Kısa bir süreliğine kadim kent İstanbul'daydık... Dün THY ait bir uçakla Almanya'ya döndük... Yeni İstanbul Havaalanı'ndan... Alanda gazete, dergi, kitap gibi son birkaç şeyi almak için mağaza ararken gözümüze bir dilek ağacı çarptı... Hoş bir şey bence... Yüzlerce Türk veya dünyanın dört bir yanından gelip alandan geçen yabancılar dileklerini küçük kağıtlara yazıp asmışlar... Her dilden yazılmış...
Durup biraz inceledim... Okuyabildiklerim çok hoş insanı gülümseten dilekler... Roma'daki Aşk Çeşmesi'ne arkanı dönüp para atınca tekrar Roma'ya gelirmiş insan... İstanbul'daki dilek ağacında da tekrar İstanbul'a gelmek isteyen çok... İstanbul'un güzelliği, tadı damaklarında kalmış... Sevgilisine seslenen, ne kadar sevdiğini ilan eden de var... Görebildiğim kadarıyla öyle şifa, koca arayan abuk sabuk dilekler yok...
Eşimle benim öyle batıl inançlarımız yok sayılır... Ama biz de dilek ağacına dileklerimizi yazıp astık... Ne mi yazdık... Söyleyip duyurursam tılsım bozulurmuş... Yazmıyorum... Ama sevgi dolu dilekler olduğunu söyleyebilirim...
Ağaçlar diğer kültürlerde olduğu gibi Türk kültüründe de hem sembolik hem de kutsal bir öğedir... Ağaçlar kökleri, gövdesi ve dalları ile yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü arasında bağ kurar... Canlı evreni temsil eder... Belki de ebediliğin karşılığıdır... Bu çerçevede bir kutsiyet bile atfedilebilir belkide...
Biz de zaten bunları düşünerek dileklerimizi astık... Bence eğer yolunuz İstanbul havaalanına düşerse tereddüt etmeyin, hurafe diyenlere kulak asmayın... küçük bir kağıda sevgi dolu bir dilek, mesaj yazıp asın... Kimbilir belki mesajınız ulaşır, dileğiniz şu veya bu nedenlerle gerçekleşir... Astığınız küçük kağıt ta yaşamınızda sevdiklerinize anlatacak hoş bir anı olur...
Benden söylemesi...