"Dünyaya bir daha gelseniz ne olmak isterdiniz?" sorusuna "Kesin Ajda Pekkan olmak istemezdim. Herhangi biri olmak isterdim" cevabını veriyor.
- Ajda Pekkan'ı bize nasıl anlatırsınız?
Çok zor... Ajda Pekkan; gezmeyi seven, hayatı seven, gittikçe hayatı daha iyi algılayabilen, daha sosyal bakabilen, aktivist bir kadın aynı zamanda. İnsanlara örnek olmayı seven, lider, devrimci, her zaman daha bilge olmaya çalışan, insanlara her konuda doğru tavsiyelerde bulunmaya çalışan biri...
- Hırslı mısınız?
Ben her zaman hırslıyım. Çocukken de öyleydim herhalde. O yıllarda göçebe bir hayat yaşıyorduk, oradan oraya. Babam denizci subaydı. Ben haylaz ama okulun sevilen çocuklarındandım. Çünkü resim yapardım. Herkese resim yapardım. Hoca anlardı aynı elden çıktığını "Bunu gene Ajda yapmış" derdi.
- 1962'de Ses dergisinin düzenlediği o yarışmaya nasıl katıldınız?
Ben katılmadım. Bir aile dostumuz babamdan vesikalık fotoğrafımı istedi. Ediz Hun'la o yarışmayı kazandık. Sonra sinema geldi. Sinemaya giremedim ama para kazanmak için filmlerde oynamam gerekiyordu. Zaten sonra tiyatrodan gelen insanlara karşı saygısızlık yaptığımı hissettim ve sinemayı bıraktım.
- Sahne nereden çıktı?
Bir gün Fahrettin Aslan telefon etti. Heyecandan titriyordum. Bir anda "Zeki Müren'in kadrosunda çalışır mısın?" dediler ve iyi bir para alarak gazino hayatım başladı. Zeki Bey ile yıllarca çalıştık.
- Sürekli bunu sağlamak sizi yormuyor mu?
Aayy ne zor bir şey. Hem nasıl. Ne kadar kendinize bakarsanız bakın devamlı tırmık yiyorsunuz o anlamda. Ben nasıl istiyorsam öyle kalırım yani ne yapabilirim başka, bu benim genetiğim. Benim yaşımda bir sürü insan elini ayağını çekti gitti. Ben onların bu hayatta en büyük ümitleriyim. Onlara ne kadar motivasyon verebiliyorum, daha ne istiyorlar ya? Ben her zaman kendime bakacağım. Ben Ajda Pekkan olmasaydım da bir Kova burcu olarak her zaman bakımlı bir kadın olmayı seviyorum. Gün geçtikçe kendimi keşfettim. Her geçen gün daha da keşfediyorum. O ruhumun güzelliği yüzüme yansıyor diyorum, kimseyle dalaşmıyorum. Kimsenin hakkında hiçbir şey düşünmüyorum.
- Sıradan bir insan olsaydınız ne yapmak isterdiniz?
Sinemaya gidemiyorum, bana bakıldığı zaman sıkılıyorum. Bu yüzden bazen canım Beyoğlu'nun arka sokaklarında gezmek istiyor ama gidemiyorum. Kapalıçarşı'ya gidemiyorum. Bazen hiç kimse beni görmese diyorum, gidip bir yerlere gözlemlemek istiyorum. Ama yine keşfediliyorum. Bir gece siyahlar giydim, kafamda şapka var... Tak tak tak yürüyorum. Yanımda bir hanım da var. Derken arkamdan "Ajda Hanım" diye birileri sesleniyor. Hayranlarımdanmış Allah'tan. "Bu kadar giyinip kuşanmışken nasıl da beni tanıdınız?" "Yav yürüyüşünüzden sizi tanıdık" dediler.
- "Kilo almasın diye yemek pişirtmez, gündeenazüç saat sporyapar"diyorlar...
Hiiiih, Tam tersi. Halil İbrhim sofrası gibidir evim. Bu şehir efsanelerini yıkalım isterseniz. Üç saat spor yapsam ölürüm herhalde. Haftada üç gün spor yapıyorum. Onun dışında vaktim olduğu zamanlarda da kardiyo çalışıyorum.
- 14 kez estetik yaptırdığınız yazılıp çiziliyor?
