Bu yüzden Anadolu baştan başa bir ağıt toprağı ve dün de bugün de bağrı yanık analar “Benim oğlum can verirken / Çiçekler çığrışıp açtı’’ diye korkunç bir çığlık atıyor.
Otuz yıldır yaza yaza artık kalemimizde mürekkep, gözümüzde yaş kalmadı.
Sözü analara ve onların ağıtlarına bırakmak geliyor içimden.
Onların bu büyük acısı karşısında sivil, asker, politikacı, gazeteci; herkes sussun ve başını önüne eğsin.
Çünkü artık bu ülkede söz bitti.
İbrişimin kozaları
Batsın Avşar kazaları
Sarıkamış’ta kırıldı
Gonca gülün tazeleri
Yüzbaşılar yüzbaşılar
Tabur taburu karşılar
Yağmur yağıp gün değişir
Yatan şehitler ışılar.
Çanakkale derler yeşil söğütlü
Nice molla gitti eli divitli
Bi mektup atayım üstü tahütlü
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola
Mektubum ordunu bulur m’ola.
Hücum demiş Alamanın zabiti
Yavrumun kefeni asker kaputu
Salına girmeye yoktur tabutu
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola
Kefensiz gabire goydular m’ola.
Derinimiş Çanakkale deresi
Goygunumuş şehidimin yarası
Acıya dayanmaz garip karısı
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola
Kefensiz gabire goydular m’ola.
İzmir’den kalktı Kore’ye gemi
Gemi gurban olam getir Eyüb’ü
Çok ağlattın anan ile Baliş’i
Kore senin vatanın mı, yurdun mu?
Gayıbıdın oğlum şehit oldun mu?
Gitme Yemen’e Yemen’e
Yemen sıcak dayanaman
Kalk borusu er çalınır
Sen küçüksün uyanaman
Yemen yolu çamurdandır
Sefertası bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir
(Vatan gazetesinden alınmıştır)