Sesinde Aşk Var
Röportaj: Aynur Cihan Fotoğraf: Tolga Aksakal
Bir o kadar zarif, bir o kadar güzel… Saatler süren çekimde neşesi, kahkahaları ve arada bir stüdyoyu dolduran muhteşem sesiyle bizi mest ederek her defasında başka bir kadına dönüşen Tuğba Yurt, görüneninden çok daha ötesi…
Adını başarılı Pop müzik şarkılarıyla duyursa da, “Nefesim yettiğince sevenlerimle şarkı söylemek istiyorum” dese de, hayalinde, aldığı Klasik Batı müziği eğitimini ve enstrümanist yanını, bir gün senfonik bir orkestrayla vereceği konserde gösterebilmek de var. Tuğba Yurt hem çok bugüne ait, modern, hızlı, yenilikçi hem de sanki herkesin görmeyi özlediği geçmiş zaman hanımefendilerinin zarafetinden bir parçayı üzerinde her an taşıyor.
Birbiri ardına müzik listelerinin zirvesinden inmeyen şarkıları İnceden İnceden, Vurkaç, Güç Bende Artık, Yine Sev Yine’nin yanı sıra birbirinden güzel şarkıları kendine has, güçlü yorumuyla dinlediğimiz akustik serisi ile herkesin kalbini bir yerinden yakalıyor.
“Taş Yürek” Nisan’da yayınlanmış bir şarkı olmasına rağmen, radyolarda hala bir numara. Tüm şarkıların çok sevildi, çokça da dinlenildi. İddialı ve başarılı bir yol haritan var. Oldukça başarılı bu albümle ilgili nasıl dönüşler aldın?
Uzun zamandır üzerine çalıştığım bir albümdü. Müziğin bu kadar hızlı tüketildiği, şarkıların kısa bir sürede dinlenip yerine hemen yenisinin beklendiği bir dönemde aslında biraz riskti belki de. Ama tek bir şarkı sunmaktansa dinleyenlerimi ardı ardına dinleyecekleri dolu bir albümle buluşturmak istedim bu kez. 12 şarkılık albümde 3 şarkıya klip çektik. Taş Yürek, albümdeki üçüncü kliplenen şarkımızdı. Çıkalı iki ay olmasına rağmen listelerde bir numaraya yerleşti gayet güzel ilerliyor. Hem dijitalde hem de radyo ve televizyonlardan güzel geri dönüşler aldım. Yeni klibimiz için hazırlıklara başladık bile.
Bu zamana kadar büyük emekler verdim, tek başıma savaştım, bazen çok yoruldum ama nihayetinde güzel işler yaptığımı düşünüyorum ve bu yolcuğumun yalnızca bir kısmıydı.
Pop müzikte son yıllarda en başarılı isimler arasındasın. Hedeflerin neler?
Bu zamana kadar büyük emekler verdim, tek başıma savaştım, bazen çok yoruldum ama nihayetinde güzel işler yaptığımı düşünüyorum ve bu yolcuğumun yalnızca bir kısmıydı. Bundan sonrası için iyi bir yorumcu olarak varlığımı sürdürebilmek ve gerçekliğimi devam ettirmek istiyorum. Tabi bunları yaparken huzurlu hissedebilmek en önemlisi.
Her gün yeni isimlerle karşılaşıyoruz bu geçmişte de böyleydi ancak aralarından sıyrılmak için hangi meziyetler farklı olmalı?
Şu an çok daha fazla bu durum böyle. Her gün yeni bir isim görüyoruz ancak bir şekilde bir noktada farklılığını hissettirebilmek bence önemli. Kimi bunu sesiyle, kimi sahne şovuyla, kimi başka bir meziyetini ön plana çıkararak dikkat çekiyor. Bendeki bu ayrım “iyi bir ses rengine” ve “yorum gücüne” sahip olmamla gerçekleşti. Bununla birlikte iyi şarkılar seçiyor olmamla alakalı diyebilirim.
Rekabet duygusunun insanı sürekli dinç tuttuğunu düşünüyorum
Rakiplerinden kimleri dinliyorsun?
