Muazzez Ersoy şöhreti nefse benzetti. “Şöhret sizi değil, siz şöhreti yenin” diye konuştu.
O, Türk Müziği'nin en iyi seslerinden, en başarılı yorumcularından biri 40 yıldır müzikle iç içe yaşıyor. Asıl ismi Hatice Yıldız Levent; ancak biz onu zirvede olduğu çeyrek asırdır Muazzez Ersoy olarak tanıyoruz. Her zaman sansasyondan ve polemiklerden uzak mütevazı bir yaşam süren şarkıcı bu özelliğiyle çok seviliyor Sessiz sedasız işten işe koşan, adeta başını kaşıyacak zamanı olmayan Muazzez Ersoy ile Levent'teki ofisinde buluştuk. Bahçesinde uzun uzun sohbet ettik İşini, evini, şöhreti ve hayatı konuştuk.-Müzik piyasasına adım attığınız günden bu yana adınız hiç olumsuz bir olaya karışmadı. Muazzez Ersoy sansasyondan uzakta nasıl bir hayat yaşıyor?
Herkes gibi normal bir hayat yaşıyorum. Gece gezmem yok. Tek gece hayatım, binde bir dostlarımla birlikte yediğim akşam yemeği. Sohbet, yemek, ondan sonra evime geliyorum. Özel yaptığım bir şey yok. Allah'a şükürler olsun, içkim yok, kumarım yok. İşten eve, evden işe. Şehir dışındaysam oteldeki odam, kahvem, çayım, bir de sigaram.
-Peki, eğlence dünyasındaki insanlar size hiç, "Yaa Muazzez, nasıl bu piyasanın insanısın" demediler mi?
Çok diyen var. Mesela gittiğim birçok konserimde bakıyorum odamda içki var. Çocuklar geliyor, "Bir şey ister misiniz?" diyorlar. "Evet, istiyorum. önce şu içkileri gözümün önünden kaldır" diyorum. "Sen bana onun yerine, su getir, gazoz getir, kola getir, fındık fıstık getir. Onlar yoksa hiçbir şey getirme, çay getir" diyorum. Kimisi inanmıyor bazı şeylere.
-Başka nelere inanmıyorlar?
Başka sanatçılar, liste veriyorlar onların ellerine. "Kulis odamda şu olacak, bu olacak" diyorlar. Ben hiçbir zaman liste vermem. Listem yoktur benim. Buna da şaşıran çok insan oluyor.
-Şöhretin bir bedeli olduğuna inanır mısınız?
Her şeyin bir bedeli vardır, bu dünyada. Mutlaka şöhretin de bir bedeli vardır.
-Siz nasıl bir bedel ödediniz?
Ben şöhrete pek aldırış eden bir tip değilim. Şöhretin sizi yenmesine müsaade etmeyin, siz şöhreti yenin. Yani şöhret nefis gibidir. Nefsinizi nasıl terbiye edersiniz, şöhreti de öyle terbiye etmeniz gerekir. Ben şöhreti terbiye ediyorum.
-Türk Sanat Müziği'nin kraliçesi Muazzez Ersoy olmak sizin özgürlüğünüzü kısıtlamıyor mu yani?
Hayır. Muazzez Ersoy olmak bende pek bir şey değiştirmiyor. Her istediğimi yaparım. Yolda yürürken dondurmamı da simidimi de yerim, ne olacak?
BİR ETEK ALMAK İÇİN 6 AY PARA BİRİKTİRDİM
* Peki tezgahtar Yıldız bugünleri hayal ediyor muydu?
Yok valla. Hayal etmiyordu garibim. Rabbime sonsuz şükürler olsun. Rabbim takdir ederse, bir de o kulunu layık görürse her şeyi yağdırıyor zaten. Genç kızken, bir etek almak için 6 ay para biriktirdim. Etek beni bekler mi 6 ay, beklemez. Almaya gittiğimde eteğin yerinde yeller esiyordu. Üzülerek eve döndüm. Şimdi milyonlarca etek alabilirim. Bu da Rabbimin takdiri işte, Allah o günlerimi görüyor, biliyordu.
* Kaç yaşındaydınız?
13 yaşında başladım tezgahtarlığa.
KÖPEĞiM iÇiN 50 ERKEĞi KAPIYA KOYARIM
* Muazzez Ersoy'un hayatında uzun bir süredir kimse yok. Neden? Yalnızlığa çok mu alıştınız?
Hayatımda biri var, o da köpeğim 'Şanslı'. O şimdi Bodrum'da. İlk defa ondan bu kadar uzak kaldım. 12 gün daha Şanslı'yı görmeyeceğim, onu deliler gibi özledim.
* Şanslı kaç yaşında?
4.5 yaşında. Bir Golden Retriever.
* Seveceğiniz bir erkek çıksa karşınıza, "Bu köpeği evde istemiyorum" dese ne dersiniz?
Adamı aslanlar gibi yoluna uğurlarım. (Gülüyor) Onun için elli erkek atarım.
Ben Rabbimin kiracısıyım
* Allah'a şükür her şeye sahipsiniz, bu size huzur ve güven veriyor mu?
Her şeyin sahibi Allah'tır. Mesela bazen bana soruyorlar 'büronuz kira mı' diye. Ben kiracıyım evet, ama Rabbimin kiracısıyım. Çünkü her şeyin sahibi o. Aldığımız nefesimizin, bedenimizin, ruhumuzun sahibi o. Bizim sahibimiz o. Kavgalar, gürültüler, patırtılar, bunların hepsi boş. Çünkü bu gün buradayız, yarın tıpkı analarımız babalarımız gibi göçeceğiz. Kainatta her şeyin sahibi Allah'tır. Bunu bildiğin zaman hayata bakışınız da kolay olur.
* Hayatınızı sıradan insanlar gibi yaşayabiliyor musunuz?
Valla ben kendimi, hiçbir zaman Kafdağı’nda görmedim. Hep sıradan yaşadım. Çok fazla lüksten daima kaçmaya çalıştım. İhtiyaca cevap verilecek şeylere eğildim. Hiç ultra lüks bir yaşam biçimim olmadı.
* Kaç odalı bir evde oturuyorsunuz?
3 oda bir salon. 2 banyo tuvalet bana yetiyor. Şükürler olsun.
Erkeğin çorabını yıkamam
* "Muazzez Ersoy olacağıma evinde kocasıyla mutlu olan bir kadın olsaydım keşke" dediğiniz zamanlar oluyor mu peki?
Ayyyy tam adamını buldun. (Gülüyor) Bana bak Şebnem, ben o tip hatunlardan değilim.
* Yok, evlendireceğiz sizi?
Hayatta evlenmem. Ben öyle ev kadını olamam. Evde yemek yapıp kocamın çorabını yıkayamam. Doğru adres ben değilim yani. İyi bir ev hanımıyımdır, titizimdir, temizimdir ama evlilik bana göre değil.
* Adamın çorabını yıkasanız ne olur?
Sevsem de bir erkeğin çorabını yıkamam, sevmesem de.
* Ama ilk eşinizin çorabını yıkamıştınız
O küçük yaşta yapmış olduğum bir evlilikti. Bu saatten sonra bana kimse çorap yıkatamaz.
(Bugün)