Başarılı şarkıcı Hadise, başarısının sırrını şöyle açıkladı. 'Çok çalışmak, disiplinli olmak ve 'Vay be, ben ne oldum!' dememek'

2005 yılında 'Sweat' albümüyle girdiği pop müzik piyasasında dikkatleri üzerine çeken Hadise, başarısını geçen yaz çıkardığı 'Tavsiye'yle devam ettiriyor. Başarısının sırrını açıklayan Hadise'nin Milliyet'e verdiği röportajdan ara başlıklar...

'Tavsiye' nasıl bir albüm oldu?Ablam Hülya Açıkgöz'le ilk defa bir albümün yapımcılığını üstlendik. Bunun hiç de kolay bir şey olmadığını gördüm. Pozitif düşünce ve emek isteyen bir iş. O dönem gerçekten çok şey öğrendim. Tam beni yansıtan, pozitif bir Hadise albümü olduğunu düşünüyorum. Ama tabii önemli olan insanların beğenmesiydi ve beğenildi.

"KENDİMİ PRENSESLER GİBİ HİSSEDEBİLİYORUM"

- 'Prenses' şarkısının klip çekimleri nasıl geçti?

'Nerdesin Aşkım'dan sonra bu klipte bambaşka bir Hadise gördüler. 'Prenses'te çok eğlenen, kendisini prenses gibi gören bir Hadise'yle karşılaştılar. Şarkıya uygun, renkli, bol eğlenceli bir klip oldu.
- Çevrenizde size prenses gibi davranıyorlar mı?

Küçük şeylerle mutlu olup, kendimi prensesler gibi hissedebiliyorum. Mesela 'O Ses Türkiye'deki asistanım daha ben istemeden Türk kahvesi getirir. O zaman kendimi prenses gibi hissedebiliyorum.Mutlu olmak için çok büyük şeyler beklemem. Değerli bir cümle de bana o hissi verir.

"NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTMAYACAKSIN"

- Başarınızın sırrı nedir?

Çok çalışmak, disiplinli olmaya devam etmek ve “Ben ne oldum, neler yaptım” dememek... Nereden geldiğini unutmayacaksın. Bir müzik yarışmasına katıldığımda 15 yaşındaydım. Bu yaşıma kadar çok güzel şeyler yaşadım. Hayal ettiğim her şeyi Allah bana yaşattı. Daha da hayallerim var, inşallah onlar da olur. 15 yaşımdan beri şunları öğrendim; naifliğim biraz gitti, paniklemiyorum ama hep kendim kaldım.

“EN iYiSiYiM” DEMiYORUM

- Çok eleştirilen, haber olan isimlerden birisiniz. Bunlara “Meyve veren ağaç taşlanır” mantığıyla mı bakıyorsunuz?

Bence öyle, başka ne olabilir ki? Kimselere sataşmadan, işimi düzgün yapmaya çalışanlardanım. Kaliteli klipler çekiyorum. Çok emek harcıyorum ve işimi iyi yapıyorum. Kendi alanımda iyi olduğumu düşünüyorum. “En iyisiyim” demiyorum ama yaptıklarımı başarılı buluyorum. Zaten farkındaysanız işime çok fazla yorum yapılamıyor. Kıyafete ya da görüntüye laf atılıyor. Yapacak bir şey yok, bir yerden vuracak insanlar.

"HAYALİM 60 YAŞINDA SAHNEDE OLMAK"

- İleride kendinizi nasıl görmek istiyorsunuz?

Hayalim 60 yaşında da sahnede olmak. İnşallah o yaşta da hâlâ sahnede dans edebilirim.

"HAYATIMDA HEP AŞK VAR"

- Erkekte sizi ne etkiler?

Her şeyden önce insan olması... Benim için herkes eşit. Yani klipte çay yapan insan da, benim için yönetmen kadar değerli. Annem bana kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğretti. Yani erkek seni maddi anlamda mutlu etmemeli. İşim var, çok çalışıyorum ve mutluyum. Mutluluğuma mutluluk ekleyebilecekse çıksın karşıma. Şu anki mutluluğumdan eksiltecekse hiç gelmesin. Egolu olmasın ve benimle yarışmasın. Kendisini benim yanımda küçük görmesin. Yanımda güçlü dursun. Beni, ben olduğum için seven birini istiyorum. Ünlü olduğum için bir yüküm, sırt çantam var. Bazen ağır gelebiliyor. O yükü taşıyabilmeli. İstediklerimi karşı taraftan alabiliyorsam; dünyanın en mutlu erkeği o olur.

- Peki aşık mısınız şu ara?

Her zaman... Aşk benim hayatımda her zaman var. Aşkın sadece kadın ve erkek arasında olması gerekmiyor. Annemle dolaşırken de aşk doluyum.

'O SES'LE KENDiMi TANITTIM- 'O Ses'in hayatınızdaki önemi nedir?

Bence bu yarışma sayesinde kendimi Türk halkına çok güzel bir şekilde tanıtabildim. Çünkü insanlar 'O Ses Türkiye'den önce beni kliplerden, röportajlardan tanıyordu. Kliplerdeki Hadise, yarışmadaki Hadise'den çok farklı. Yarışmada duygularımı, samimiyetimi gördüler. Bu benim için çok önemliydi çünkü insanlar önyargılı olabiliyor. Program kendi ekranım gibi oldu... Bu işe başlarken Acun Ilıcalı'dan rica etmiştim; “Kimse reyting için üzerime gelmesin” demiştim. Çünkü ben kavgacı biri değilim.


- Acun Ilıcalı ve diğer jüri üyelerini birkaç kelimeyle anlatabilir misiniz?

Acun Ilıcalı: Çok değerli. Bana inandığı ve beni jüri olmaya ikna ettiği için teşekkür ederim. Gökhan Özoğuz: Tek kelime; bebek. Gökhan gerçekten çok tatlı. Mazhar Alanson ve Özkan Uğur: Efsane. Daha ben doğmadan bu işe başlamışlar; onlara saygım sonsuz. Ebru Gündeş: Hem sevdiğim bir ses, hem de sevdiğim bir insan.