Allah aşkına gittim botoks yaptırdım, kaç sene içinde 10 kere botoks yaptırdım diye 10 kere estetik mi oluyorum ben. Tabii ki 1 kere yaptırdım onu da aslanlar gibi söyledim. Kendime ait neyse onları yaptırdım. Her zamanda gerekirse hiçbir şekilde yapmaktan çekinmem. İnşallah bir gün olursa popo kaldırma ameliyatı yaptırtacağım. Ha ha hah... Ama çok isterim, popomu kaldırtmak.
Olduğum yaştayım
Süperstar, 'Kendimi 18 yaşında hissediyorum diye bir şey yok. Beni kaç yaşında görüyorsanız o yaştayım. O kadar çok hoşuma gidiyor ki böyle olgun olmak. Daha eğleniyorum yani. İstersem içimdeki çocuğu, istersem içimdeki olgun kadını ortaya çıkarıyorum" diyor. 'Sizi çok seven bir erkeğe ihtiyacınız var" sorumuza, "Galiba şefkate ihtiyacım var" cevabını veriyor.
‘Kılık değiştirip evlilik programına çıkacaktım’
- Sizin gönlünüzü çalacak erkeğin ne gibi özelliklere sahip olması gerekir?
44 numara ayakkabı giymesi gerekiyor. Ha ha ha... Şaka. Çok iyi yemek yapması lazım, çok iyi aşçı olması gerekir bir kere. Çünkü ben yemeyi çok severim, yapmayı hiç sevmem. Müzik zevki olması lazım. Esra Erol'un programı gibi oldu şimdi. Ha ha hah... Ayy vallahi geçen gün onu düşündüm. Kılık değiştirip Esra Erol'a çıksam ne şeker olur ya dedim. Ha ha hah... İnsan gibi insan, adam gibi adam olmalı... Beraberliğinin arkasında duracak. Benim sorumluluklarımı anlayabilecek, paylaşacak biri olmalı. Gece bir çekimim varsa onu olgun karşılayacak. Ne yapayım, böyle bir hayatım var. Bu şartlarda anlayışlı olursa olur. Bu Ajda Pekkan'ın normları
Keşke bir çocuk yapmış olsaydım’
* Hayatınız boyunca hiç çocuk sahibi olmayı istediniz mi?
Yaa benim 6 defa çocuğum oldu, istemedim o zaman. 6 defa kürtajım oldu. Yani annemle kardeşime bakmak durumundaydım.
- Bir çocuğunuz olduğu, herkesten sakladığınız söyleniyor...
Aslı, astarı yok. Keşke olsaydı, saklamazdım. O kadar isterdim ki... O cahillikle bir tane çocuk yapmış olaydım keşke...
- Mal varlığınız kimlere kalacak?
Düşünmek bile istemiyorum. Çünkü hayat gittiği yere kadar gidecek. Kimseye de bir söz vermek istemiyorum. Vasiyetiniz var mı? Hayır, yok. Neden çünkü? Ben daha yeni yeni yaşıyorum.
Metrobüsü çok merak ediyorum
- En son ne zaman otobüse, vapura binmiştiniz?
Hiçbirine binemedim. En son yıllar önce yeni ünlendiğimde binmiştim. Açıkçası halkın arasına karışamamak bende bunalım yaratıyor. Aslında bunalımım ben o anlamda.
- Metroya binebilirsiniz...
Yanımda birileri olursa öyle bir güç geliyor, kuvvet gelir yaparım. Ama tek başıma olmuyor. Yurt dışında biniyorum. Mesela Zürih'te tramvaylar var ya, onlara biniyor, öteki tarafta iniyordum, sırf o zevkimi tatmin edeyim diye. Kimse tanımıyor ne güzel. En çok metrobüsü çok merak ediyorum, çok binmek istiyorum. Adalar'a giden İDO'ları merak ediyorum.
Yaşlanmaktan korkmuyorum’
- En büyük korkunuz nedir? Yaşlanmaktan, güzelliğinizi kaybetmekten korkuyor musunuz?
Ayyy hiçbir şeyden korkmuyorum. Çünkü ne olacaksa o olacak. Nasıl doğduğumuz günü bilmiyorsak, öleceğimiz günü de bilmek istemiyorum. Artı bir şeyden korkmamamın nedeni, sağlığımız yerinde olsun, onun dışında her şeyin bir çaresi olduğuna inanıyorum.
- Özel hayatta sizi koruyucu bir gücün olduğuna inanıyor musunuz?
Evet, ona inanıyorum. Ve ona çok teşekkür ediyorum. Bugüne kadar hep korunduğumu seziyorum.
(ŞEBNEM ÖZCAN- BUGÜN)