Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor.
Son bir hafta içinde İstanbul’da 45 polisimizi, Ankara’da 14 askerimizi teröre şehit verdik.
Bunların arkasından Ankara’da da Rus Büyükelçisi teröre kurban gitti.
Lanet olsun bu teröre. Terörün her çeşidini nefretle kınıyorum.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet milletimize ve Rus milletine başsağlığı diliyorum.
Bu durum böyle gitmez. Gidemez..
Bunun için acilen gerekli önlemlerin alınacağına inanıyorum.
Çünkü şehit haberleri milletimizi derinden yaralıyor.
MİLLİ SEFERBERLİK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son muhtarlar toplantısında işte bu terör konusunda önemli bir açıklama yaptı ve “Milli Seferberlik” ilan etti.
Seferberlik: savaşa hazır hale gelmektir.
Bunun için bütün siyasi partilerimizin, milletimizin bir çatı altında toplanıp teröre karşı tek yürek olmalıyız.
MİLLİ SEFERBERLİK HÜKÜMETİ
İşte bu terör savaşında çok güçlü bir Milli Seferberlik Hükümetine ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.
Çünkü Türkiye şu an itibarıyla olağanüstü koşullardan geçiyor. Bütün bu zorlukların üstesinden gelme işini sadece iktidar partisine bırakamayız.
Çok geniş tabanlı yeni bir hükümete ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Bu hükümet, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi olan “Yurtta barış, dünyada barış” temel ilkesini de hayata geçirmelidir. Böylece milletimizin güvenliği de sağlanmalıdır.
Bu milli hükümet Cumhurbaşkanının Milli Seferberliğini de hayata geçirecek ülkemizi bugünkü durumundan kurtaracak ve milletimizin acılarına ve dertlerine çare olacak bir hükümet olmalıdır.
Bunun yanında milli hükümet sosyal, demokrat ve hukukun üstünlüğü prensiplerinden asla vazgeçmeyen bir hükümet olmalıdır.
Çünkü gün kısır particilik günü değil. Vatanımızın bütünlüğünü ve milletimizin birliğini her türlü terörden korumanın günüdür.
Yenikapı Ruhu, bu konuda iyi bir başlangıçtı. Çünkü Ak Parti,CHP ve MHP bu ruhta birleşmişti. Şimdi bu ruhu İstiklal Savaşı’ndaki ruha dönüştürmenin tam zamanıdır. Bunun için Milli Seferberlik Hükümeti kurulmalı ve yeni Anayasayı da bu hükümet yapmalıdır diye düşünüyorum.
Çünkü söz konusu vatan ise gerisi teferruattır. Unutmayalım ki bu vatan İstiklal Savaşı ile kazanıldı.
Bakınız bu konularda Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor: "Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyettedir.
Bugün hem bölgemiz hem ülkemiz üzerinde çok sinsi ve alçak oyunlar oynanıyor.
Sevr'i bir paçavraya dönüştürdük….. Bugün adı konuşmamış bir Sevr tehdidi ile karşı karşıyayız.”
Öyleyse yeni Sevr’lere geçit vermemek İstiklal (bağımsızlık) ve istikbalimizi (geleceğimizi) korumak için millet olarak teröre karşı tek yürek olmalıyız.
Hollanda’da yetişmiş ve deneyim sahibi bir siyasetçi olarak bu konuya bir katkıda bulunmak istedim. Çünkü durum hiç iyiye gitmiyor.
En derin saygılarımla.