Dizilerin kötü kızı Tuvana Türkay, öpüşme sahnelerinin üstü açık bir şekilde gösterilmesini eleştirdi. Türkay, yönetmenlerin muhafazakâr kesimi unuttuğundan dert yandı.
HEM OYUNCU HEM MÜZİSYEN
Kamera karşısına erken yaşta geçen Tuvana Türkay, 9 yaşında reklam filmlerinde oynamaya başladı. Kara Para Aşk dizisiyle yıldızı parlayan oyuncu, Somuncu Baba, Güvercin Uçuverdi, En Güzeli ve Geym Of Bizans’ta oynayarak beyazperdeye damga vurdu. Türkay, ENBE’nin albümünde söz ve müziği kendisine ait ‘Ara Ne Olursun’ isimli şarkıyı seslendirdi.
İstanbul’u kaplayan kar Tuvana Türkay’ı çocukluğuna döndürdü. Kısa bir süre önce Amerika’dan dönen güzel oyuncuyla Bağdat Caddesi’ndeki evinin karla kaplı bahçesinde yeni projelerini, sektörün durumunu ve 2016’dan beklentilerini konuştuk
Amerika seyahatiniz nasıl geçti?
Bu sene arka arkaya 4 sinema filmi çektim. Dizi yapmadığım için bolca zamanım vardı. Amerika hep görmek istediğim bir yerdi. Bunca zaman çalışmaktan hiç fırsatım olmadı. Önce New York, San Francisco, Las Vegas oradan da Los Angeles’a gittim. Bir gittim pir gittim.
İşiniz için çalışmalar yaptınız mı?
Sadece tatil için gitmiştim ama çok komik bir olay yaşadım. Venice Beach’de bir Meksika restoranında oturuyorum. Orada bir kadın yüzüme 5 dakika filan baktı ve “Sizinle çalışmak çok isterim” diyerek kartını verdi. Kocasıyla birlikte ünlü dergilerin kapaklarını çeken iyi bir fotoğrafçıymış. Bir daha gittiğimde onlarla beraber bir çekim yapacağız. Enerjiniz güzelse her yerde insanların dikkatini çekebiliyorsunuz.
Şöhrete kapılırsan bir canavar. Her yerde kabul gören meslek yapı-yorum ve şükrediyorum.
Yurtdışı gibi planlarınız var mı?
Ne yalan söyleyeyim, izlediğim Hollywood filmlerinde kendimi onların içinde hayal ettiğim çok oluyor. Hedeflerenizi ne kadar ileride tutarsak daha kaliteli işler yapabiliriz.
Hollywood'dan kiminle aynı filmde rol almak isterdin?
Kadın olarak Meryl Streep’le aynı sahnede olmak çok isterdim. Erkeklerde ise Al Pacino ile oynamak çok çok isterdim. Tabii bunlar uç şeyler. l Yurtdışında da büyük bir hayran kitleniz buluyor...
Başka bir memleketin insanı tarafından sevilmek çok farklı bir duygu anlatamam. Dünyanın her yerine gittiğimde büyük bir ilgiyle karşılaşıyorum. Bu benim için çok büyük mutluluk, bulunmaz bir nimet.
İstanbul trafiğinde toplu taşımayı kullanıyor musunuz?
Vapur, metrobüs, metroyu sık kullanıyorum. Bu trafikte zaten başka türlüsünü yapmanın imkânı yok. Kullanmayan bence aklını peynir ekmekle yemiştir. Arabayla Anadolu yakasından Avrupa’ya geçtiğim sürede Madrid’e gidebiliyorum.
Metrobüste karşısında sizi görenler ne yapıyorlar?
Garipsenmesi bana komik geliyor. Fotoğraf filan çektiriyoruz. Kimse öcü değil. Bir de oyunculuk sektöründe oyuncular çok fazla çoğaldığı için insanımız alıştı.
Akbiliniz var mı?
