İstanbul’daydım… Çorlulu sanayici dostum Mehmet Diktaş’ın davetiyle Türk Nümismatik Derneği’ne gittim. Birinci Dünya Savaşı’yla ilgili Osmanlı ve Alman madalyonları, yaka iğneleri, nişanlar gibi değerli nesnelerin koleksiyoneri olan dostum bu derneğin yönetim kurulu üyesi… Diğer bir dostum eski Şişli Cumhuriyet Savcısı Altan Günaydın da derneğin yönetiminde… O da sikke ve eski para koleksiyoneri…
Her ikisi de alanlarında uluslararası tanınmış uzmanlar… Uzmanlığına sıkça danışılan kişiler… Örneğin, ellerindeki eski paralarla ilgili bilgi almak isteyenlerin rahatça dostum Altan Bey’e veya madalya, nişanlarla ilgili Mehmet Diktaş'a başvurabilir…
Nümismatik eski metal paraları inceleyen bilim… Sikkeler ve madalyalar vesaire ilgi alanı… Kökeni eski Yunanda metal para anlamına gelen ‘numisma’ kelimesine dayanıyormuş… Nümismat da bu bilimle ilgilenen insanlara verilen ad...
Yıllardır ısrarla davet ederlerdi… Kıramadım… Kısmet bu yılmış… Derneğin lokali Nişantaşı’nda… Geniş bir daire… 2003’e kadar Türk Nümismatik Derneği’nin başkanı olan Sevgi Gönül (Koç) tahsis etmiş burayı … Rahmetli Vehbi Koç’un kızı… 2003’te vefat eden Sevgi Hanım, iyi bir koleksiyonermiş…
Türk Nümismatik Derneği (TND), 9 Mayıs 1968'de kurulmuş… 8 Temmuz 1974’te Bakanlar Kurulu kararı ile derneğin isminin başına ‘Türk’ kelimesi konulmuş… 13 Mart 1975’ten itibaren nümismatik konulu davalarda bilirkişi olarak yetkilendirilmiş… Şu anki başkanı Cem Mahruki… Dört kişilik yönetim kurulunda iki dostumdan başka Levent Turgut ve Yüksel Güleç var…
Katıldığım toplantıda, hazırlıklar, planlanan seminerler ve hatıra paralarla ilgili konular görüşüldü... Sohbette öğrendiğim bir konu da 2863 sayılı yasa oldu… Bilmeyenler için yazıyorum… 09 Kasım 1982’te dönemin milli güvenlik konseyi çıkarmış bu yasayı… Konseyden bu güne kadar değişmeden gelen sadece yasa bu kalmış…
Yasaya göre, ‘son altı Osmanlı padişahı (Abdülmecid, Abdülaziz, V. Murat, Abdülhamit, Reşat, Vahdettin) paraları dışındaki tüm para ve madalyaların koleksiyonlarının yapılması, alımı ve satımı yasak…’
Dostlarım, yasağın Türkiye’deki koleksiyoncuların bu paraları, madalyaları toplamaktan vazgeçirdiğini söylüyor… Böylece yurt içi talep ortadan kalkınca yasak kapsamındaki paralar, madalyalar ya kaçak olarak talebin yüksek olduğu yurt dışına götürülmekteymiş ya da altın ve gümüş gibi değerli madenlerden yapıldığı için eritiliyormuş… Böylece ‘Osmanlı tarihi ne yazık ki yok olmakta’ diyorlar... Dostlarım yasada değişiklik yapılması gerektiğini savunuyorlar… Tabii kaçakçılara da en ağır müeyyidelerin getirilmesini unutmadan… İlginç şeyler öğrendim... İyiki gitmişim...