Johnson Mektubunda esasen iki nokta üzerinde durulmuş, Türkiye çok sert ve diplomatik nezakete uymayan şekilde bir nevi tehdit edilmişti.
“2024” Kıbrıs tarihi ile alakalı Dean Acheson Planı, kahraman pilotumuz Cengiz Topel’in şehit edilmesi gibi pek çok hadisenin 60. sene-i devriyesidir. Bunlardan bir tanesi de Başkanlığa Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesi üzerine gelen Amerika’nın 26. Başkanı Johnson’ın o tarihlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı İsmet İnönü’ye gönderdiği meşhur mektubudur.
Kıbrıs’ta bunalımının had safhaya çıktığı bir zamanda, Ada’da Türkler katledilirken Türkiye Londra ve Zürih Antlaşmaları’ndan doğan müdahale hakkını kullanmaya hazırlanır. Türk kamuoyu da meydanlarda “Ordu Kıbrıs’a” demektedir. Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin’in ABD’nin haberdar edilmesine karşı çıkmasına rağmen 4 Haziran’da Kıbrıs’a çıkarma yapılacağı ABD’ye haberdar edilir. İnönü’nün bu kararının bir siyasi manevra olduğu kanısını taşıyanlar vardır. Bunlara göre, Deniz Kuvvetleri’nin adaya çıkarma yapabilecek çıkarma gemilerinden yoksun olduğunu bilen İnönü, harekâtın engellenmesini sağlamak için ABD’yi bilerek haberdar etmişti. Böylece, harekât yapılmayacak, Yunanistan’a Türkiye’nin ciddiyeti anlatılmış olacak ve Türk kamuoyuna da ABD engeli gerekçe gösterilerek hükümete yöneltilen eleştiriler bertaraf edilmiş olacaktı. (1) Amerika haberdar edildikten hemen sonra ABD Başkanı Johnson tarafından dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye diplomatik nezaketi olmayan bir mektup gelir. 5 Haziran 1964 tarihli Johnson Mektubu Türk-Amerikan ilişkilerinde bir dönüm noktasını oluşturduğu tarihçilerin ortak görüşüdür. Artık ABD’nin gülen yüzünün arkasındaki gerçeği herkes, bütün Türkiye daha iyi görmüştür. Rahmetli Briand’ın ifadesi ile “Okyanus ötesinden gelen 2 sayfalık bir mektupla eski dost düşman olmuştu.”(2)
Johnson Mektubunda esasen iki nokta üzerinde durulmuş, Türkiye çok sert ve diplomatik nezakete uymayan şekilde bir nevi tehdit edilmişti. Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi sonucunda Sovyetler Birliği işe karışırsa ABD’nin Türkiye’yi savunamayacağı ikazı ile Amerika tarafından sağlanan askeri silah ve malzemenin kullanılmasına ABD’nin muvafakat edemeyeceği bildiriyordu. (3)
İsmet İnönü’ye en yakın isim olan Metin Toker bu mektup hakkında şunları söylemiştir: “İsmet Paşa böyle bir mektubun gelmesini bekliyor idi. Beklediği için, beklediği tahakkuk etti diye memnun da oldu. Memnun olmadığı bu mektubun edası ve havasıydı. O eda içinde yazılması büyük sürpriz oldu. Ve zararı da onun edası. İçinde kullanılan kelimelerin çiğliği. İsmet Paşa bunu söylemişti, ‘Ne kadar çiğ adammış, ne biçim mektup o’ dedi. Bunca senenin İsmet Paşa’sı, Feridun Cemal Erkin’in ‘Paşam, bunu haber verirsek Amerika durdurur’ ihtimalini kendi aklından bulamayacak kadar saf değil. O istiyor ki durdurulsun. İsmet Paşa’nın asıl beklediği oldu. Johnson desin ki ‘Ben en kısa zamanda sizinle ve Yunanistan Başbakanı Papandreu’yla Washington’da görüşmek için size bu daveti yapıyorum. Lütfen o zamana kadar bekleyin.” (4)
Usta Gazeteci Murat Bardakçı bir yazısında, CHP’nin mektubun muhteviyatını muhalefetin bütün ısrarına rağmen bir türlü açıklamadığını, Süleyman Demirel’in başkanlığındaki Adalet Partisi’nin iktidara gelmesinden sonra, Cüneyt Arcayürek’in 13 Ocak 1966’da Hürriyet Gazetesi’nde yayınladığını söyler. (5) Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, bu mektubu, gazeteci Cüneyt Arcayürek'e dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil tarafından verildiğini "Perdeyi Aralerken" adlı kitabında anlatmıştır. (6)
Mektubun tam metni açıklandıktan sonra kamuoyunda infial meydana gelmiştir. Türkiye’nin Kore’de yaptığı fedakârlıkların Amerika nezdinde çabuk unutulduğu tarihi bir gerçek olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de ABD aleyhtarı gösterilerin ilk kez Kıbrıs Krizi dolayısıyla olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Amerika, bir mektup ve tavırla kendi karşıtlığını kendi eliyle oluşturmuş oldu. Kıbrıs, Türkiye için en yakın ve en büyük müttefikini karşısına alacak kadar mühimdir.
