Belki de “zaman” sadece bir illüzyondur.
Ray Bradbury’nin kaleminden dökülen “A Sound of Thunder” adlı kısa öykü tam da 8-14 Mart Bilim ve Teknoloji Haftası’na girdiğimiz şu günlerde zamanımızı harcayabileceğimiz, okurken zihnimizin türlü paradokslarda sürüklenmesine izin vereceğimiz en keyifli aktivite olduğunu düşünüyorum.
"A Sound of Thunder" da Bradbury, zaman yolculuğunun tehlikeleri ve olası dalgalanma etkilerinin dokunaklı ve etkili bir yorumunu sunarak birbirimizle olan bağlantımızı vurguluyor. Hikayenin en güçlü kısmı ise geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman arasındaki birtakım benzer bağlılıkları dile getiriyor olması. Sanki hepsi homojen halde ve birbirinden bağımsız değilmiş gibi…
Ancak araştırmacılara göre zamanda geriye giderek herhangi bir şeyi değiştirmek, gelecekte farklı olayların yaşanmasına sebep olabiliyor. Geçmişte olmuş bir olayı değiştirmek gelecekteki yaşamınıza olumsuz etkiler de bırakabiliyor. Bunun tam aksini de düşünebiliriz.
İki tip seyahat olduğunun farkına varmanız çok önemli: Geleceğe mi yoksa geçmişe mi seyahat istiyorsunuz? Eğer cevap geleceğe ise bunda çok da sıkıntı yok. Ne de olsa Einstein yüzyıllar önce bunun yolu göstermişti. Işığın hızına yaklaştıkça zamanın yavaşlayacağını ve bizler için normal geçen bir saatin normal hızda yaşayan insanlar için yüzlerce yıla denk gelebileceğini söylemişti. Ayrıca, güçlü bir yerçekimi kaynağına yakın yerlerde nötron yıldızı, kara delik gibi nesnelerin yanına yakınlaşırsanız, zaman bükülecek ve yavaşlayacaktı. Böylece Dünya'ya geri döndüğünüzde, yine gelecekte olacaktınız.
Farkındayım, karışık kavramlar. İnsan kavram karmaşası yaşarken bile güçlü paradoksların etkisi altında kalabiliyor. Düşünmeye başlayınca, zaman yolculuklarına dair izlenen filmlerin, okunan kitap veya makalelerin muazzam tınılarının dirençleriyle haşır neşir olmaya başlıyorsunuz. Akabinde onlarca soru takılıyor zihin çengelimize. Çöz çözebilirsen…
Derin geleceğin sisli perdesini araladığında ne gördün? İnsan neslinin sona yaklaştığını mı yoksa yıldızlar arasından birinin sana el salladığını mı?
Bilim ve Teknoloji Haftası kapsamında araştırılacak, okunacak, izlenecek o kadar çok şey var ki… Bilim-kurgu romanları, bilim dergileri ve internet ortamında izlenecek yüzlerce belgesel sayabilirim. Hazır dijital çağ hayatlarımıza kancayı takmışken gelin bu teknoloji denen şey neymiş bu hafta bol bol araştıralım. Hem kendimize hem çevremize birkaç yenilik getirmenin hiç de zararı olmaz değil mi?