Rakip kelimesi her ne kadar kulağa hoş gelmese de aslında içerisindeki rekabet duygusunun insanı sürekli dinç tuttuğunu düşünüyorum. Buradan da besleniyoruz bence. Tabi ki birbirimizin yaptığı işleri takip ediyoruz. Bu benimle aynı jenerasyondan kişiler olmasını da gerektirmiyor. Müzikal olarak hitap eden her ismi dinlerim. Tek bir kişiyle sınırlandıramam çok fazla isim dinliyorum. Türk-yabancı neler çıkıyor, gündemde neler değişiyor, ne tarz müzikler oluşuyor sürekli takip ediyorum. Sadece pop dinlemiyorum, tamamen ruh halime göre müzikleri seçiyorum. Şu ara en çok dinlediğim Haris Alexiou. Sezen Aksu’yu zaten dinmeyen yoktur.
Müzik dijital çağa ayak uydurma ve evrilme noktasında... Pandemi ile müzik daha da değişti... Sen dijital dünyayı nasıl görüyorsun?
Her alanda olduğu gibi müzik de dijital bir çağa girdi. Aslında fiziki satışların bitmesi ile bu süreç başlamıştı ufaktan. Bir şekilde yeni dönem bunu gerektiriyorsa çağın evirildiği noktaya biz de ayak uydurmak durumundayız. Dijital dünya ile alakalı neler yapılabilir kısmı sahne kadar bizim için önemli bir hal aldı. Benim de dijital üzerinden daha fazla dinleyiciye ulaşmak ve müziğimi aktarabilmek adına çalışmalarım var. Kendi Youtube kanalım için albümde harcanan, kliplenmeyen şarkıların akustik versiyonlarını yapmayı planlıyorum. 12 şarkılık bir albümden sonra uzunca bir süre albüm çıkartmam, single olarak yoluma devam edeceğim.
Müzikteki en büyük hayalin nedir?
Nefesim yettiğince sevenlerimle birlikte şarkılarımı hep bir ağızdan söyleyebilmek.
Pop tarihimize baktığımızda geçmiş dönemlerdeki müzikal üretimin, içerik ve kalitenin, dinleyene ve yorumlayana verdiği hazzın zamansız olduğuna sen de katılıyor musun?
Katılıyorum. 70’lerde, 80’lerde özellikle de 90’larda şarkıcı olmayı, bugünlere de aynı başarıyla gelen biri olabilmeyi çok isterdim. Kuşkusuz ki üretilen çok özel ve değerli eserler, güzel seslerle birlikte daha nice yıllar dinlenecek.
Düet yapmak istediğin hayalinde bir isim var mı?
Bunu proje haline getirmek istiyorum artık. Yola çıktığım günden beri tek başıma devam ediyorum. Düet şansım olmasa bile en azından sahnede Sezen Aksu’yla şarkı söylemeyi hep istemişimdir. Yabancılardan Haris Alexiu’yla düet yapmayı isterdim.
Müzik piyasasında kalıcı olmanın yolu ne kadar konuşulur olmaktan mı geçiyor?
Magazin elbette önemli ve bu işin bir parçası. Tıpkı müziksiz hayat olmayacağı gibi.
Dinlemeye dahi tahammül edemediğin bir müzik türü var mı?
Her tarzı dinliyorum ama tekno müziği çok sevdiğimi söyleyemem. Belki bir eğlenceye ya da kulübe gidince dinlenilir ama normal zamanlarında bile tekno müzik dinleyen insanlar var. Pop şarkılarda artık alt yapılarında rap tarzına döndü. Ceza, Sagopa Kajmer gibi isimleri severek takip ediyorum.
Hayranların konservatuvardaki enstrümanın viyolayı çalarken görebilecek mi seni sahnede?
Enstrüman çaldığım için çok mutluyum. Şarkıcılığımda, müzisyenliğimde bana katkısı çok büyük. Fakat bir süre için viyolayla beni göremeyeceksiniz. Ama belli de olmaz. Hayalimde senfonik bir konser fikri var.
Babanı çok genç yaşta kaybetmişsin. Hayatındaki en acı veren, seni en çok üzen olay ya da başka bir an var mı?
