Rum basınında çıkan haberlerle, doğalgaz konusunda bilirkişi konumundaki kuruluşların açıklamaları biraz çelişkili.
Rum basını adı Afrodit olan 12. parseldeki doğalgaz miktarını şişirirken, yetkili kurumlar Afrodit parselinde tespit edilen doğalgaz miktarının sıvılaştırma tesisi kurmaya yetmediği görüşünde.
Neredeyse 10 gün evvel tamamlanan ilk teyit sondajında Afrodit parselindeki doğalgazın, Vasiliko’da kurulması planlanan doğalgaz sıvılaştırma terminalinin verimli olabilmesinin "optimum noktası" veya da “emniyet sınırı” olan 5.5 trilyon ayak küpün(tcf) altında olduğu ortaya çıktı. Yapılan hesaplamalar doğalgaz'ın 4 ile 4.5 trilyon ayak küp civarında olduğu şeklinde.
Şimdi Kıbrıs Rum Yönetimi belki miktar biraz daha artabilir düşüncesi ile hem Afrodit parselinde yeni bir araştırma daha yapma veya yaptırma hazırlığını sürdürürken, 10. ve 11. parsellerde araştırma yapmakta olan Fransız Total şirketinden ve İtalyan Eni şirketinden gelecek iyi haberi beklemekte.
Afrodit parselinde araştırma, sondaj ve çıkarma hakları olan Noble Energy Company ve ortakları İsrail kökenli Delek Drilling ve Avner Oil'in yaptıkları açıklamalar biraz spekülatif görünümlü.
Delek Drilling Şirketi, Tel Aviv Borsasına yaptığı beyan, Afrodit parselinde tespit edilen doğalgaz'ın tahminlerin çok üstünde olduğu şeklinde yorumlandı ama gerçekte Delek'in beyanı sadece teknik notlardan ibaret. Afrodit parselindeki ikinci teyit sondajı en erken 5 ay sonra, Mart 2014'de yapılacak.
Bir şeylerin ters gittiği kesin. Doğru bilgiler bir nedenle saklanıyor çabası var sanki.
Anlaşılan var olduğu varsayılan doğalgaz miktarı, Kıbrıslı Rumların iç tüketimi için çok fazla ama yatırım yapmak için de çok az. Ne İsa'ya yarıyor ne de Musa'ya.
Siyasi kökenli bir oyun oynanıyor gerçekte.
Rum lider Anastasiades, Kıbrıs sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirmek için Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun yaptığı görüşme çağrılarına olumlu yanıt vermekten kaçınıyor ve müzakere masasına oturmamak için de elden geleni yapıyor.
Kıbrıs Rum Yönetimi şu anda ekonomik olarak tamamen batmış bir ülke ve durum gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Normal yollardan kurtuluş ümitleri hiç yok. Bir mucize bekliyorlar. Bu mucizenin adı da doğalgaz.
Kurtuluş beklentilerini tamamen doğalgaza bağladılar. Biliyorlar ki, gidişat böyle devam ederse ve de doğalgazdan herhangi bir kazanımları olmazsa, hem ekonomik olarak iflas edecekler hem de müflis bir taraf olarak Kıbrıs konusundaki politik üstünlükleri elden gidecek.
Rum lider Anastasiades'in masaya oturmaktan kaçınmasının nedeni bu. İflas etmiş bir ülkenin liderinin masada hiç bir saygınlığı olmayacağından, masaya oturursa daha ilk baştan batık bir ülkenin zavallı başkanı konumuna indirgenecek, sonraki süreçte de taviz vermek zorunda kalacak taraf olacak. Bu nedenle de Eroğlu ile masaya oturmaktan hep kaçıyor...