Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrenciler arasında bir araştırma yaptırdı. Ve bu araştırmanın sonuçlarını kamuoyuna açıkladı.

MEB, PISA ve TIMSS’e rakip olarak hayata geçirdiği ABİDE araştırmasının sonuçlarını geçtiğimiz gün açıkladı.

“Türkiye’de öğrencilerin yüzde 66’sı okuduğunu anlamıyor.”

42 yıllık bir öğretmen, eğitimci araştırmacı yazar olarak bu konu çok dikkatimi çekti.

Onun için bu konudaki düşüncelerimi gerek kamuoyu ile gerekse Bakanlığımızla ve de gerekse öğrenci, öğretmen ve velilerimizle de paylaşmak istedim. Onun için bu yazıyı kaleme aldım.

Hollanda’da PABO, Nutsakademi ve Remedial Teaching olmak üzere üç ayrı eğitim akademisinde öğrenim görüp diplomalarımızı aldık. Bu akademilerde konuların birisi de buydu.

Doçentlerimiz şöyle derdi: Bir öğrencinin okuduğu bir cümleyi tam olarak anlayabilmesi için o cümlede geçen sözcüklerin yüzde 95 -96’sını tanıması gerekiyor. Aksi durumda o cümleyi anlayamaz.

Bunu bir örnekle açıklayalım. Öğrencilere desek ki ‘Bizim Ali, yıllardır her gün evde bir tane ei yemek için annesinden rica ediyor.’ Bu cümlede on dört tane kelime var. Ama bir tanesi yabancı bir kelimedir. ‘Ei’ nedir diye sorsak acaba bilirler mi? Peki ei’yi bilmeden bu cümle anlaşılır mı? Elbette ki hayır. Öyleyse okuduğunu anlamak çok önemli bir konudur.

Peki, öğrencilerin okuduklarını anlamaları için neler yapmalıyız?

OKUDUĞUNU ANLAMAK

Okuduğunu anlamaya giden yolda üç adım vardı. Bunlar:

1.Adım: Okuduğunu anlamak için önce sessiz bir ortam gerekiyor. Çünkü gürültü ile okuma beyinde çarpışır. Öyleyse okuduğunu anlamanın birinci koşulu gürültüden uzak sessiz bir ortamda okumaktır.

2.Adım: Öğrenci, okuduğunu anlaması için okuduklarını kendi kelimeleriyle not etmesi gerekiyor. Çünkü not tutmak okuduğunu anlamanın anahtarıdır. Öyleyse her zaman okuduğumuz konuları kendi sözcüklerimizle özet olarak yazmalıyız. Böylece beynimizin işini de kolaylaştırıyoruz. Okumak ve okuduğunu not etmek akılda tutmayı ve öğrenmeyi destekliyor.

3.Adım: Bundan sonra yapılması gereken ise tekrardır. Yani okuduklarımızı ve not ettiklerimizi tekrar yapmalıyız. Çünkü tekrar, öğrenmenin motorudur ve tek çözümüdür. Bunun için her zaman tekrar, tekrar ve yine tekrar etmeliyiz ki öğrendiklerimizi pekiştirelim.

Böylece hem okuduğumuzu anlamış hem de kelime hazinemizi zenginleştirmiş oluruz.

Bunların yanında kelime hazinesini zenginleştirmek için şu etkinlikler de yapılmalıdır.

1) Anlamını bilmediğimiz kelimenin anlamı, sözlükten bulunup yazılmalı ve okunmalı.

2) Bu kelimenin eş anlamlısı da yazılmalı ve öğretilmeli.

3) Aynı anda bu kelimenin zıt anlamlısı da öğretilip yazılmalı.

Böylece bu kelime öğretilmiş ve öğrenilmiş olur.

Bir öğrenci, anlayarak okumak sayesinde şu üç konuda başarılı olur:

1) Kelime hazinesinin zenginleştirir.

2) Dünya ve insanlar hakkında bilgi sahibi olur.

3) Akıcı bir şekilde okuma ve anlama alışkanlığı kazanır.

Herkese iyi okumalar ve başarılar.

Bekir Cebeci

(Eğitimci ve araştırmacı yazar)

Trabzon, 2 Aralık 2019

E-mail: [email protected]