Aileme çok düşkünüm. Mutlu bir çocukluk dönemim geçti. Bağları çok kuvvetli bir aileyiz. 11 yaşında ani bir kalp krizi sonucu babamı kaybettim. Sevdiklerimi, aile büyüklerimi kaybettim ama bundan daha acısını hiç yaşamadım. Babamın olmaması bizi aile olarak birbirimize daha da bağladı, o günden beri hiç ayrılmadık. Bu yüzden aile bağları bizim için çok kıymetlidir. Babam profesyonel müzisyen değildi ama sesi çok güzeldi bana da sürekli şarkı söyletirdi. Ona çekmişim. Ailedeki tek müzisyen benim.
Güzel bir kadınsın, bunun müzisyenliğinin önüne geçmesinden endişelendin mi? Türkiye’de kadın olmanın zorlukları nedir? Müzik sektöründe kadın olmak avantaj mı dezavantaj mı?
Bu yola çıkarken her zaman ‘beni dinlemeliler’ düşüncesindeydim. Hiçbir zaman böyle bir korkum ya da ‘çok güzel bir kadınım’ iddiam olmadı. Önceliğim sesim oldu. Türkiye’de kadın olmak her zaman zor. Genel olarak Türkiye’de kadın olmanın zorluğunu her gün haberlerden, kadının yaşadığı zorluklardan görebiliyoruz. Sektörde kadın olmanın avantaj ve dezavantajları konusu ise göreceli bir kavram.
Özel hayatını saklama gibi bir durumun yok özel biri var mı?
Şu an hayatımda biri yok. Kalbim boş ama aşka kapılarım kapalı değil.
Nasıl bir erkek Tuğba Yurt’un kalbini çalabilir?
Öncelikle çok akıllı olması lazım. Kişilik sahibi akıllı bir adam karşıma çıkarsa etkilenebilirim, ancak böyle biri kalbimi çalabilir.
Aşkın acı halini seviyorum.
Aşıkken başka bir Tuğba oluyor musun? Bu kadar duygusunu geçirebilen aşk şarkıları söyleyen biri olarak, aşk nasıl bir şey senin dünyanda?
Aşk çok kıymetli bir duygu. Beni olduğumdan daha farklı duygulara sürükleyen bir şey. İçinde acı bile olsa aşkın her halini seviyorum. Bu duygu beni besliyor. Şarkıları söylerken de bu duyguyu yaşıyorum. Sanki o şarkının sözlerini ben yazmışım gibi söylediğim o cümleyi söylerken de yaşıyorum. O duygulara kapılıyorum ve beni dinleyen insanlara bu duygu geçiyor.
Kimseyle küs kalmayı tercih etmem.
Ayrıldığın sevgilinle tekrar arkadaş olarak görüşmeye devam eder misin? Bitmiş bir ilişki, sağlam bir dostluğa dönüşebilir mi?
Bana çok büyük acılar, hiçbir zaman unutamayacağım yaralar bırakmadığı müddetçe hayatımda kimseyle küs kalmayı tercih etmem. Ayrılırken de saygın ayrılmak gerekir. Bir insanın ne kadar medeni olup olmadığı böyle anlarda daha iyi ortaya çıkıyor. Mümkün olduğunca hayatıma giren insanları buna göre seçmeye çalışıyorum. Kinci biri değilim yapılan yanlışı çok defa affetmişliğim olmuştur.
En çok neye sinirlenirsin? Sinirlendiğin o en kritik anlarda sakinleşmek için ne yaparsın?
Haksızlığa ve adaletsizliğe sinirlenirim. Yalandan hoşlanmam. Sinirlendiğim o anda düşüncelerimi net ifade ederim.
Kariyer yarışının dışında evlenip anne olmayı planlıyor musun?
Evliliği şu an düşünmüyorum. Hayatımın gidişatı zaten belli, kariyer planlamam var ve bunun içinde bu kadar ciddi, sorumluluk isteyen bir şeye adım atmam. Zaman gelir kariyer anlamında yapmak istediklerimi kafamda oturtmuş, yapmak istediğim hedeflerimle alakalı her şeye doymuşsam o zaman evlilik isterim. Çünkü evlendiğimde çocuk sahibi olmak isterim.
Denizin olduğu her yer bana çok iyi geliyor.
