Hollanda’da yerel seçimler yapıldı. Seçimlerin kaybedeni eski ana akım partiler oldu. Kazananı ise, yeni ve yerel partiler. Onyıllarca ülkeyi yöneten ana akım partilerden, özellikle sosyal demokratların kan kaybı son yapılan seçimlerde de devam etti. Amsterdam ve Rotterdam gibi, yıllardır 'İşçi Partisi’nin kalesi' olarak görülen şehirlerde, artık siyasi temsil değişti , zenginleşti ve eşitlilik kazandı. Rotterdam’da koalisyonu, en çok oy alan yerel bir parti kuracak. Amsterdam’ın West bölgesinde, yıllardır İşçi Partisi'ne giden oylar, artık DENK Partisi'nin oldu ve olacak. Siyasette yaşanan bu değişim, yerel demokraside bir değişimin işareti sanki. Özellikle belediyelerde yaşanan siyasi tercih, yerel demokraside de yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
Ülkesel partiler: kazananlar, kaybedenler
Seçim sonuçlarına göre, oylarını artıran ülkesel Yeşil Sol Partisi oldu. Dört yıl önce yüzde 5,0 olan oy oranını 2018’de yüzde 8,4’e yükselten Yeşil Sol Parti, seçimlerden en kârlı çıkan parti oldu. Yeşil Sol Partisi, Amsterdam, Utrecht, Delft, Haarlem, Nijmegen, Arnhem, Wageningen ve Culemborg’da en büyük parti olmayı başardı. İktidar partisi (Hürriyetçi Liberal Parti) VVD ise, 2014’e göre oylarını 1,4 oranında yükseltti. Koalisyon ortağı (Hıristiyan Demokrat Parti) CDA ise, dört yıl öncesine göre 0,6 oranında bir oy kaybına uğrarken, (İşçi Partisi) PvdA, (Demokrat 66) D66 ve (Sosyalist Parti) SP seçimlerin kaybeni oldular. Bu kayıplara rağmen CDA, Belediyelerde 13,5 oranla en çok meclis üyesine (1260) sahip ülkesel parti olurken, VVD ise, 13,2 oranla 1071 meclis üyesine sahip ülkesel ikinci büyük parti oldular.
Şehirler, üniversitler ve partiler
21 Mart yerel seçim sonuçları bize, şehirlerlilerin ve ünivesitelerin, yani yüksek eğitimlilerin, oylarını Yeşil Sol için kullandıklarını gösterdi. Örneğin, Yeşil Sol Parti Amsterdam ve Utrecht başta olmak üzere, Nijmegen, Delft ve Wageningen gibi Üniversite şehirlerinde oy oranını artırdı. Uzmanlar bu sonuçtan, 'şehirlilerin, üniversite ve yüksek okul mezunlarının Yeşil Sol Partisi'ne yöneldikleri' yorumunu çıkarıyorlar. Üniversite şehirlerinde oylarını artıran bir diğer parti de D66. Amsterdam’da Yeşil Sol Partisi ve D66 Partisi oyların yüzde 35’ni, Utrecht’te ise oyların yüzde 45’ini aldılar. Köylerde ve gelenekçi kesimlerde ise, CDA (Hıristiyan Demokrat Parti) en yüksek oy alırken, eski endüstri yerleşim yerlerinde de ırkçı PVV Partisi yüksek oy alan parti oldu.
Siyasette yeni akımlar
Yerel seçimlerde görülen önemli bir gelişme de, siyasette yeni akımlar ve yerel partilerin önemli ölçüde oy almalarıydı. Örneğin, Amsterdam’da mevcut partilerin yanısıra, DENK, FvD ve BIJ1 gibi yeni partiler de siyasette yerlerini aldılar. Yeni partilerle birlikte, Amsterdam Belediye Meclisi'nde oniki parti temsil edilecek. Den Haag’da, PVV’den ayrılan ‘De Mos Partisi’ 9 sandalye kazandı. Rotterdam’da ‘Leefbaar Rotterdam’ 3 sandalye kaybetmesine rağmen 11 sandalye ile en büyük parti olmayı başardı.
Enschede’de ‘Burgerbelangen Enschede’ en büyük parti olurken, Pim Fortuyn’un eski şöforünün kurduğu ‘de Lijst Smolders’, Tilburg’da en çok oy alan parti oldu.
Rotterdam’da NIDA ve Den Haag’da Islam Democraten partilerinin kısmi başarıları da göz ardı edilmemeli.
DENK Partisinin yükselişi
Seçimlerin kazananları arasında hiç şüphesiz DENK Partisi önemli bir yere sahip. İlk defa yerel seçimlere giren DENK partisi, Hollanda kamuoyunu hayretler içinde bıraktı. Özellikle Schiedam ve Amsterdam West’de DENK’in yükselişi, siyasette yeni yorumları da beraberinde getirdi. Schiedam’da yüzde 11,7 oranında oy alarak ikinci parti olma başarısını elde eden DENK, VVD’den sonra 4 meclis üyesi çıkarmayı başardı. Amsterdam’da da Türkler'in yüzde 75 oyunu almayı başaran DENK Rotterdam, Utrecht, Zaanstad olmak üzere toplam 13 şehirde 25 belediye meclis üyeliği kazandı. DENK’in başarısı artık Hollanda siyasetinde konuşulmaya ve yorumlanmaya devam edecektir.
21 Mart belediye seçim sonuçları bize, Hollanda siyaseti ve demokrasisinde en azından şimdilik yerel yönetimlerde yeni bir dönemin başladığını gösterdi. Yeni ve yerel partilerin belediye meclislerine girmesiyle siyasi katılımın farklı şekilde olabileceği sinyali verildi. Geleneksel partilerin, özellikle yerel sorunlarda, ülkesel düzeyde olduğu gibi seçmene dokunamadığı, etkileyemediği, büyülemediği görüldü. Seçim sonuçları bize, toplumun zengin ve çeşitli yapısının, eskiye göre, belediyerlerde daha görülebilir şekilde temsil edileceğini haber vermektedir.
Ve seçim sonuçları bize, bir kısım Hollanda medyasının görmezden geldiği kitlelerin, kendilerine imkan tanındığı takdirde siyasette var olabileceklerinin de müjdesini vermiştir.
Yerel yönetimlerde yeni demokrasi ve yönetim döneminin hayırlı olması dileğiyle.