Bu kritik günlerde Maraş konusunda ütopik bir düşünceyle hem Gazimağusa sakinlerini, hem Gazimağusa esnafını ve hem de KKTC halkını kandırmaya çalışıyorlar.

 

Rumların Kıbrıs’ı Yunanistan'a bağlama ülküleri doğrultusunda 1955 yılında Kıbrıs'ta başlamış olan toplumlar arası çatışmalar nedeni ile o günden beridir sürmekte olan “Kıbrıs adasına barışı getirmek amaçlı çabalar ve müzakereler” halen daha devam etmekte, Rumların çözüm isteksizliği nedeni ile…

 

Zaten istedşkleri barış değil. Türk askeri ve Türkiye'den gelen kardeşlerimiz adadan gitsin, Rum göçmenler yerlerine dönsün, kendileri de adanın 1974 öncesinde olduğu gibi adanın mutlak hakimi olsunlar. Bütün istedikleri bu. Türklere de azınlık hakları verir, gül gibi yaşarız düşüncesindeler. Tabii bunun propagandasını da yıllardır yapıyorlar.

 

İlk müzakere 1 Ocak 1964 tarihinde Makarios ile rahmetli Dr. Küçük arasında, yollara konan barikatların kaldırılması içerikli olmuştu. 21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıslı Rumların Akritas planı uyarınca adadan Kıbrıslı Türkleri temizlemek amacı ile başlattıkları saldırılar katliama dönüşünce, Türkiye BM'yi göreve çağırmıştı "siz müdahale etmezseniz ben edeceğim" diyerek. BM'nin adaya BM Barış Gücü göndermek için 4 Mart 1964 günü aldığı 186 No.lu geçici kararı Rumlar zaman içinde kalıcıya dönüştürdüler ve bu kararın arkasına saklanarak adanın tek hükümeti olma yetkisini de ellerine geçirdiler.  

 

Şimdi bu yetkiyi kaybetmek istemiyorlar ve "ya gene bu adanın tek hakimi oluruz, ya da ipe un serer, Türkiye zayıf düşene, biz de adayı tamamen ele geçirene kadar müzakereleri sürdürürüz" ülküleri doğrultusunda müzakereleri, bin bir çeşit bahane ile uzatıyorlar.  

 

Cumhurbaşkanımız Derviş Eroğlu'nun Rum Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra yaptığı "Müzakereler hemen başlasın" çağrısına hala daha olumlu yanıt verilmiş değil. Yeni başkan Anastasiades, gündemi saptırmak için de "Maraş Türklerin iyi niyet jesti olarak iade edilsin" fikrini ortaya attı. Bu konuda hem AB üyesi devletlerin başkan ve dışişleri bakanlarına yazılar gönderdi hem de BM'de Eylül ayında yapılacak Genel Kurul'da bu isteklerini konuşması içine aldı. Rum basını da bu konuda müthiş bir propaganda yapıyor, asılsız haberler yayıyor. 

 

Bizde ise maalesef,  gerçekleri göremeyen veya da görmek istemeyen, sayıları çok az olan bir grup insan, sanki de Anastasiades ile anlaşmış gibi, senkronize bir şekilde aynı günlerde bir anket açıklaması yaptı. Açıklanan bu ankete göre Gazimağusa halkının yüzde 73'ü Gazimağusa limanının açılması karşılığı Maraş'ın Rumlara iadesini istiyormuş güya!

 Anketlerini de telefonla yapmışlar ama benim yollara düşüp konuşabildiğim ve sayıları 100’ü geçen Gazimağusa sakinlerinin bu anketten haberleri yok.  Herhalde kendi tanıdıklarına ve kendileri ile hemfikir olabilecek kişileri aradılar.

 

Basında çıkan habere göre anket yapılırken Maraş'ın iadesine karşılık Mağusa limanının açılmasını isteyip istemedikleri sorulmuş. Telefonda sorulan soruların yönlendirici olduğunu düşünmekteyim zira “Maraş’ın açılmasının ekonomiye katkısı olacağını düşünüyor musunuz” sorusunun yanıtı herkese göre “evet” tir. Burada fazla detaya girilmeden bu soru sorulmuşsa alacakları yanıtın yüzde 100 çıkması da olasıdır. Burada yapılması gereken Maraş’ın ne karşılığı ve nasıl verileceğinin anlatılmasıydı, yapılmadı. Ki Maraş’a karşı Gazimağusa limanının açılması talebi/dileği ise ayrı bir komedi. Gazimağusa Limanı zaten uluslararası trafiğe açık bir liman. Bu konuda dönemin AB Komiseri Olli Rehn'in 18 Ocak 2008 tarihli, tarihi açıklaması var, Gazimağusa Limanı'nın uluslararası trafiğe açık olduğuna dair. 

 

BM Genel Sekreterinin Raporlarına göre Maraş "Bütünlüklü Çözümün" bir parçası, yani tek başına ele alınması mümkün değil. Yıllardır süren İsrail-Filistin görüşmeleri içinde de Kudüs şehri aynı Maraş gibi bütünlüklü çözümün bir parçası durumunda. Maraş'ın müzakerelerin dışında ele alınması, Kudüs'ün de aynı şekilde ele alınmasına yol açacağı nedeni ile ne bu günlerde, ne de gelecekte ne Maraş, ne de Kudüs'ün tek başlarına ele alınması olası değil.     

 

Şimdi de aynı kişiler, Mağusa esnafını dolaşmaya ve Maraş Rumlara iade edilip açılırsa, işleriniz düzelecek, Gazimağusa sokakları Turist dolacak diye umut dağıtmaya başladılar.

 

Ama esnafımız akıllı ve uyanık. Verdikleri yanıt çok güzel. Lefkoşa'nın Rum kesimi açık,  turist de var ama niye alış verişin kalbi sayılan Ledra sokağı (Uzun yol), Leonido ve Grigori Axfentou caddelerindeki dükkanların yarısı "boş" ve üzerlerinde "kiralık" yazıyor diye de soruyor.  Sonra da devam ederek, Maraş açılırsa, aynen Lefkoşa'nın Rum kesimine geçildiği gibi arada sınır ve sınır kapıları da olmayacak mı diye de açıklama istiyor.  Yani oyuna gelmiyorlar.

 

Maraş'ın açılması için çalışan arkadaşlar bence Rum tarafına geçip, "Müzakerelerin başlamasından evvel Ercan havaalanının Uluslararası uçuşlara açılması konusunda Rumların karşılıksız bir jest yapmaları çok iyi olacak" propagandası ve çalışması yapsalar çok daha iyi olacak. Hiç olmazsa Kıbrıslı Türklerin işine yarayacak bir çalışma yapmış olurlar.