İstanbul kartım var. Büyük bir rahatlık. Bence herkesin olması lazım.
Ülkemizde şöhretli insanlar nedense halktan kopuyor…
Yurtdışında bütün oyuncular metro kullanıyor. Bu ego söylemi bizim ülkemizde var ve çok şaşırıyorum. Toplu taşıma kullanmanın nesi ayıp? Fiyatı ucuz olduğu için mi? Benim zamanım çok kıymetli.
Hiç ego sahibi değilsiniz, şöhretli olup bunu nasıl başarıyorsunuz?
Şımaracağım bir şey yok. Çevremde hayat enerjisi yüksek insanları tercih ediyorum. Egosu yüksek insanlar gördüm ama onları hayatıma almamak da benim seçimimdir. Ego savaşları veren insanlarla hayat enerjimi düşürmüyorum.
Güldürmek mi ağlatmak mı zor?
Ağlatmak daha zor. Ağlamanın gözyaşıyla ilgisi yok. Bazen ruh haliniz öyle bir gerçeği yansıtır ki gözünüzden bir damla yaş gelmese de ağlatabilirsiniz. Aslında bu senaryo bütünlüğüyle olan bir durum.
Hobilerinize yenisi eklendi mi?
Bir arkadaşımın çiftlik evinde okçuluk denedim, inanılmaz hoşuma gitti. Hedefi hep 12’den vurdum. Ekstrem sporları çok seviyorum. İçimde bir Zeyna var.
Albüm çalışmaları sürüyor mu?
Müzikle çok yoğun ilgilenmeye başladığımda oyunculuğa daha az enerji sarf ettiğimi anladım. İnsanın iki işi aynı dinamizmde yapıyor olması birazcık olanaksız. Birazcık ruh halime göre yaşayan bir insanım. Bu sene mutlaka dizi yapacağım.
Kin tutar mısınız?
İnsanları affetmeyi tercih ediyorum. Hiç kimse benim ruhumda iz bırakacak kadar değerli değil. 2015 yılından yanıma hiç kimseyi almayacağım. Bana zararı dokunan herkesi orada bırakıyorum. 2016’ya tertemiz başlıyorum.
Geym Of Bizans’ta soyunduğunuz haberleri filmin önüne geçti.
Aslında bir aşk sahnesi çok fazla üstü açık gösterilmeden de anlatılabiliyor. Bu da benim içimde bir yaradır. Yapımcılar ve yönetmenler bizden çok Avrupai olmamızı bekliyorlar. Öpüşme, sevişme sahnesini, açıklığı hiç sorun etmeyin gibi. Ama bir şeyi unutuyorlar. Biz muhafazakâr bir topluma hizmet ediyoruz. Bizi izleyen kitlenin muhafazakâr olabileceğini akıllarından çıkarıyorlar. Bunları gözardı etmemiz isteniyor.
YALANDAN EKSTRA NEFRET HALiNDEYiM
Aşkın kriterlerle alakası yok. İnsanlar kendilerini olmadığı gibi göstermeye başladı ve bu beni çok rahatsız ediyor. Yalandan herkes nefret eder ama ben ekstra nefret halindeyim. Aradığım en yegâne şey samimiyet.
KiTAP YAZIYORUM
Kendi çapımda bir kitap yazıyorum. Şiirsel yazılarım da olacak. Gönlümdeki duyguları kaleme döküyorum.
PAZARA GiTMEYi SEViYORUM
Marka merakım yok. Pahalı olan güzel demek değildir. Salı Pazarı’na gitmeyi çok severim.
Mesleğimde açgözlü değilim
Mesleğime ticari gözle bakamıyorum. Kazancı iyi olan bir meslek yapıyoruz. Bu yüzden herkesin şükretmesi lazım. 13 bölüm peşin alıp, ‘eşeği sağlam kazığa bağlayayım’ diye bir açgözlülüğüm yok.