Ben daha çocukken, canımız, namusumuz, koruyucumuz Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile tanıştım.

Kıbrıs’ta Rumlar, günümüzdeki PPK, ASALA benzeri terör örgütü olan EOKA’yı, Kıbrıs Türklerini yok etme, adadaki İngilizleri çıkarma amacıyla kurmuşlardı ve yolda, belde, tarlada ele geçirdiği masum Türkleri gaddarca infaz ediyorlardı. İşte EOKA savunmasız insanlarımıza ve köylerimize ağır silahlarla saldırırken bizleri koruyan TMT’ci abilerimiz olmuştu.

TMT’miz, Rumların Kıbrıs adasını ele geçirmek için kurduğu terör örgütü EOKA’ya karşı, bir direniş örgütü olarak anavatanımızın desteği ile 1958 yılında kurulmuştu. Bu nedenle de adı TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI olmuştu.

TMT’miz adada Kıbrıslı Türkleri yok etmeye yönelik saldırı ve katliamlara karşı koydu, mukavemet etti. Günümüzde bazı kendini bilmezlerin iddia ettiği gibi, hiçbir zaman ve koşulda bir terör örgütü olmadı, terör örgütü gibi de çalışmadı. Milli mücadelemiz sırasında hiçbir sivil şahsa, malına mülküne veya yerleşim yerine herhangi bir saldırıda bulunmadı, sadece Terör örgütü EOKA'ya karşı dünyanın en namuslu ve meşru mücadelesini veren TMT, Kıbrıs Türkü’nün Kuvayi Milliye’siydi.

Hepimiz, yaşımız geldiğinde özgürlüğümüz, kendi topraklarımızda egemenliğimiz için TMT’ye gönüllü katıldık. Katılırken okuduğumuz bir Andımız vardı. Masanın üstüne serili Ay Yıldızlı bayrağımızın üstüne konmuş olan Kuran-ı Kerime ve tabancaya elimizi basarak yemin etmiştik. Beni, 4550 künye numarası ile TMT’ye kayıt ettiklerinde dünyalar benim olmuştu. Mücahitliğimi de TMT mensubu olarak yapmıştım, 1970 yılında…

TMT gönüllülük esasına dayalı bir örgüttü. Hepimiz vatanımızı korumak için TMT’ye katılmaya can atıyorduk. Aynı evde yaşadığımız rahmetlik ağabeyimin TMT’ci olduğunu yıllar sonra, birlikte katıldığımız 1974 Barış Harekatında öğrenmiştim. Ne o benim TMT’ci olduğumu biliyordu, ne de ben onun. TMT böyle faaliyet göstermişti yıllarca…

Rum terör örgütü EOKA halkımıza saldırırken TMT bizleri kanatları altına aldı ve korudu. Anavatanımızın en saygın subayları bizim TMT’nin mücahit komutanlarına destek vermiş, bizleri eğitmiş, hayatta kalmayı ve direnmeyi öğretmişti. Mücahit teşkilatımız halkımıza moral verdi, kendine güveni aşıladı ve onurlu direnişimizin temelini oluşturdu. Özetle TMT’mizin gönlümüzdeki ve milli mücadelemizdeki yeri çok büyüktür.

Türk Mukavemet Teşkilatı, Türk Milleti'nin, Kıbrıs Türklüğünün ve TSK'nın şanlı tarihinin onurlu bir parçasıdır. Bu şanlı teşkilata hakaret, ancak Türk düşmanı bir zihniyet tarafından yapılabilir.

Şimdi, tarihi okumaktan yoksun, hadsiz birileri çıkmış, televizyon ekranlarında TMT ile ilgili ahkam kesmiş. Varlığımızı borçlu olduğumuz TMT’mize, Rum tezleriyle ithamlarda bulunmuş. Kıbrıs konusunu birkaç kanıbozuktan öğrenen ve birilerinin provokesine alet olan bu kişinin söyledikleri münferit şahsi fikirler olarak algılanamaz. Yazık ki Kıbrıs Türk halkı arasında maalesef adı-soyadı Türkçe olan ama Rumca düşünen kişiler bulunmakta. Rumlar ve Yunanlılar, sıkıştıklarında bu kişileri provokatör olarak kullanmaktalar. Muhalifliğiyle meşhur bu televizyoncu da bu provokasyonun bir parçası olmuş.

Peki, durup dururken nereden çıktı şimdi TMT? Anlatalım; Türkiye’nin bölgesel güç olması, ABD ve AB’nin Rumlardan ve Yunanlılardan desteğini çekmesi, Mısır ve İsrail’in Türkiye ile diplomatik ve ekonomik işbirliği başlatması, Kıbrıs müzakereleri konusunda Batı dünyası Rum ve Yunanlıları çözüme engel olmakla suçlarken, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Eşit, Egemen İki devletli Çözüm” istediğinin kabul görmeye başlaması, Maraş konusunda Osmanlı Tapularını yöneten Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresinin taraf olarak kabul edilmesi, Rumları ve Yunanlıları fena halde bozguna ve düş kırıklığına uğratmış durumda.

Köşeye sıkışan ve isteklerini kabul ettiremeyeceklerini anlayan Yunan-Rum ikilisi harekete geçerek, birileri aracılığıyla hem Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki bakış açısına, hem de KKTC yönetiminin iki devletli çözüm iradesine zarar vermek adına tahrikkar gündemler oluşturmaya çalışıyor. Bunun için de en iyi kullanacakları kişiler, Türk olan her şeye muhalif olan Türkçe konuşup Rumca düşünen zatlar.

Görünen o ki bundan sonra bu tür saldırıları ve benzerlerini sıklıkla, sosyal, siyasi ve uluslararası ilişkilerimizde yaşayacağız ancak TMT başta olmak üzere değerlerimize dil uzatanlara Kıbrıs Türk halkının gereken cevabı vereceğine kimsenin kuşkusu olmasın..

Prof. Dr. (İnş Müh), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

Akademisyen, Kıbrıs İlim Üniversitesi

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı