OLAYIN üzerinden yarın bir hafta geçmiş olacak.
Henüz şehitlerin cenazeleri kalkmış değil.
Ancak olayla ilgili bugüne kadar ortaya atılan, üzerinde tepişilen konular, vahim olayın kendisinden daha öne geçti.
Buna dün itibarıyla bir yenisi eklendi.
Oda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun olayın bir sabotaj olduğuna ilişkin sözleri.
Kılıçdaroğlu, bilginin "üst düzey komutandan" geldiğini söylüyor.
Hatta bir adım daha ileri gidip, üst düzey komutanın kendisine cep telefonuyla patlatma olayının olabileceğine ilişkin bilgi aktardığını gizlemiyor.
Komutanın da olayla ilgili elinde "birden fazla güçlü kanıtın" olduğunu belirtiyor.
Konuyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu'nu dün aradım, İstanbul'da bir toplantıda olduğu için ulaşamadım.
Ancak hem Özel Kalemi, hem de Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, bu sözlerin röportaj dışı sohbet sırasında yazılmamak kaydıyla söylenen cümleler olduğunu belirtti.
Bununla birlikte iddialardan da geri adım atmadı.
Koç, olayın aydınlanması için uğraşacaklarını vurgularken, olay günü Afyon'da yaşadıklarını da sıraladı:
"Orman Bakanı, vali veya orada görevli kiminle karşılaşsam, daha merhaba demeden, 'Bu bir kaza' cümlesiyle söze başladılar."
GENELKURMAY İLE KONUŞTU
Buna dayalı olarak mı iddianın dile getirildiğini sordum, Koç'un yanıtı şöyle oldu:
"Sayın Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı ile konuştu. Onun dışında başka bir komutanla görüşmesi var mı bilmiyorum."
Anlaşılan o ki, doğruluğu konusunda elde edilmiş kesin bir veri yok.
Oysa aynı saatlerde arkadaşlarımın emniyet kaynaklarına dayanarak ilettiği bilgiler tam tersiydi.
Olay yerinde ilk anda inceleme yapan polis kriminal ekipleri, sabotajı güçlendirecek bir veriye ulaşmadıkları gibi, "uzaktan kumanda veya cep telefonuyla çalışan sistemle ilgili herhangi bir veriye de rastlamadıklarını" söylüyordu.
Bu durumda hangisine inanmak gerekiyor?
Kılıçdaroğlu'nun "bir üst düzey komutan" tarafından kendisine aktarılanı ilettiklerine mi?
Yoksa polis kriminal ekiplerinin olay anında depodan elde ettikleri tüm verileri incelemelerinin sonucuna mı?
Geçmiş deneyimlerimden de yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki Kılıçdaroğlu, eğer böyle bir cümleyi söylemişse bu kendisine aktarılanın katıksız tekrarıdır.
Ne bir cümle ilavesi, ne de çevreden gelen diğer bilgilerle zenginleştirilmesi söz konusudur.
KİM SÖYLEDİ?
O zaman ortaya ciddi bir durum çıkıyor.
Eğer bir sabotaj varsa buna ilişkin bazı verilerin de olması lazım.
Bunun da bir an önce açıklığa kavuşturulması veya dün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da vurguladığı gibi "bu bilgiyi kendisine aktaranı açıklaması" gerekir.
Bu işin bir yönü.
Diğer yanı ise dün Bakanlar Kurulu'nun 19.00'da bitiminde Arınç'ın açıklamasına kadar geçen sürede Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine karşı bir tek açıklama yapılmamış olması.
Geç kalınması...
Bundan sonra da ne kadar yalanlamaya kalkışılırsa kalkışılsın, ilk anda oluşan bu kötü algı terör örgütü dışında kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi, algıyı değiştirmek de kolay olmayacak.
Akıllarda "acabalarla" dolu bir çengel gibi asılı kalacak...
(Haber Türk gazetesinden alınmıştır)