Almanya'da faaliyet gösteren ve hem kuruculuğunu yapmış olan hem de hala başkanlığını sürdüren Dr. Latif Çelik dostumun yıllar önce hayata geçirdiği, kısa adı ile "IKG", açık adı ile "Kültür, Tarih ve Entegrasyon Araştırmaları Enstitüsü"nün öncülüğünde Türkiye'deki Uşak Üniversitesi ile Almanya'daki Würzburg Maximilians Üniversitesinin ortaklaşa organize ettikleri "II. Uluslararası Tarihi ve Kültürel Yönleriyle Türk-Alman İlişkileri Sempozyumu"na KKTC'den, Yakın Doğu Üniversitesi adına katıldım.
Bildirim bayağı iddialıydı ve Ermeni Tehciri iddialarının yüzüncü yılına yönelik bir çalışmaydı. Ermeni Tehciri konusunda kendisini "Üstad" olarak tanımladığım, bu konuda bilgi, orijinal belge ve kitap dağarcığı ağzına kadar dolu kıymetli dostum Şükrü Server Aya ağabey ile birlikte hazırladık makaleyi. Önce akademik dil ve formatta İngilizce yazdım makalemizi sonra da emin ellerde Türkçe'ye ve Almanca'ya çevrildi, Şükrü ağabeyin gözetiminde.
Almancaya ünlü bir Alman avukat olan Dr. Bernhard Labudek çevirdi, Türkçe'ye de çok kıymetli ortak bir dostumuz.
Bildiri içerik olarak yüzyıllar öncesi başlayan kültürel, finansal ve askeri alanlardaki Osmanlı-Alman ilişkilerinin önemli köşe taşlarını dile getirmekte ve özellikle de Ermeni Tehcirinden sorumlu olduğu iddiası ile Talat Paşa'nın bir Ermeni olan Tehlirian tarafından vurulması sonrası Alman Mahkemesinin tarafgir tutumu ile son bulmaktadır.
Özellikle Talat Paşanın suçlu bulunması ve kendisini sokak ortasında tabancayla vurarak öldüren katili Tehlirian'ın suçsuz bulunması, o dönemde söz konusu yargılamayı yapan Alman Mahkemesinin nasıl taraf tuttuğunu ve Alman hakimlerin galip ülkeler ile Ermeni komitacılarının baskısı altında nasıl taraflı bir karar aldığını ortaya koymakta makale.
İki gün süresince Würzburg Maximilians üniversitesinin 3 ayrı salonunda eşzamanlı olarak makalelerin sunulduğu sempozyuma, Almanya ve Türkiye'den çok sayıda akademisyen katıldı ve toplamda 89 bildiri sunuldu.
Gerek KKTC'deki, gerekse de Türkiye'deki üniversitelerin çok çağdaş olduklarını ve verdikleri eğitimin standardının normalin çok üstünde olduğunu, yaptığım gözlemler ve öğrencilerle yaptığım söyleşiler bana söyledi. Üniversitelerimizde Sosyal Bilimlere daha fazla kaynak ayrılmasının, uzun vadede ülkeye çok fayda sağlayacağı kesin. Gerçekte bu sempozyumda yaptığım gözlem, fen bilimlerine paralel olarak sosyal bilimlere de kaynak ayrılmasının ve yatırım yapılmasının gelecekte toplum barışına çok büyük katkılar koyacağı doğrultusunda.
Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik ile IKB Başkanı Dr. Latif Çelik tüm oturumlara katılırken, Würzburg Maximilians Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Eckhard Pache fırsat bulduğu vakit aralarında oturumlara katılabildi.
Bu sempozyumu organize eden Dr. Latif Çelik ve ekibi, gerçektende büyük bir özveri ile çalıştılar ve akademisyenlere her tür kolaylığı sağlarken, herhangi bir aksamanın çıkmaması için de elden geleni yaptılar. Sempozyum sonrası yapılan şehir turu ise gerçekten çok güzel ve bilgilendiriciydi.
Sempozyum sonunda "Adana Olgunlaşma Enstitüsü"nün Osmanlı döneminde Padişah Saraylarında kadınların giydiği elbiseleri sergilediği gösterisi tek kelime ile göz kamaştırıcı ve muhteşemdi. Aynı zamanda da gurur verici.
Makalelerin 2014 yılı içinde bir kitap halinde tüm akademi dünyasına sunulabilmesi için hazırlıklar şimdiden tamamlanmış durumda. İlk fırsatta basılacak kitapçığın dağıtımı hemen yapılacak.
Benim Şükrü bey ile birlikte 3 ayrı dilde hazırladığım;
Türkçe makalenin yer aldığı sitenin adresi:
İngilizce makalenin yer aldığı sitenin adresi:
Almanca makalenin yer aldığı sitenin adresi:
Bundan sonraki yazımda Würzburg kenti ile ilgili izlenimlerimi ve çok ilgi çekici bir de gözlemimi sizlere aktaracağım....
