Hepimiz gayret ediyor  ve süratle 1950 li yılların son dönemlerinden beri devam eden Kıbrıs sorununu çözmeye çalışıyoruz. Ancak birşeyi  gözden kaçırıyoruz sanırım! Problemin tanımı tüm taraflar için aynımıdır? Yoksa bu sorunun yıllardır çözülemeyişinin nedeni tüm taraflar için tanımın farklı olmasından mı  kaynaklanıyor?


Bu sorun yıllar önce çözülemez miydi?

Sanırım bu sorunun cevabı o zamanlar kimsenin umurunda değildi. Dünyada birçok devletin bölgesel sorunları vardı. Sonra bunlara biraz da ekonomik sorunlar eklendi. Derken 2007 yılında tüm dünyayı sarsan,  çıkışı ABD olan ve en büyük bedeli yine ABD dışındaki tüm zengin ve orta halli ülkelerin ödediği adına global çöküş dediğimiz ekonomik dönem geldi. Sene 2014  ne oldu da birden bazı dış güçler Kıbrıs adasındaki sorunu çözmek için talip oldu veya baskı yapmaya başladı? Yıllardır kışın Rusya’dan gelip Avrupa’nın ısınmasını sağlayan ve çeşmenin başında duranın hep “kapatırım bak” dediği gaz varlığının yerine Avrupa yeni birşeyler bulduğuna inanıyor. Avrupa’nın ağlamaklı haline çok üzülüp bu yeni bulunan varlığa inanarak ona yardımcı olmaya çalışan bir ABD  devreye giriyor. Birde herzamanki gibi Doğu Akdenizde bulunan hidrokarbon yataklarından İsrail devletinin hakkına düşen varlığı iyi değerlendirmesi için yardımı esirgemeyecek bir ABD nin devreye girmesi. Dikkat ederseniz iki ABD bir İsrail ve bir Avrupa Birliği. Rusya ve Çin sessizliğini korumaya devam ediyor gibi görünüyor. Ancak Doğu Akdenizde Suriye probleminin ve sorunlarının genelde  Batı dünyasının ve  özelde ABD nin istediği şekilde çözülememiş olması,  buna karşılık Kıbrıs adasındaki problemin Rusya’nın istediği şekilde çözülemeyeceği anlamına mı geliyor? Acaba Doğu Akdenizde otoritelerin tutuştuğu güreş müsabakası daima berabere mi bitmek zorunda? Sanırım başka çare yok. Bu sonuca göre Kıbrıs adasında bulunacak çözüm Rus modeli olmayacak denebilirmi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi onayı gerekmediği müddetçe denebilir.


Genel olarak bakıldığında, uzun yıllardır kimsenin ilgilenmediği Kıbrıs sorunu, ekonomik sorunların çok fazla olduğu günümüzde bu sıkıntıları yaşayan başka devletler gibi İsrail’inde sıkıntılarını aşmak uğruna sözde Kıbrıs Cumhuriyeti ile ortak sınırı olan Münhasır Ekonomik alanda bulduğu yeraltı zenginliğini hemen kullanabilme isteği doğrultusunda ilgi odağı olmuştur. Uzun zamandır Karpaz yarımadasında İsrail’li firmalar yatırım yapmaktadır. Yeni bir yat limanı bile mevcuttur. Acaba birbirine sınır olan münhasır ekonomik alandan çıkarılacak “gaz/petrol” gibi kaynaklar döşenecek en ekonomik boru hattı ile doğrudan Karpaz topraklarına oradan da Mersin’e ulaşıp Avrupa’ya yelkenmi açacak? Bu kadar çok bilinmeyenli denklem çözmek kolay olmasa gerek. Ancak bu çok bilinmeyenlerle oluşturulmuş denklem  bir sihirli değnek değmiş gibi aniden çözülürse hiç şaşırmamak gerek.


Tüm bunların olabilmesi için öncelikle Kıbrıs adasındaki taraflar olan Türk ve Rum Liderlerinin bir araya gelip çözümün nasıl ve hangi durumlarda olabileceğini (BM parametrelerinde belirlenenlere ilave olacak detaylar)  konuşmak üzere masaya oturarak fazla mesai yapmaları gerekmektedir. Bunun için harcanacak belirli bir zaman aralığından sonra aniden gökten zembil ile bir anlaşma metni düşmez inşallah! Bu konu uzayacağa benziyor.