Bu konuda yazılmış bir kitaptan bahsederek ve tavsiye ederek yazımızı bitirelim: Haluk Şahin’in Kırmızı Kedi Yayınevi’nden 2018 yılında çıkan kitabı işte bu mektubun hikâyesini konu almaktadır. Sizi alıp 1964’ün uluslararası siyasi ortamına götürür… Usta Gazeteci Haluk Şahin’i, akıcı üslubunu, bu kitap aracılığı ile tanımış oldum. Şahin kendi branşı ile alakalı olarak ABD’de hem master hem de doktora yapmış, zaman zaman akademisyenlik yapmış duayen bir gazetecidir. Böyle başarılı bir çalışmayı ortaya koymasında kuşkusuz ileri düzeyde bir İngilizce bilmesinin ve çok iyi ikili ilişkiler kurmasının payı büyüktür.
Genelde bu tarz araştırma-inceleme kitapları olayları tek yönden veya 2 taraftan incelemektedir. Ama Haluk Şahin Johnson Mektubunu Ankara, Atina, Washington, Kıbrıs Rum ve Türk kesimi taraflarının gözüyle ayrı ayrı vermiş, olayı bütüncül görmemizi sağlamıştır. Bu açıdan kitaba “Belgesel Kitap” diyorum. Johnson’un anılarından, dönemi yaşamış Türk Diplomatların görüşlerinden faydalanıldığı gibi mektubu esas kaleme alan ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk ile olan yazışmalar bu kitaptadır. Dönemin ABD Türkiye Büyükelçisi Raymond Hare ile ve ABD Dışişleri Başkan Yardımcısı George Ball’ın Kıbrıs anıları üzerine söyleşi yapılmış olması kitabın ağırlığını ortaya koymaktadır. Çok açık ifade etmeliyim ki bu kitap bu konu hakkında yazılan en kapsamlı ve en zirve kitaptır… (7)
Bu mektupla Türk dış politikasında değişiklikler olmuş, Türkiye tek bir zaviyeden bakmaktan vazgeçerek Sovyetlerle ve Arap ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurarak bir denge oluşturmaya çalışmıştır. (8) Aynı zamanda harp teknolojisinde de kendi ayakları üstünde durmaya karar veren Türkiye, 1974 yılında yapılacak olan Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar 10 yıllık bir hazırlık evresine bu mektup vesilesiyle girmiştir. Türkiye kendi çıkarma gemilerini kendisi inşa etmiştir.
(1) Yard. Doç. Dr. Melek M. Fırat, “Kıbrıs Sorunu ve İnönü”, https://www.ismetinonu.org.tr/
(2) 12 Mart Belgeseli, 32. Gün, Mehmet Ali Birand.
(3) Süleyman Çelebioğlu, “Johnson Mektubu ve Kıbrıs’ın stratejik önemi”, Aydınlık, 9 Haziran 2020.
(4) Kıbrıs'ın 50 Yılı Belgeseli, 32. Gün, Mehmet Ali Birand.
(5) Murat Bardakçı, “Johnson'un meşhur mektubunun resmî tercümesini, yazılmasından tam 55 yıl sonra yayınlıyorum”, Haber Türk, 26 Ekim 2019.
(7) Haluk Şahin, Johnson Mektubu, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul 2018.
(8) Hüseyin Çelik, Uğur C. Özgöker, “Johnson Mektubundan Trump Mektubuna Türkiye ABD İlişkileri”, Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, s.66.