Müzik dışındaki tutkuların ve vazgeçilmezlerin arasında neler var?
Bileğimi kırmadan önce çok sıkı spor yapıyordum. Pilates yapıyorum. Fakat diğer sporlara göre yüzmek daha baskın geldi. Özellikle deniz tutkum var. Denizin olduğu her yer bana çok iyi geliyor. Koylarda kimsenin olmadığı sessiz, sakin yerlerde yüzüyorum.
Hiç kilo olmaz mısın? Nasıl koruyorsun formunu?
Şu yaşıma kadar hiç diyet yapmadım ve hayatımda hiçbir zaman da aşırı kilo alıp vermedim. Her zaman dengeli kilo aldım. Boyuma göre normal bir kilodayım. O yüzden sanırım genetik bu durum. Sabah kahvaltı yapmadan önce mutlaka su içerim. Gün içinde de bol bol su içerim. Bunun dışında özellikle dikkat ettiğim özel bir şey yok. Sahnede olan birinin kilosuna dikkat etmesi gerekir. O yüzden yediklerimi sınırlıyorum. Kahvaltı ve akşam yemeği olmak üzere günde iki öğün yemek yiyorum. Öğünlerde az yiyorum ama hamur işine dayanamıyorum.
Minyon olmanın tartışılmaz avantajları var. Özellikle kendinde beğendiğin ve beğenmediğin neler var?
Minyon olmanın avantajları var. Mesela ekrana ve sahneye daha çok yakışıyorlar. Dans figürlerinin de minyon bir insana daha çok yakıştığını düşünüyorum. Genelde de baktığınızda Türkiye’de ve dünya starlarında minyon insanlar daha fazla öne çıkıyor. Kendimle barışık biriyim. Aynaya baktığımda, makyaj yaptığımda, giydiklerimle de mutlu oluyorum. Kendimde beğenmediğim hiçbir şey yok belki 3-4 cm. daha uzun olmayı isterdim.
Sahne dışında nasıl bir Tuğba var? Evde seksi mi, dağınık mı, özenli mi özensiz mi?
Doğal olmayı seviyorum. Sahnede de çok abartı biri değilim. Elbette ki sahne gösteriş istiyor bazen o tarz kıyafetler de tercih ediyorum ama genelde spor şık kıyafetleri tercih ediyorum. Rahatlığım her zaman için daha önemli. Spor olmayı seviyorum.
Başaklar, evine düşkün, titiz ve düzenli olmasıyla meşhurdur. Senin mutfakla aran nasıl?
Mutfakla aram çok kötü. Yemek yemeği severim fakat yemek yapmakla aram hiç yok. Pandemi sürecinde fark ettim ki yemek yapmak güzelmiş. Titiz ve düzenli biriyim. Her şey yerli yerinde olmalı, dağınıklığı sevmiyorum. Detaycıyım.
Çalıştığın modacılar var mı ya da bir stil danışmanın var mı?
En son Yusuf Candirik’le çalıştım. Zaten çalıştığım diğer stylistler aracılığıyla da birçok modacının kıyafetini sahnede giyiyoruz. Plus Dergisi’nin stylisti Günaydın Sinem Çelik’i de çok başarılı buldum. Kapak için beni oldukça mutlu eden güzel bir styling hazırladı.
Şık giyinmek için çok para harcamak şart mı? Markalar mı yoksa tasarım giysiler mi önceliğin?
Bazı durumlarda markalar önemli. Mesela ayakkabıda markaya önem veriyorum. Bazen uygun bir bütçeyle aldığın basic kıyafet ya da bir t-shirt de çok şık durabilir. Çok konser veriyoruz ve özel bir konserde özel bir tasarım giymem gerekiyorsa haliyle belli bir bütçeyi gözden çıkarıyorum.
Sosyal medya hesaplarını kendin mi yönetiyorsun? Ne kadar vakit ayırıyorsun?
Paylaşımlarımı kendim yapıyorum. Günden güne, yoğunluğuma göre değişiyor sosyal medyaya ayırdığım zaman dilimi. Bazen bir saat telefonumu elime alabiliyorum, boş günüm olduğumda ise rahat rahat sosyal medyaya zaman ayırabiliyorum.