Rus kuvvetleri 24 Şubat’ta Ukrayna'yı işgal etmeye başladı… Savaş üç aydır devam ediyor… Savaş Ukrayna topraklarında… Şehirler yıkılıyor, altyapı, ulaştırma, sanayi tesisleri yerlebir oluyor… Bakınca Ukrayna-Rusya, ama işin içinde ABD, İngiltere, Avrupa Birliği, hatta dolaylı da olsa Çin var… Bir üst akıl da savaşın uzamasını istiyor… Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde Pentagon’a dayandırılarak yer alan bir haber üst akılı işaret ediyordu… ‘Ukrayna’ya silah sevkiyatı artıyor‘ başlıklı haberde, ‘ABD’den bölgeye günde 8-10 uçak seferinin yapıldığı, uçaklarla bölgeye indirilen silahlar, mühimmat Ukrayna’ya taşınıyor‘ diyordu…
* * * *
Takvim gazetesinde Ergun Diler, Salı günkü yazısında ‘Rusya’nın Ukrayna’yı işgali tüm dengeleri bozdu. Sonuçları itibariyle birinci ve ikinci dünya savaşlarını sollayacak durumda… Pandemi ile birlikte başlayan rüzgar Rusya-Ukrayna savaşı ile siyasi ve ekonomik sonuçları de beraberinde getirecek‘ diye yazıyordu… Doğru bir teşhis… Bence siyasi sonuçlarının bazıları peyder pey başladı bile… Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un ‘beyin ölümü gerçekleşti‘ dediği, cenaze töreni için gün sayılan NATO birden canlandı… 1815 Viyana Konferansı‘nda ilan ettiği tarafsızlığını bugüne kadar koruyan İsviçre, NATO’ya doğru adımlarını hızlandırıyor… Finlandiya ve İsveç de NATO’ya üye olmak istiyor…
* * * *
Ekonomik sonuçları ise kendini ağır şekilde hissettiriyor… Dünyada şu anda birbiriyle bağlantılı en az dört kriz yaşanıyor… Yüksek enflasyon, enerji krizi, gıda kıtlığı, iklim krizi… Örneğin salgının ilk dönemlerinde baş gösteren gıda milliyetçiliği, savaşın yol açtığı jeopolitik risklerin artmasıyla yeniden yükseldi… Tarım emtia fiyatlarında sert yükselişler, tedarikte artan riskler dünyada paniğe yol açtı… Tarım ve gıda, ülkelerin milli güvenlik meselesine dönüştü… Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, 24 Şubat'ın küresel enerji krizinin başlangıç tarihi olabileceğini söylüyor… Şu an yaşanan enerji krizinin 1970’lerden çok daha ağır olduğunu işaret ediyor…
* * * *
Alman ekonomi ve iklim bakanı Robert Habeck, hafta başında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu‘nda dünyada aynı anda yaşanan krizleri işaret ederek, ‘Sadece birine odaklanırsak hiçbirini çözemeyiz‘ diyordu… Ona katılmamak mümkün değil… Bu yılki, Dünya Ekonomik Forumu toplantılara genel bir tanım seçmiş… ‘Bir Dönüm Noktasında Tarih‘… Alman ekonomi bakanı da katıldığı toplantıda ‘Bir dönüm noktasından bahsediyorsanız, bu aynı zamanda tamamen yeni kurallar hakkında konuşmanız gerektiği anlamına gelir‘ diye radikal bir düşünce değişikliğinden bahsediyordu….
* * * *
Alman bakanın söylediklerinin pratikte anlamı şu… Ona göre, şimdiye kadar öncelikle büyüme ve daha fazla kar amaçlı yönlendirilen küreselleşme, daha adil ve daha sürdürülebilir hale gelmeli… Küresel ekonomiyi yeniden organize etmek için yeni yaklaşımların bulunması gerekiyor… Yaşanan krizlerle ancak bu şekilde başa çıkmak mümkün… Hükümetler, şirketler kendilerini nasıl konumlandıracak… Hangi stratejilere, hangi yaklaşımlara ihtiyaç duyulacak… Bunların uzun uzun konuşulup, tartışılması gerekiyor…
* * * *
Tüm bu gelişmelere göre karamsar olmak da kolay… Her şeye rağmen, diplomasi ve barışa inananlar bu savaştan çıkış için bir yol bulmalı… Alman Şansölye Olaf Scholz ‘Ukrayna kaybetmemeli, Rusya kazanmamalı‘ diyor her fırsatta… Dileğimiz barışın kazanmasıdır... Barışın nasıl olacağı da ayrı bir mesele… Kriz zamanlarında sorumluluk taşıyan politikacılar ‘düşünülemeyeni düşünmek‘ zorundadır…