İç içe geçmiş bu hareketin şu anda en çok düşmanlık ettiği yapılar hangisidir diye sorsam, ne dersiniz?
Dikkatli bakanlar için bunun cevabı açıktır:
Bir, AK Parti, iki Gülen hareketi...
İşte bu düşmanlık, siyasi Kürtçü hareketin, bir "Kürtlük sevgisi"nden yola çıkmadığının, tam bir parsa toplayıcı nitelik arz ettiğinin de göstergesidir.
Bakın olan bitene...
MHP ve CHP ile uğraşmıyorlar
Mesela siyasi Kürtçü hareket MHP ile uğraşmıyor. Oysa MHP, bu harekete karşı çok daha tavırlıdır. İster ideolojik planda deyin, ister güvenlik operasyonları anlamında bakın MHP, AK Parti'nin her iki alandaki tavrını yerden yere vuruyor. Peki neden MHP ile uğraşmıyor?
Yine siyasi Kürtçü hareket, CHP ile de uğraşmıyor. Oysa CHP de, en azından kurulu düzenin mimarı olarak, işin taa başında, asimilasyon, inkâr, ne derseniz deyin bütün politikaların babasıdır. CHP, bugün de insicamlı bir politika izlemekten çok uzak, tam bir gelgitler içindedir. Peki siyasi Kürtçü hareket neden CHP ile uğraşmıyor?
AK Parti Ankara'nın formatını değiştirdi
Gelelim AK Parti ve Gülen hareketine...
Ak Parti, iktidar olarak, neredeyse kurulu düzenin Kürt sorununa ilişkin tüm formatlarını değiştirdi. Zihni bir reform süreci başlattı. Ve inkâr, asimilasyon gibi kurulu düzenin derinliklerinde seyreden bilinci restore etmek üzere adımlar attı. Kürt kimliğinin özgürce taşınabilmesi artık sorun değil. Biliniyor ki, kimlik konusunda başka adımlar da atılacak. Hatta iktidarda "bu konuda daha süratli hareket etmeliyiz" tarzında bir eğilimin olduğu da açık.
Bunun yanında, Kürt vatandaşlarımızın yoğunlukla yaşadığı Doğu-Güneydoğu'ya yönelik bir hizmet hamlesi başlattı. Geçen 9 yıl içinde bölgede yapılan eğitim, sağlık, yol, su, köylerin bayındırlığı gibi hizmetler, insafı olan herkesin görebileceği boyuttadır.
Bölge insanı da görüyor ki, artık Ankara başka Ankara'dır.
Artık Ankara deyince akla öncelikle hizmet, sevgi ve şefkat gelmektedir.
Peki ama siyasi Kürt hareketinin bu nitelikteki bir AK Parti'ye karşı şedit düşmanlığı neden?
Öte yandan, Gülen hareketinin bölge ile ilişkisine baktığımızda ne görüyoruz? İktidarla organik bir ilişki içinde olduğunu düşünmüyorum ama Gülen hareketinin de bölgede, iktidara benzer nitelikte bir "hizmet" hamlesi içinde olduğunu söylemek mümkün. Ne yapıyorlar? Okuma salonları açıp, bölgede eğitim çağındaki çocuklara ücretsiz kurs veriyor, böylece eğitim açığını kapatıyorlar. Dershanelerde bölgenin çocuklarını yüksek okullara hazırlıyorlar. Yurtlar açıp öğrenci barındırıyorlar. Bölgedeki başarılı çocuklara, ülkenin diğer yerlerindeki okullarda eğitim görme imkânı sunuyorlar. Ve bayramlarda ülkenin doğusu ile batısı arasında kardeşlik köprüsü oluşturuyorlar. Böyle böyle binlerce kardeş aile oluşmuş durumda. Alan memnun satan memnun sözünde olduğu gibi, kardeş ailelerin Kürt tarafı da mutlu, Türk tarafı da... Eğitimi alan çocuklar da mutlu.
O zaman, siyasi Kürt hareketi, Gülen hareketine karşı düşmanlığı neye dayanarak üretir?
Kasap et derdinde ise...
Dedim ya...
Kurgu bozuluyor bu durumda.
Kurgu ne?
Kurgu şu:
Bölge insanında öfke ve ayrılık duygusu oluşsun, onun üzerine de siyasi hesaplar bina edilsin.
Ankara adına hep kötüler olsun.
Kürtler dışındaki insanlar da, Kürtler'in mağduriyetine duyarsız görünsün.
AK Parti hükümeti Ankara'yı kötü durumdan çıkarıyor, Gülen hareketi de, başka hizmet grupları gibi, Türk-Kürt kardeşliğini, daha doğrusu inanç kardeşliğini diri tutuyor.
O zaman ne ayrılık duygusu oluşturabiliyorsunuz ne de öfke...
Bunlar olmayınca "Kürt siyaseti" diye bir şey de kurulamıyor.
Yani yaşanan, bir alan kaybı paniği. Yani kasap et derdinde...
Ne denir?
Türkiye şimdi bu kasaplık psikolojisini nasıl tedavi edebileceğine kafa yormalı denir.