Hafta sonu yoğun geçti. Cuma’dan başlayan hareketlilik Pazar akşamına kadar devam etti. Cuma sabahı ziyaretçilerimiz oldu. Cumartesi akşamı Türkevi’nde sofra kuruldu. Pazar günü ise Türk Federasyon ‘Doǧu Türkistan’ programı organize etti. Etkinliklerde, Hollanda gündemi başta olmak üzere, küresel bir sorun olan Çin zulmü üzerinde duruldu.
Ulaşılamayan Gençlik
Cuma sabahı, uzun zamandır görmediğim bir Tv programcısı arkadaş ziyaretime geldi. Gelen medya mensubu sokağın nabzını iyi tutar. Halkın içinde her gün. Kahvelerimizi içerken sokaktan anlatmaya başladı. Duyduklarım tüyler ürperticiydi. Türk çocuklarını, gençlerini anlatıyordu. Bizim göremediğimiz, camiye, derneğe, kuruluşlara uğramayan gençlerin durumundan bahsetti. Bu gençlerin karşılaştıkları sorunlar ve çare olarak başvurdukları yollarlardan örnekler verdi.
Anlatılanlar abartılı deǧildi. Elbette doğruydu. İkna oldum. Toplumda ulaşılamayan bir gençlik kesimi vardı. Bu kesim gençlik, ne yazıkki bizim uzun vadede kaybedeceğimiz grup. Geleneksel sivil toplum kuruluşları bunlara hitap etmiyor. Kuruluşlar cazip gelmiyor. Bu grup, Türk gençliğinin yüzde kaçını oluşturur? Elimizde rakamlar yok. Ama bu amaç grubuna yönelik her hangi bir oluşum da bulunmuyor.
Bu konunun, bu hedef kitlesinin üzerinde ciddi ciddi durmak, düşünmek ve tedbirler almak gerekiyor. Ulaşılamayan bir gençlik kesimi var. Bunu görmek gerekir.
Faslılar ve Türkler
Cumartesi akşamı Amsterdam Türkevi’nde yine geleneksel sofra kuruldu. İki haftada bir kurulan Türkevi sofralarının müdavimleri her geçen gün çeşitleniyor. Zenginleşiyor. Her sofranın kendine has özelliği var. Örneğin bu hafta sonu arabaşı çorbası etrafında toplanıldı. Gündem değerlendirildi. Farklı dünya görüşlerine sahip olanlar bir araya geldiler.
Hazirun, Hollanda’daki Faslılar ile Türkler arasındaki farka dikkat çektiler. Gözlemlerden hareketle ifade edilenler arasında, örneğin, Hollanda’da iki büyük kentin belediye başkanı Fas kökenli olması vardı. Diǧer taraftan, Hollanda medyasında kırk elli Fas kökenli yazar, çizer olduǧu söylendi. Sanatçılardan da örnekler verildi. Yani, ‘toplumsal temsilde Faslılar Türklere göre daha etkin ve görünürlükleri daha net‘ yorumu yapıldı. Buna göre, her ne kadar bir genelleme yapılmasa da, Hollanda’da Faslıların siyaset, medya ve sanat alanlarında bizden daha etkili olduklarına dikkat çekildi.
Doğu Türkistan Programı
Pazar günü Rotterdam’da Doǧu Türkistan programı yapıldı. Hollanda Türk Federasyon tarafindan organize edilen programa, deǧerli dostum Seyit Tümtürk misafir konuşmacı olarak katıldı. Gösterilen video ve yapılan konuşmalarda Çin faşizmine dikkat çekildi. Ezilen, işkence gören, soy kırım yapılan Uygur Türklerinin yaşadıkları anlatıldı. Uluslararası kuruluşlara göre 1 milyon, Uygur Türklerine göre daha fazla Uygur Türkü kamplarda.
Çin’in “Pekin’den Londra’ya Yeni İpek Yolu Projesi”ne dikkat çekildi.İpek Yolunun geçtiǧi ülkelerin bu vesileyle Çin’e Uygur Türkleri hakkında pazarlık şanslarının doǧduǧu ve bunun en iyi şekilde kullanılması söylendi. Bu çerçevede başta Türkiye olmak üzere diǧer Türk ve Müslüman ülkelere görev düştüǧü aşikardır.
Diǧer taraftan, UNESCO 2019 yılını Yusuf Has Hacib Yılı ilan etti. Bilindiǧi gibi, 2019 yılı Kutadgu Bilig’in Yusuf Has Hacib tarafından Yazılışının 950. Yıl Dönümü. Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi ya da Devlet Olma Bilgisi) anma ve kutlamaları çerçevsinde de Doǧu Türkistan zulmüne dikkat çekilebilir.