuzca olayın üzerine gidilmeli. Bu yapılmazsa yargı tahminlerin ötesinde yara alır.

***

28 Temmuz seçimi için geri sayım sürerken dün yaşananlarla neyi anladık?
Birileri bu seçimlerde düzeyin aşağıya çekilmesini istiyor.
Gündem değiştirilerek büyük hesaplar için kirli hamleler yapılacak.
Ejder’in ses kayıtlarından bakalım daha neler çıkacak...


Günün sözü:


Zorda olan, zora sokar.