Alman Şansölye Olaf Scholz, bu yıl Avrupa dışındaki ilk seyahatinde Güney Amerika’ya gitti. Önce Arjantin, ardından Şili ve oradan da Brezilya. Yarım haftadan biraz fazla bir sürede üç ülke, neredeyse her gün uzun mesafeli bir uçuş. Güney Amerika'da yaklaşık 450 milyon insan yaşıyor, neredeyse Avrupa Birliği'ndeki kadar. Kıtanın, Şansölye Scholz'u kişisel olarak da etkilediği de söyleniyor, çünkü yıllar önce bir genç olarak Arjantin ve Şili'yi gezmiş. En son 2018'de Buenos Aires'teki G-20 zirvesine maliye bakanı olarak katılmış.
* * * *
Dört gün, üç ülke, 30 saatten fazla uçuş. Amacın, Berlin’de Güney Amerika’ya verilen özel önemi vurgulamak olduğu açıklandı. Çünkü Arjantin, Şili ve Brezilya ticaret, hammadde ve iklim ortakları olarak büyük potansiyele sahip. Dünyanın bilinen en büyük metal yatakları, Şili, Bolivya ve Arjantin arasındaki sınır bölgesindeki And Dağları'nda bulunuyor. Buraya ‘Lityum üçgeni‘ deniyor. Dizüstü bilgisayarlar, cep telefonları, piller - her şeyin lityuma ihtiyacı var. Şili, Avustralya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci lityum tedarikçisi ve üretiminin çoğu şu anda Çin tarafından alınıyor.
* * * *
Dünya madencilik sektörünün en önemli haftalık dergilerinden ‘miningweekly’ bu geziyi şöyle yorumluyordu. ‘Scholz, lityum için Çin ile yarışıyor. Güney Amerika'yı ziyaret ediyor.‘ Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen her fırsatta lityum ve nadir toprak elementleri gibi emtiaların yakında petrol ve gazdan daha önemli hale geleceğini söylüyor. Elektrik motorlarından rügar tribünlerine ve taşınabilir elektronik cihazlara kadar her şeyde kullanılan lityum ve nadir toprak elementlerine yönelik talebin yalnızca AB'de 2030 yılına kadar beş kat artacağına dair tahminler yapılıyor.
* * * *
Ukrayna savaşının başından itibaren Almanya, ekonomisini ayakta tutmak için ihtiyaç duyduğu malzemelerin tedarikçilerini çeşitlendirmek için uğraşıyor. Birçok Alman şirketinin bölgede kendi fabrikaları ve ofisleri olmasına rağmen Almanya‘nın Güney Amerika'ya çok az ilgi gösterdiği biliniyor. Almanya yeni ittifaklar arıyor ve bu nedenle Güney Amerika'da ihmal edilen eski dostları hatırlıyor.
* * * *
Çin‘in uzun süredir burada rolü artan bir bölgesel oyuncu olduğu, bölgedeki yatırımlarını artırdığı da bilinen bir gerçek. Buna ilaveten Rusya’nın da bölgede siyasi nüfuzu artırdığı da gözleniyor. Örneğin, Güney Amerika Covit-19 salgınıyla boğuşurken ve yüksek ölüm oranlarıyla mücadele ederken ilk aşılar Avrupa'dan veya ABD‘den değil, Brezilya veya Şili'de olduğu gibi Çin'den ve hatta Arjantin'de olduğu gibi Rusya'dan geldiği unutulmuyor.
* * * *
Almanya iklim nötr olmak istiyor, bu da son 200 yılın en büyük endüstriyel değişimini gerektiriyor, o zaman Almanya bugün olduğundan üç kat daha fazla elektriğe ihtiyaç duyacak. Yeşil hidrojen için rüzgar ve güneşe, ayrıca piller için lityum gibi ham maddelere sahip yeni ortaklara ihtiyacı var. Şimdi acil bir şekilde harekete geçen Alman Şansölye de dünyada gıpta ile bakılan lityuma erişimi güvence altına almak istiyor. Herkes pil hammaddesinin sadece Çin'den geldiğine inanır ama geçen yıl Avustralya’da 58.800 ton, Şili’de 15.886 ton, Arjantin’de 6.241 ton lityum hammaddesi çıkarılırken Çin’de 7.376 ton çıkarılmış.
* * * *
Alman şansölyenin ziyaret ettiği üç ülke de sol hükümetler tarafından yönetiliyor. Ülkeler doğal zenginlikleri kullanmak istiyor ama artık sömürülmelerine izin vermiyorlar. Almanya şimdi bu ikilemi çözmeye yardımcı olmak istiyor. Şansölyenin Güney Amerika gezisinde sürekli tekrarladığı slogan vardı. Buna sanskritçe ‘Aklın Aracı’ anlamına gelen ‘Mantra’ da denilebilir. Şansölye’nin mantrası ‘Eşit zemin ve saygı‘ idi. Örneğin ‘Sevgili dostum Alberto‘ dediği Arjantin Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez ile lityum kaynaklarına erişimi için bir mutabakat zaptı imzalayan Alman Şansölye ‘Her iki ülke için de faydalı olacak şekilde ilerlememiz önemlidir‘ dedi. Sosyal demokratlar için Güney Amerika'da her zaman belli bir sihir olduğu da söylenir nedense… Bakalım bu sihir, sosyal demokrat Alman Şansölye‘ye ne getirecek.